Saatler 20.00’yi gösterdi mi, bu diyarın rayting yarışı yapan televizyonlarında ana haber bültenleri başlar.
Ortalama 50-60 dakika olan haber bültenlerinde 2, bilemediniz 3 haber verilir topu topu. Haber 1’in anonsu yapılır, haberle ilgili kısa bir röportaj yayınlanır, ardından da her kanalın ekranı 4’e 5’e bölünür. Yorumcular, haber bültenlerinin vazgeçilmez unsurlarıdır. Genellikle küçük gazete sahibi, köşe yazarı ya da aynı televizyonda sabah-öğle kuşağında programları bulunan yorumcular sayesinde bilgilenir kamuoyu. Biri sorar, öteki cevap verir ya da tersi. Bazen de atışırlar aralarında, eski defterleri açarlar. Eh o zaman da rayting rakamları fırlar tabii. Spiker ile yorumcuların muhabbetine, haberin önemine göre 1-2 politikacı da eklenir sonra. Tüm kanallarda 1. haberin aynı olmamasına yılda 1 bilemediniz 2 kez rastlanır. Bültenlerin neredeyse dörtte üçlük bölümünü kapsar 1. haber ve istisnalar kaideyi bozmadığına, aksine güçlendirdiğine göre de siyasidir. Genellikle ekonomik ya da sosyal içeriklidir 2. haber. Benzine zam, yeni emeklilik yasası ya da uyuşturucu belası gibi. Süre daha kısıtlı, ekranlardaki pencere sayısı daha az. Sendikacılar, miletvekilleri, avukatlar. Vakit kalmışsa 3. haber, ya dünyada o gün yaşanmış önemli bir olay ya da magazindir. Mega, Antenna, Alter, Alpha gibi büyük televizyonlarda üç aşağı beş yukarı her gün bu manzara. Ana haber bültenlerinin spikerleri çok ünlüdür. Nikos Hacinikolau (Alter), Nikos Evangelatos (Antenna), Olga Tremi (Mega) ve Eli Stai (Alpha) bültenleri sunmaktan başka, haftada bir program da yaparlar. Konukları toplarlar stüdyoya, ülkeyi ilgilendiren bir mesele üzerinde konuşurlar. Yaz mevsimi geldiğinde de bu spikerlerin transferleri konuşulur bir kanaldan diğerine. Son yıllarda özel televizyonların haber bültenlerinin formülü bu. Sahipleri, sonuçlardan memnun olsalar gerek ki değiştirmiyorlar. Yunanistan haber açısından fakir bir ülke. İsteseniz de bir bültende yayınlayacak 10 haber bulamazsınız. Kaldı ki "sarhoştu alkol kontrolünde dağıttı", "maganda kurşunu can aldı", "Döner bıçağı ile ölüm saçtı" tarzı haber de çıkmaz. Bu nedenle de haber kanalı yoktur. Sözgelimi NTV ya da CNN Türk gibi bir kanal bulunmaması tesadüf değildir. Yıllar önce hatırlıyorum, teşebbüs edildi ama yayına başlamadan önce vazgeçildi. Saatler 20.50-21.00’i gösterdiğinde biter haber bültenleri ve adamakıllı haber bülteni izlemek için devlet televizyonuna zaplarım. Sezar’ın hakkı Sezar’a, Yunan devlet televizyonlarının haber bültenleri gerçekten kaliteli.Metresin intikamı başbakanın derdiBu satırlar yazıldığında Başbakan Kostas Karamanlis, Hindistan yolcusuydu. Dönüşün²ki temaslar 23 Ocak’ta başlayacak. Her şey tamam görünüyor da, perşembe sabahına kadar nedense Atina ve Ankara’da hálá resmi açıklama yapılmadı. O güne kadar ne olur bilinmez, ama bugün itibarıyla dertli mi dertli Yunanistan’ın başbakanı. Nedeni de yıllardan beri yakın arkadaşı Hristos Zahopulos’un intihar teşebbüsü ile patlak veren ve 20 gündür manşetlerden inmeyen "metres intikamı" skandalı. İki hafta önce yazmıştık, kısaca tekrarlayalım. Kültür Bakanlığı Genel Sekreteri 54 yaşındaki evli ve bir çocuk babası Zahopulos, bakanlıkta sözleşmeli çalışan Evdokia Çaku adlı kadınla