Polisin giremediği Zoniana

Mitoloji, tanrıların patronu Zeus’un Girit adasındaki Psiloriti dağlarında doğduğunu söyler. Anne Rea, tahtına göz dikerler korkusuyla oğullarını öldüren kocası Kronos’un vahşi içgüdülerinden korumak için burada bir mağarada gizlemiş Zeus’u.

1981 yılından beri AB üyesi Yunanistan’ın Psiloriti dağlarında belki tanrılar değil ama hálá birileri gizleniyor.

Köyün adı Zoniana. Yüksekliği 630 metre. Nüfusu 1500 civarında. AB’nin nüfusu en hızlı artan köyü ilan edilmiş. Her ailenin 4-5 çocuğu var. Sakinlerin yüzde 40’ı aynı soyadını (Pasaris) taşıyor. Tek yabancı var. Arnavut bir damat. Coğrafi açıdan, Girit’in Kandiye ile Rethimnon şehirleri arasındaki bir yerde.

Gayet modern bu iki şehirden 60 kilometre mesafedeki Zoniana, medeniyet açısından onbinlerce kilometre uzakta.

Bir zamanlar keçi besleyerek geçiniyormuş sakinleri. Keçinin eti sütü yetmeyince başka "işlere" girmişler.

Önce komşu köylerdeki tavukları, keçileri çalmışlar, sonra traktör, cip. Ama komşunun suyu ne ki? Zamanla haşhaş, hintkeneviri ekmişler. Aralarından bazıları şehre inip "malı" satmış. Bazıları ise işi büyüterek kokain ticaretine bile girmiş. Yani gelir hırsızlık, soygunculuk, gasp, uyuşturucu üretimi ve ticaretinden.

Zoniana, AB’de nüfus artışından başka bir rekoru daha elinde bulunduruyor. AB’de nüfusa göre en fazla silahın bulunduğu yer. Girit’te gelenektir her ailenin bir silahı vardır. Zoniana’da her sakinin.

Silahlar da hiç öyle duvarlarda asılı değil. Sözgelimi, 1997’de bir komisere bombalı saldırı ve Rethimhon valisine açılan yaylım ateşi, 2000’de bir başka komiserin rehin alınması ya da 2006’da polis konvoyunun pusuya düşürülmesi Zoniana’lıların işi.

Köy, geçtiğimiz günlerde yine gündeme geldi. 14 cip içinde tam 43 polis baskın için girerken, sağdan soldan makineli tüfeklerin sesi duyuldu. Birileri pusu kurdu. Birkaç dakika içinde yüzlerce mermi boşalttılar konvoyun üzerine. Kurtuluşu kaçmakta buldu polis.

Devlet bir köyde asayişi sağlayamıyor diye kıyamet koptu. Polis teşkilatının itibarı sarsıldı. "Rövanş" için Atina’dan özel timler getirildi, helikopterler, zırhlılar. Eşi görülmemiş bir operasyon gerçekleştirildi.

Çarşamba gününe kadar 25 yıldır polis girememişti Zoniana’ya. Avrupa’da hálá bu köye benzer bir yer var mı bilmiyorum.

Sahi, İstanbul’da Hacıhüsrev mahallesinde durum nasıl?

Mitoloji, tanrıların patronu Zeus’un Girit adasındaki Psiloriti dağlarında doğduğunu söyler. Anne Rea, tahtına göz dikerler korkusuyla oğullarını öldüren kocası Kronos’un vahşi içgüdülerinden korumak için burada bir mağarada gizlemiş Zeus’u.

1981 yılından beri AB üyesi Yunanistan’ın Psiloriti dağlarında belki tanrılar değil ama hálá birileri gizleniyor.

Köyün adı Zoniana. Yüksekliği 630 metre. Nüfusu 1500 civarında. AB’nin nüfusu en hızlı artan köyü ilan edilmiş. Her ailenin 4-5 çocuğu var. Sakinlerin yüzde 40’ı aynı soyadını (Pasaris) taşıyor. Tek yabancı var. Arnavut bir damat. Coğrafi açıdan, Girit’in Kandiye ile Rethimnon şehirleri arasındaki bir yerde.

Gayet modern bu iki şehirden 60 kilometre mesafedeki Zoniana, medeniyet açısından onbinlerce kilometre uzakta.

Bir zamanlar keçi besleyerek geçiniyormuş sakinleri. Keçinin eti sütü yetmeyince başka "işlere" girmişler.

Önce komşu köylerdeki tavukları, keçileri çalmışlar, sonra traktör, cip. Ama komşunun suyu ne ki? Zamanla haşhaş, hintkeneviri ekmişler. Aralarından bazıları şehre inip "malı" satmış. Bazıları ise işi büyüterek kokain ticaretine bile girmiş. Yani gelir hırsızlık, soygunculuk, gasp, uyuşturucu üretimi ve ticaretinden.

Zoniana, AB’de nüfus artışından başka bir rekoru daha elinde bulunduruyor. AB’de nüfusa göre en fazla silahın bulunduğu yer. Girit’te gelenektir her ailenin bir silahı vardır. Zoniana’da her sakinin.

