Paylaş
12 Eylül’ün ağır havası, azıcık dağılmaya başlamış durumda.
Bu gevşemeden yararlanılarak memleketin dört bir yanında paneller düzenleniyor.
*
“Panel” dedikleri şöyle bir şey:
Bir grup yazar, bir masa etrafında toplanıyor. Bu yazarların mutlaka biri solcu, biri İslamcı, biri de liberal oluyor.
Ve tartışma başlıyor.
*
Nasıl da merakla, ilgiyle izlerdim bu tartışmaları.
Bu panel işi, benim gençliğimi yedi bitirdi resmen. Gençliğimin büyük bölümü panel kovalamakla geçti desem yeridir.
*
Dönemin en meşhur panelistleri şunlardı: Abdurrahman Dilipak, Murat Belge, Mete Tunçay, Nur Vergin, Turgut Kazan, Uğur Mumcu, Aziz Nesin, Hüseyin Hatemi, Nilüfer Göle, Ali Bulaç vs.
*
Dün Bahçeşehir Üniversitesi’nde Adalet Bakanlığı ile İletişim Başkanlığı’nın ortaklaşa düzenlediği “ADALET VE MEDYA İLİŞKİSİ” panelinde konuşmacıydım.
Şöyle bir salona baktım. Şöyle bir konuşmacı koltuklarına baktım.
Ve birden aklıma gençliğimin panelleri geldi.
*
O eski panellere göre bizim panel, azıcık heyecansızdı tabii.
Destansı çıkışlar, epik haykırışlar falan olmadı ama hayli yararlı konular işlendi.
YILDA 2 MİLYON DAVA SONUÇLANIYORMUŞ
ADALET Bakanı Yılmaz Tunç’un yaptığı açış konuşmasında şöyle bir bilgi verdi:
*
“Türkiye’de yılda 2 milyon dava sonuçlanıyor.”
*
Vay vay vay! 2 milyon dava ha!
“Adaletsizlik algısı” ya da “adaletsizlik olgusu” dediğimizde...
Bu 2 milyon davadan belki 20’sini, belki 40’ını, belki 70’ini kastediyoruz.
2 milyon içinde sayısal olarak hesaba katılmayacak bir miktardır bu.
Ama algıyı ya da olguyu belirleme özelliğine sahip olabiliyor.
*
Benim buradan çıkardığım sonuç şu: Adalet sisteminin kusursuz bir işleyişe sahip olması şart.
BİZİM PANELİN PANELİSTLERİNE DAİR
BİZİM panelin konusu şuydu:
“Adaletin Tesisi ve Kamuoyunun Doğru Bilgilendirilmesi.”
*
- ÖMER ÖZKÖK (24 TV’nin Genel Yayın Yönetmeni): Panelimizin yöneticisiydi. Hemen söyleyeyim: 80’lerdeki panel yöneticileri kadar ustaca yönetti bizim paneli. Konuklar arası geçiş cümlelerinde hayli başarılıydı.
*
- MEHMET AKİF ERSOY (Habertürk Genel Yayın Yönetmeni): İrticalen konuşmayı çok iyi başarıyor. Araya espri katabiliyor ki bu bayağı zor bir iştir. 80’lerde panelist olsaymış fanatikleri bile olurmuş.
*
- HASAN ÖZTÜRK (Ülke TV Genel Yayın Yönetmeni): Söylediklerinden bağımsız bir saptamam var: Samimiyetiyle konuşmasının içine çekiyor insanı. Hasan Öztürk’ün samimiyetidir bizi etkileyen yani.
*
- MÜCAHİD EKER (TRT Haber Dairesi Başkanı): Sınıflarını doğrudan geçen öğrencilere özgü bir düzen içinde. Üç özelliği var: Disiplinlilik, sistematiklik ve kamu yayıncılığına münasip bir efendilik.
*
- MEHMET SİNAN ALTUNÇ (Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekan Yrd): Olaya akademik açıdan yaklaşırken teoriye boğmadı bizleri. Pratiği asla ihmal etmeden çok önemli hususlara dikkat çekti.
*
NOT: Bu isimler benim katıldığım panelin konuşmacılarıydı. Gün içinde iki ayrı oturum daha yapıldı. Orada da çok kıymetli meslektaşlarımız görüşlerini açıkladılar.
ŞUNLARI SÖYLEDİM
HAZIR Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ve bakanlığın diğer önemli yetkililerini karşımda bulmuşken şu hususların altını çizmeye çalıştım:
*
- Adalet Bakanlığı’nın bir iletişim mekanizması yok. Bu mekanizmanın kurulması gerekir.
*
- Biz haberciler, teyit mekanizmasını çalıştıracak bir merci bulamıyoruz.
*
- Adil yargılamayı sarsmayacak ölçüler içinde savcılar, basına bilgi verebilmeli.
*
- Dedikodular ve yalan haberler, hiçbir açıklamanın yapılmamasından besleniyor.
*
- Yayın yasaklarının çerçevesi, genellikle muğlak kalıyor.
*
- “Asla söz edilmeyecek” tarzı bir yayın yasağı anlayışının gözden geçirilmesi gerekir.
BAKAN YILMAZ TUNÇ’A TEŞEKKÜRLER
“YARGI Reformu Strateji Belgesi” hazırlıyor Adalet Bakanlığı.
Bakan Tunç, bu belgeyle düzenlenen paneller arasında şöyle bir ilişki kurdu:
*
“Medya temsilcilerimizin düşünceleri bizler için çok önemli. Yargı Reformu Strateji Belgesi’ni tamamlamak üzereyken adalet / medya ilişkisi konusunu masaya yatırmamız lazımdı.”
*
Gazetecilerin konuya yaklaşımının “Strateji Belgesi”nde yer almasını arzulamak...
Bu yaklaşımı nedeniyle Sayın Bakan’a çok teşekkürler.
FAHRETTİN ALTUN’DAN ÖNEMLİ SAPTAMA
İLETİŞİM Başkanı Fahrettin Altun, yaptığı konuşmada “medya / yargı” ilişkisi açısından çok önemli saptamalar yaptı.
Çizdiği çerçeveyle sorunlara gayet net biçimde işaret etti.
*
Hukuk, önemli bir uzmanlık alanı.
Hukukun temel kavramlarına aşina olmadan, mahkemelerin yetki alanlarıyla ilgili bilgi sahibi olmadan, dava süreçlerini bilmeden... Yargı haberciliği yapılamaz.
“Tutuklama nedir, tutuksuz yargılama ne anlama gelir, tutuklama bir ceza mıdır” gibi en basit meselelerden habersiz olarak yapılan yargı haberciliği, duvara toslamaya mecburdur.
*
İletişim Başkanı Altun, işte bu çok önemli noktaların altını çizdi konuşmasında. “Yargı okur yazarlığı” ihtiyacının altını çizmeyi de ihmal etmedi.
Paylaş