ilişkiye girer. Kadını bir süre sonra bakanlıktan uzaklaştırmak isteyince "metresin intikamı" gelir. Çiftin sevişme sahnelerini içeren bir DVD dolaşır sağda solda. Karamanlis derhal arkadaşının istifasını ister. Zahopulos "sağlık nedenleri" bahanesiyle istifa eder, iki gün sonra da DVD’nin televizyonlarda yayınlanacağını duyunca Atina’nın Kolonaki semtindeki bir apartmanın 5. katından kendini atar. Metres "şantaj" suçlamasıyla tutuklanır. Geçen sürede, polisiye hatta siyasi içerikli gerilim filmlerini kıskandıracak gelişmeler yaşandı. Öncellikle sevişme sahnelerini içeren 3-4 dakikalık DVD’nin daha skandal patlak vermeden başbakanlığa ulaştığı ve birkaç gün sonra Karamanlis’in basın danışmanı Yanis Adrianos tarafından savcıya gönderildiği ortaya çıktı. Danışman nereden bulmuş? Bir gazeteci vermiş. Kim? Söylemiyor Adrianos "Ben de gazeteciyim kaynağımı açıklamam" diyor. Devlet yapısının çarpıklığı işte. Nasıl oluyorsa başbakanın basın danışmanının aynı zamanda "gazeteci" statüsü de devam ediyor.Ya danışmana DVD’yi veren o gazeteciye ne demeli? Burada herkesin söylediği "milli açıdan son derece önemli bir bilgiye ulaşırsa gazeteci, elbet hükümete haber verir ama porno kaset söz konusu. Gazeteci oturup haber yapacağına DVD’yi hükümete veriyor". "Metres skandalı"nda tam bu tartışılırken ikinci bir intihar teşebbüsü oldu. Evdokia Çaku ile birlikte gazete ve televizyonlara gidip DVD’nin pazarlığını yapan iki avukattan biri, Atina’nın en işlek caddelerinden birinde kendini kamyon altına attı. Tesadüf eseri kurtuldu. Savcının "şantaj" suçlamasıyla Çeku gibi kendisini de tutuklamasından korkmuş avukat. Eskiden karşılıksız çek vermek suçundan hapis yatmış, hatta Atina Barosu tarafından avukatlık yapma izni elinden alınmış. İntihardan önce "Tekrar hapse girmeye dayanamıyorum" diye mektup da bırakmış. Halen koma halinde yaşam ile ölüm arasındaki incecik çizgi üzerinde gidip gelen skandalın temel taşı Zahopulos’un ise, bakanlıkta sözleşmeli kadın memurları cinsel ilişkiye zorladığı ileri sürüldü. Aralarında evlilerin de bulunduğu bazı kadın memurlar kadrolu olmak uğruna uymuşlar şeytana anlaşılan."Suç kanıtı" DVD 3-4 dakika. Gazetelerde polisin raporu yayınlandı. İri cüsseli Zahopulos’dan çıkan tek ses "MMMMM". Çeku ise "Ne istiyorsun be?", "Dur ya alışveriş de yaptım. Bak beğendin mi? Giyeyim de gör" gibi sözler sarf ediyor. İddialara bakılırsa epey makaslanmış. Ne vardı diğer görüntülerde? Elbette sadece sevişme sahneleri değil. İddialar, Zahopulos’un siyasi içerikli önemli şeyler söylediği... Skandalın siyasi boyutları var mı yok mu, henüz bilinmiyor. Yunanistan’da spor toto, iddaa, mili piyango gibi şans oyunlarından gelen paranın önemli bir bölümü Kültür Bakanlığı’nın kasasına giriyor. Zahopulos da Kültür Bakanlığı’nın neredeyse tek yetkili "veznedarı" idi. Üstelik bu diyarın toprağını kazdığınızda tarihi eser çıkması ihtimali çok yüksek. Geçen dört yıl içinde onca binanın, otelin, işyerinin inşasına onay veren yine Kültür Bakanlığı. Durum böyle olunca "dedikodular" dizboyu tabii. Metres skandalı nasıl ve ne zaman kapanacak, unutulacak meçhul. En çok merak edilen de eğer iyileşirse, Zahopulos’un "Mutfağın balkonuna çıkmıştım başım döndü düştüm" demesi halinde ne olacağı.