Preveze Türkleri

Tarih der ki, Barbaros Hayrettin Paşa komutasındaki Osmanlı donanması 1538 Eylülü’nde Andrea Doria komutasındaki Haçlı donanması ile Preveze’de karşı karşıya geldi.

Haberin Devamı

Tarih der ki, Osmanlı bu savaşta gemi ve asker sayısı açısından dezavantajlı olmasına rağmen Barbaros Hayrettin Paşa’nın taktiği sayesinde Haçlı donanmasını dize getirdi...
Bu savaştan tam 471 yıl sonra Preveze sahilinde Yunan pop müziği çalan bir kafede hem buz gibi frappe kahvemi yudumluyor, hem de birkaç dakika sonra buluşacağım iki kadına ne soracağımı düşünüyordum. “Preveze’de iki Türk” ile randevum vardı.
Ülkü Gündoğdu (51) ile Ayşegül Aslan (26) karşımdalar. Ülkü, İstanbul’da Saint Benoit Lisesi’ni bitirdikten sonra yükseköğretim için Paris yerine Londra’ya gitmiş. Dil kursunda Yunanlı eşi ile tanışmış ve 1983’te Preveze’ye gelmiş. Büyük aşkın meyvesi Türkçeyi çatır çatır konuşan 16 yaşındaki oğlu Aleksandros. Büyük aşkın sonu ise iki yıl önce ayrılık. Elişi ev aksesuvarı işiyle uğraşıyor Ülkü. Dikkatimi “Dream in Istanbul” yazan tişörtü çekiyor.
Anadolu Üniversitesi’nde okurken tatil için geldiği Selanik’te tanışmış Yunanlı eşiyle Üsküdarlı Ayşegül. Evlendikten sonra bir süre İstanbul’da yaşamışlar. Damat alışamamış İstanbul’a, kalkıp Preveze’ye göçmüşler. Küçük bir dükkân işletiyor, gecelik ve iç çamaşırı satan.

Haberin Devamı

İSTANBUL’DA SİNEMA VAR MI?

“Preveze’ye ilk geldiğimde insanlar farklıydı. Daha sıcaktı, daha samimiydi. Şehir büyüdü insanlar daha çıkarcı, daha kaba oldu” diyor Ülkü. “İstanbul’daki arkadaşlarımı çok arıyorum” diyor Ayşegül.
Türk olmanın bir sıkıntısını çekmemiş ikisi de. Ancak, bazen kör olası önyargıların şahidi olmuşlar. Ayşegül’ün dükkânına giren bir kadın nereli olduğunu sormuş. “Türk” deyince “Olsun zararı yok” demiş... Ha bir gün de “İstanbul’da sinema-tiyatro var mı?” diye sormuş biri.
Çanak anten sayesinde Türk televizyonları izliyorlar. Haberleri, dizileri. “Televizyon olmasaydı ne yapardık? Hep açık!” diyorlar. İnternetten Türk gazetelerini takip ediyorlar. Ayşegül, Ayşe Arman hayranı. “Sahi gelir mi Preveze’ye?” diye soruyor.
Dönmek istiyorlar mı Türkiye’ye?”
Ülküoğlu Aleksandros üniversiteye girer girmez dönmeyi planlıyor. Ayşegül ise emekliliğinde. Ablası Ülkü’nün Preveze’de kalmasını istiyor Ayşegül. O da giderse hemşerisi, sırdaşı, kader arkadaşı kalmayacak. Ülkü ise kardeşini teselli etmek için “Kaynanası Ayşegül’ü çok seviyor. Öz kızı olsa ancak bu kadar severdi” diyor.
Kafeden çıktık. Preveze’nin dar sokaklarına daldık.
Şehrin kalbi Şeytan Pazar’ı dolaşırken nesil farkına, yaratılış, yapı farkına, düşünce tarzı farkına rağmen Ülkü ile Ayşegül’ün birbirlerine cömertçe sundukları dostluk, destek ve dayanışmayı kıskandım.

Yazarın Tüm Yazıları