Bakanlar son zamanlarda nereye gitse, hangi etkinliğe katılsa küçük-büyük olaylar çıkıyor. Protesto gösterileri eksik olmuyor. Hükümete göre bu tepkiler solcu SYRİZA partisi tarafından düzenleniyor
Atina şehir merkezinin en güzel sokağı İrodu Attiku’da bulunan Megaron Maksimu’da yani Başbakanlık’ta, Osmanlı İmparatorluğu’na karşı 25 Mart 1821’de başlayan Yunan ihtilalinin 190. yıldönümü kutlamalarından iki-üç gün önce ilginç bir toplantı gerçekleştirildi. Ta Nea gazetesine göre, toplantıda Başbakan Yorgo Papandreu ve kabinesindeki bakanlar bu milli bayram kutlamalarına katılıp katılmamayı konuştular. Bakanlardan bazıları “Katılmayalım” demiş ancak Papandreu, “Ülkeyi iflastan kurtarmaya çalışıyoruz. Bunu da her yerde halka anlatmalıyız” diyerek karşı çıkmış. Bazı bakanların, tasarruf tedbirleri çerçevesinde tankların ve uçakların iki yıldır katılmadığı 25 Mart Milli Bayramı törenlerinde yer almaktaki tereddütleri dayanaksız değildi elbet. Bakanlar, son zamanlarda nereye gitse, hangi etkinliğe katılsa küçük-büyük olaylar çıkıyor. Protesto gösterileri eksik olmuyor. Hükümete göre bu tepkiler solcu SYRİZA partisi tarafından düzenleniyor. Muhalefete göre ‘Halkın öfkesi’ söz konusu. Son bir ay içinde, Başbakan Papandreu Almanya’da konuşurken bir grup Yunan öğrenci salonu bastı. Siros adasını ziyaret ettiğinde ise 150 kadar gösterici polisle çatıştı. Başbakan Yardımcısı Teodoros Pangalos da Fransa’da konuşurken Yunan öğrencilerin protestosuyla karşılaştı. Pangalos, eşi ve iktidar partisi PASOK’un 10 milletvekiliyle birlikte Atina yakınlarındaki Kalivia ilçesinde bir et lokantasında yemek yerken de bir grup gösterici yoğurt kaseleriyle saldırdı. Kaselerden biri Başbakan Yardımcısı’na isabet etti. Savunma Bakanı Evangelos Venizelos ile yardımcısı Panayotis Beglitis de Yunanistan’da ekonomik krizin yarattığı öfkeden paylarına düşeni aldılar. Nerede bir tören, nerede bir etkinlik olsa kalabalık içinden illa da “Hırsızlar”, “Çaldıklarını geri verin” seslerini yükseliyor. Oysa bir buçuk yıldır iktidarda olan bugünkü Papandreu hükümetinin ekonomik krizdeki katkısı, öncekilerle kıyaslanmayacak kadar az. Öncekiler daha tedbirli, pek ortalıkta görünmüyorlar.
Medya tam dört gün sustu
Perşembe sabahı saat 07.00’den itibaren bu diyarda ses seda yok. Memlekette, dünyada ne oluyor ne bitiyor bilen yok. Radyo ve televizyonlarda haber bültenleri yok. Bayilerde de satılacak gazete... Yunan gazeteciler, maaşlarda indirim ve tenkisat hesapları yapan medya patronları toplu iş sözleşmesini imzalamaya yanaşmayınca, tam dört günlük greve gittiler. Greve devlet radyo televizyonu ERT ile Atina Haber Ajansı (ANA) da katılıyor. İlk kez bu kadar uzun süreli grev yapıyor gazeteciler. Grev nedeniyle DVD, CD ve kitap promosyonlu kalın mı kalın pazar gazeteleri çarşamba akşamı yayımlandı. İlk haber bülteni yarın sabah 07.00’den sonra yayınlacak. Gazeteler ise önümüzdeki salı günü çıkacak. Medya emekçileri direnişte haklı. En büyük beş medya kuruluşunda çalışanların sayısı geçen yıl 2009’a kıyasla yüzde 12.7 azalarak 4 bin 660 kişiye düştü. Bu yıl durum daha da vahim. Patronlarsa geçen yılı toplam 108 milyon Euro zarar ile kapatmaktan şikayetçi. Patronlar için bu yıl durum daha da vahim. Dikkatimi çeken, grevlere alışan halkın ilgisizliği. Sokaktaki adam ya “Aman canım zaten iyi bir haber vermiyorlardı ki” ya da “Gazeteciler gerçekleri söylemiyor-yazmıyor ki” diyor. Yunanistan’da gazetecilerin ikide bir tekrarlanan grevi artık ‘haber’ teşkil etmiyor. Bizler de Atina’da olup biteni ya greve katılmayan internetteki bir iki haber sitesinden, ya da Kıbrıs Rum medyasından izlemeye çalışıyoruz.