Türkiye’de seçimler 22 Temmuz’da. Şu işe bakın ki, Yunanistan’da da erken seçim gündemde.
Başbakan Kostas Karamanlis, tarih vermeden "seçimler zamanında yapılacak" diyor ama, yaz sonu ya da sonbaharda sandık başına gidileceği söylentileri sürekli artıyor buralarda.
Ege’nin bir yakasında seçim, Ege’nin öteki yakasında seçim söylentileri. E zaten onca benzerliğimiz var. Seçimler niye istisna teşkil etsin?
Pek öyle değil.
Çünkü neden seçim, diye sorarsanız, hani bazı yerlerinde horoz ötse karşıdan duyulacak kadar yakın Ege’nin iki kıyısında ne kadar iki farklı dünyanın var olduğunu göreceksiniz.
Yunanistan’da erken seçim gündemde ve iki aydır konuşulan tek konu, birkaç milyon euro’luk "devlet tahvilleri skandalı". Bazı devlet kurumlarının yönetimlerinde olan birileri, emekli sandıklarındaki paralarla devlet tahvili alırken, direkt devlet bankalarına başvurmak yerine araya komisyoncular koymuşlar. İşte bir cümlede toparladığımız bu skandal iki hafta önce Çalışma ve Sosyal Yardım Bakanı’nı koltuğundan etti.
Muhalefet "emekli sandıklarından çıkan paraları geri getirin" diye bağırıyor, erken seçim istiyor. Gazeteler seçimlerin kapıda olduğu iddiasında. Hükümet, emekli sandıklarındaki paraların doğru tercihler sayesinde yumurtladığını söyleyerek böbürleniyor ancak, işin içine komisyoncuların girdiğini de kabul ediyor.
Türkiye’nin gündemi malum. Dolayısıyla Yunanistan’daki bu skandalın Türk medyasına yansımasını beklemek hayal olur, lüks olur.
Buna karşın, Türkiye’de yaşananlar bütün dünya medyasının ilgisini çekti ve çekmeye devam ediyor. Diyeceksiniz ki Ege varken, Kıbrıs varken, haklı-haksız onca önyargı varken, Yunan medyasının Türkiye ile daha çok ilgilenmesi bir bakıma doğal.
Doğal da sevgili okurlarım, çok ama çok abartıyorlar.
Geçen Pazar sabahı, bu diyarda 6 büyük gazeteyi alıp ofise geldim. Baktım birinin manşetinde Türkiye, diğerinin yine Türkiye.. Başlıklar heyecanlı; "Ankara bilmecesi", "Türkiye-Yunanistan ve endişeler", "Her şeye hazır bir İslamcı", "Atina dikkatle izliyor", "Erdoğan kazanırsa ne olur?", "Siyaset-süngü karşı karşıya", "Türkiye’ye AB’den kırmızı kart", "Büyük bahisin çekilişi 80 gün içinde yapılacak", "Atina’nın Türkiye için B planı yok".
Ya içeriğe ne desem? O ne senaryolar, o ne analizler... Yunan Dışişleri ve Savunma bakanlıkları endişeli imiş... Türkiye Ege’de kriz yaratarak, gerginlik yaratarak dikkatleri başka yöne çekmeye teşebbüs edebilirmiş...
Nereden buluyorlar, nasıl uyduruyorlar.
Meğer "Türkiye uzmanı" kaç gazeteci, kaç yazar varmış bu diyarda.
Üşenmedim saydım. Belki inanmayacaksınız ama 6 gazetede Türkiye ile ilgili en az 30 haber ve yazı vardı. Eğer diğer Yunan gazetelerini de eklersek pazar günü Türkiye konulu haber veya yazı sayısı 60’tan fazlaydı.
Yunanistan’da erken seçim ortamını oluşturan tahvil skandalı ile ilgili haber ve yazılar ise Türkiye hakkında yazılanlardan çok daha fazla değildi.
Sonra haber sitelerinde bir dolaştım. O da ne? Sitelerin birinde (www.e-go.gr) anket yapılıyor. Hayır Yunanistan için değil, Türkiye için. "Türkiye’deki kriz nasıl bitecek" diye soruluyor. Pazar günü öğlene kadar 1800 defa tıklanmıştı. Sonuçlar "Erdoğan kazanacak" (yüzde 43), "Erdoğan kaybedecek" (yüzde 21), "darbe olacak" (yüzde 36).
İnsanlar gazeteleri okuyor, televizyonları izliyor. Sonra aralarından bu anketi görenler de tıklıyor işte.
Diyeceğim, komşusunu iyi tanımıyor Yunanistan.
Kısa kısa...
Yunanistan’da 2006 yılında 811 bin kutu viagra ve benzeri haplardan satılmış. 2005’e kıyasla 60 bin kutu fazla. Hatırlıyorum da, 1999 yılında viagra daha piyasaya sürülmeden eczanelerde uzun kuyruklar oluşmuş sipariş listeleri hazırlanmıştı. İlk parti "mal" da raflara konmadan satılmıştı.
"Bulgari" markasını takdime gerek yok sanırım. Değerli takı ve aksesuvar alanındaki bu büyük markanın kurucusunun, Yanya şehri yakınlarındaki Cumerka köyünde gümüş imalatı ile uğraşan Sotiris Vulgaris olduğunu biliyor muydunuz? Sotiris, 19. yüzyılın sonlarına doğru İtalya’ya taşınmış ve 1884’te Roma’da ilk dükkanını açmış. Sonrasında oğulları Kostas ile Yorgo işi babalarından devralmışlar.
İstanbul’a son gelişimde gazetelere şöyle bir göz attığımda, tiyatro ilanlarının çok az oluşu dikkatimi çekti. Atina’ya dönüşümde meraktan kaç tiyatro salonu var diye bir baktım. Sıkı durun küçük büyük 120 sahne tiyatroseverlere hitap ediyor. Bunlardan 21 tanesinde de klasik eserler sahneleniyor.
Yunan ligi bu hafta bitiyor. Olimpiakos yine şampiyon. Türkiye’de de yatırımları bulunan Sokratis Kokalis’in sahibi ve başkanı olduğu kırmızı-beyazlılar, son 11 yılda 10 kez şampiyonluk ipini göğüslediler. Yarınki son maçlarını saymazsak, 29 maçta 68 puan topladılar. Kadrosunda eski FB’li Erol Bulut’u da bulunduran Olimpiakos’un başkanı Kokalis, yazılanlara bakılırsa yine FB’li Tuncay’a kancayı takmış.
İstanbullu Rumların takımı AEK, ligi ikinci bitiriyor. Eğer bütçesini ve altyapısını düşünürsek bu bir mucize. Küme düşen takımlardan İonikos ise koskoca bir yılda sadece 4 puan alarak rekor kırdı.