"Siga siga" yani yavaş yavaş yürür işler diyarda. Herhangi bir yolda açılan bir çukurun kapatılması, bozuk bir trafik lambasının tamiri uzun zaman alır.
Sürekli hata sinyali veren bir telefonun kontrolü için teknisyenin kapı zilini çalması bazen dört, bazen beş gün gerektirir. Patlamış borulardan günlerce su akar durur.
Bu açıdan, gezdiğimiz gördüğümüz AB üye ülkelerinden hemen hiçbirine benzemiyor Yunanistan. Buna karşı AB ile üyelik müzakerelerini başlatan bir ülkeyi nasıl da hatırlatıyor...
Ancak geçenlerde yaşanan bir olay, Yunanistan’da da istendiği takdirde bazı şeylerin hemen yapılabileceğini gösterdi. Yeter ki ciddi bir "neden" olsun!
Harry S. Truman malumunuz ABD’nin 33. Başkanı. II. Dünya Savaşı’nda atom bombasının kullanılmasına "okey" demesi, Türkiye ve Yunanistan dahil, müttefikleri hem komünizmden "koruyan" hem de ekonomik yardımı öngören o ünlü "doktrini" ve Kore savaşı ile ünlü Truman’ın 43 yıl önce Atina şehir merkezinde bir heykeli dikildi.
Yunan halkında ABD’ye karşı yoğun bir antipati vardır. Yakın tarihte, II. Dünya Savaşı sonrası iç savaşta, 1967’de Albaylar Cuntası’nın iktidara gelmesinde, 1974 Kıbrıs olaylarında hep ABD’nin büyük rolü bulunduğu halkın beynine-vicdanına yerleşmiştir. Hatta günümüzde bile Türk-Yunan sorunlarında Washington’un hep Ankara’nın yanında yer aldığına inanılır.
İKİ HAFTADA YENİDEN YAPILDI
Truman heykeli Atina şehir merkezinde olmakla birlikte ağaçlar yüzünden uzaktan pek fark edilmez. Muhtemelen birileri bu heykeli yerleştirirken halkın duygularını da göz önünde bulundurdu.
Ancak yine de geçen yıllar içinde Truman’ın heykeline kaç saldırı düzenlendi, tam olarak bilen yok. Bombalı saldırılardan tutun da, heykelin boyanmasına hatta ambalaj kağıdına sarılmasına kadar...
Atina’da Amerikan aleyhtarı protesto gösterilerinde de Truman heykeli genellikle nasibini almıştır. Her defasında da ABD, Yunanistan’a diplomatik girişimde bulunarak "üzüntüsünü" bildirmiştir.
Geçenlerde de İsrail aleyhtarı bir gösteri sırasında Truman heykeli yerle bir edildi. Göstericiler ABD’ye lanet yağdırdı. ABD büyükelçisi üzüntüsünü dile getirirken, Truman’ın Yunanistan’a büyük yardımları dokunduğunu hatırlattı.
Nasıl olduysa işte, heykel rekor sayılabilecek bir süre içinde (iki hafta) onarılarak yerine dikildi. Hatta kamu düzeni bakanı Vironas Polidoras heykelin dikilmesinde bizzat hazır bulundu.
Demek ki Yunanistan’da bazı şeyler, halkın deyimi ile "taka taka" yani çabucak da oluyormuş... Aman doktor canım doktor
Hastalarını, elinde şarap kadehi ile muayene eden doktorlar ya da iştahlarına pes denecek hastaların olduğu bir hastane olur mu hiç?
Eğer Volos şehrinin devlet hastanesinin faturalarına bakılırsa, bal gibi olur!
Buralarda adettir, Noel ve Paskalya gibi bayram günlerinde hastane yönetimi nöbetçi doktorlara yemekhanede şarap da ikram eder. Sözgelimi Larisa şehrinin 300 yataklı devlet hastanesinde 2005 yılı içinde bu ikram için 33, Trikala şehri devlet hastanesinde de 44 euro harcanmış.
Daha küçük bir hastanesi bulunan Volos’ta ise tam 945 şişe şarap, 290 şişe de bira tüketilmiş bayram günlerinde. Bu içkilere yaklaşık 2 bin euro ödenmiş. Şimdi o günlerde muayene ya da ameliyat olmuş hastaların halini varın siz düşünün.
AFİYET OLSUN!
Gelelim hastalara. 2005 yılı faturalarına bakılırsa, Volos Devlet Hastanesi’ndeki hastaların, sözgelimi Larisa Devlet Hastanesi’ndeki hastalardan çok daha iştahlı olmaları gerek. Larisa’da yatan her hasta günde 240 gram beyaz, 65 gram kırmızı et ve 600 gram sebze-mevye tüketirken, Volos’daki bir hastanın ortalama 420 gram beyaz, 200 gram kırmızı et ve 1.5 kilo sebze-meyve tüketmesi başka nasıl izah edilebilir?
Sağlık bakanlığı müfettişleri bu durum karşısında huylanmış olsalar gerek, hastane yönetiminden birilerinin görevlerini kötüye kullanmış olabileceği, yani faturaların şişirilmiş olabileceği şüphesiyle soruşturma başlattı.