Silahlar da hiç öyle duvarlarda asılı değil. Sözgelimi, 1997’de bir komisere bombalı saldırı ve Rethimhon valisine açılan yaylım ateşi, 2000’de bir başka komiserin rehin alınması ya da 2006’da polis konvoyunun pusuya düşürülmesi Zoniana’lıların işi.

Köy, geçtiğimiz günlerde yine gündeme geldi. 14 cip içinde tam 43 polis baskın için girerken, sağdan soldan makineli tüfeklerin sesi duyuldu. Birileri pusu kurdu. Birkaç dakika içinde yüzlerce mermi boşalttılar konvoyun üzerine. Kurtuluşu kaçmakta buldu polis.

Devlet bir köyde asayişi sağlayamıyor diye kıyamet koptu. Polis teşkilatının itibarı sarsıldı. "Rövanş" için Atina’dan özel timler getirildi, helikopterler, zırhlılar. Eşi görülmemiş bir operasyon gerçekleştirildi.

Çarşamba gününe kadar 25 yıldır polis girememişti Zoniana’ya. Avrupa’da hálá bu köye benzer bir yer var mı bilmiyorum.

Sahi, İstanbul’da Hacıhüsrev mahallesinde durum nasıl?

Atina’da bir Türk doktor

Denizli nire, Atina nire... Denizli, Yunanistan’ın başkenti Atina’da ikibuçuk yıldır embriyolog olarak çalışan Ankara Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi mezunu Dr. Ayfer Fındık’ın memleketi.

Almanya’da 13 yıl kalarak uzman doktor olan Dr. Fındık, Türkiye’ye dönüp Marmara Üniversitesi ve özel kliniklerde çalıştıktan sonra 2005’te İstanbul’daki Dünya Tüp Bebek Kongresi’nde tanıştığı ünlü Yunanlı doktor Vasilis Ziogas’ın iş teklifini kabul etti.

Önce bir günlüğüne geldi, sonra da üç aylık ilk sözleşmesini imzaladı. Artık Dr. Ziogas’ın Ambelokipi semtinde lüks mü lüks iki katlı kliniğinde, tüp bebek yöntemi ile anne olmak isteyen kadınlara yardımcı oluyor. Mikroskop altında tek bir spermi alıp iğne ile yumurtaya enjekte ediyor. AB pasaportu olduğundan ikamet ya da çalışma izni gibi bir sorunu da yok.

Bu diyar Alamanya ya da ABD değil ki! Türk bilim adamına, Türk doktora pek rastlanmıyor.

Dr. Fındık ile çalıştığı klinikte sohbet ettik. Güleryüzü, gülen gözleriyle karşıladı bizi.

Klinikte göreviniz ne?

- Sorumlu embriyolog olarak çalışıyorum. Genetik araştırma hariç bir tüp bebek merkezindeki her şeyi yapıyoruz. Jinekologlar anne adaylarından aldıkları yumurtaları bana veriyorlar. Gerekli laboratuvar işlerini tamamladıktan sonra mikroenjeksiyonu yapıyorum. Yani tek bir spermi alıp, mikroskop altında iğne ile yumurtaya enjekte ediyorum.

İşler nasıl?

- Yunanistan’da kadınlar Türkiye’ye kıyasla daha ileri yaşlarda evleniyor. Geç yaşta çocuk sahibi olmak istiyorlar. Tüp bebek olayı Türkiye’den daha yaygın. Üstelik Türkiye’de yasak olan donör yöntemi (başkasının sperm veya yumurtasını kullanmak) burada serbest. Bu nedenle Türkiye’den gelen aileler de var. Ayda ortalama 25-30 anne adayına yardımcı oluyorum. Dünyaya gelen bebeklerimizin vaftiz törenlerine bile gidiyorum. Yunanistan’da doğan her 5 bebekten 1’i tüp bebek yöntemi sayesinde dünyaya geliyor.

Atina’ya gelmenize aileniz ne tepki gösterdi?

- Eşim kabul etti hatta destekledi. Her ay İstanbul’a gidiyorum. Evim Fenerbahçe’de. Türkiye’de insanlar malum Yunanistan için çok olumlu şeyler düşünüyorlar.

Ya Yunanlıların Türkiye hakkında düşündükleri?

- Türkiye’deki kadar değilse de olumlu diyebilirim.

Atina’da nasıl yaşıyorsunuz?

- Hollandalı bir bayanla aynı evi paylaşıyoruz. Çokuluslu bir arkadaş grubumuz var. Yunanlılar bizlere kıyasla keyiflerine daha düşkün. Herkes dışarıda. Yaşamayı seviyor.

Yunanistan’ı gezebildiniz mi? Daha ne kadar kalmayı düşünüyorsunuz?

- Birkaç adaya gittim. Santorini’ye hayran kaldım. Daha ne kadar Atina’dayım, bilmiyorum. Burada huzurlu ve mutluyum.

Eh bize teşekkür edip "hoşçakalın" demek kaldı...
Yazarın Tüm Yazıları