Baba Kostas Stefanis, psikolog ve eski sağlık bakanı. Kızı Eva ise yönetmen. Baba, uzun süre gündemden uzaktı.
Ne sesi duyuluyordu ne de sedası. Birkaç hafta önce düzenlediği basın toplantısıyla gündemin üst sıralarına oturdu:
"Önce küçük bir kalp krizi. Sonra öksürük, nefes zorluğu. Bayanlar, baylar iki yıldır akciğer kanseriyim. Herşey için de sigara suçlu. İnsanlığın bir numaralı düşmanı sigaradır."
Son dönemlerde yaşadığı dramı, verdiği yaşam mücadelesini gülümseyerek anlattı gazetecilere Kostas Stefanis.
Siyasetçilerde pek alışmadığımız bu tarz itiraflardan birkaç gün sonra Yunanistan kısa metrajlı "müstehcen" sayılan bir video filmi ile sarsıldı.
Atina’da açılan modern sanat sergisinde geniş ekranlı bir televizyonda sürekli aynı film gösteriliyordu: Yunan milli marşı eşliğinde mastürbasyon yapan bir kadın. Filmin yönetmeni eski sağlık bakanının kızı Eva.
Kıyamet koptu. Savcılık emri ile polis sergiye baskın yapıp video kasete el koydu. Serginin organizatörü gözaltına alındı. Eva Stefani o sırada Almanya’da olduğundan yakalanmaktan kurtuldu.
Filmindeki sahneleri "Siyah bir ekranda bir anahtar deliğinin içinde bir kadın eli cinsel organının üzerinde dolaşıyor. Dokunmuyor. Belirsiz bir sahne aslında. Sözgelimi bir yarayı ovuyor da olabilir. Çalan milli marş ise net duyulmuyor.
Albaylar Cuntası (1967-174) döneminden kalma kayıt" diye anlatıyor Eva.
Sanata sansür getirilir mi? Bu polisin işi mi? Sanatçı fikirlerini serbestçe hangi noktaya kadar izah edebilir? Milli sembollere saygısızlığın cezası ne olmalı? gibi sorular tartışıldı uzun uzun. Bence, sanatın da sınırları vardır ancak bunları polis belirlememeli. Sanatçının kendisi ne güne duruyor?
Eva’nın iki erkek kardeşi var, ikisi de doktor. Kocası ise kendisi gibi yönetmen. Almanya’da yaşıyor. Çektiği kısa metrajlı filmlerde kadın bedenini işliyor tema olarak genellikle. Polisin el koyduğu son eserine "pornografik" denmesine müthiş kızıyor.
Küçük siyasi hesaplarla kendisini kullanıp babasına saldıranlara da ateş püskürüyor. "Hayatımda tek bir şey için babamın adını kullandım. O da babamla iftihar ettiğimi söylemek istediğimde" diyor, Eva.
Baba Kostas, Eva için kopan gürültüden elbette rahatsız. Kızının "ahlaki" değerlerinin uluorta sınanmasına hangi baba üzülmez? Ancak buna karşı hangi baba da kızının kendisi ile ilgili böyle konuşmasından mutlu olmaz?
İKİ KOMŞUYA SORDULAR MİLLETİNİZE NE YAKIŞMAZ?
Türkiye’de Bilgi Üniversitesi adına ’İnfacto Research Workshop", Yunanistan’da da Siyasi Araştırma ve İletişim Merkezi adına (KPEE) "Kapa Research" kamuouyu araştırmalar şirketlerinin gerçekleştirdiği anketin ilginç sonuçlarını sizlerle paylaşmak isterim.
Yunanlılar ülkeleri için en büyük tehlike olarak Türkiye’yi (yüzde 77.1) görüyor. Türkler ise Yunanistan’ı önemsenmeyecek bir oranda (yüzde 9.5) tehlike sayıyor. Türkler için "büyük tehlike" ABD (yüzde 35.6) ve Kuzey Irak’ta olası bir Kürt devleti (yüzde 25.8) kurulması.
Atatürk (yüzde 85.6) ve Mehmet Akif Ersoy (yüzde 56.4) araştırmaya katılan Türklerin "Ülkenizin milli duygularını hangi şahsiyet temsil ediyor" sorusuna cevap oluşturdu. Yunanlılar ise bu derecede hiç kimseyi "temsilcisi" saymıyor. Yunan mili marşının yazarı Dionosis Solomos yüzde 18, Osmanlıya karşı bağımsızlık mücadelesi kahramanlarından Teodoros Kolokotronis yüzde 16 ve eski başbakanlardan Elefterios Venizelos yüzde 14.5 oranında Yunanlı için "mili duyguların’ temsilcisi.
Araştırmanın sonuçlarına bakılırsa, iki halk da pek ’akraba sevdalısı" değil. Aksi halde Türklerin yüzde 71.3’ünün "Türk’ün Türkten başka dostu yoktur", Yunanlıların da yüzde 54.5’inin "Yunanlılar kardeşi olmayan bir millettir" görüşüne katılır mıydı?
TARTIŞILIR AMA...
"Milletinize ne yakışmaz" sorusuna verilen cevaplar da ilginç:
Türkler: Dinsiz olmak (yüz 45.1), Hristiyan veya Musevi olmak (yüzde 38.1), eşcinsel olmak (yüzde 23.1), komünist olmak (yüzde 20.8), fanatik İslamcı olmak (yüzde 19.4), fanatik milliyetçi olmak (yüzde 8.1)
Yunanlılar:
Demokrat olmamak (yüzde 47), fanatik milliyetçi olmak (yüzde 29.4), Müslüman ya da Musevi olmak (yüzde 20.9), dinsiz olmak (yüzde 16.4) Türklere veya Arnavutlara sempati duymak (yüzde 13.8), eşcinsel olmak (yüzde 6.2).
Türkler, Fatih Terim, Sertab Erener ve Yaşar Kemal’in Yunanlılar da eski kültür bakanı ve sinema sanatçısı Melina Merkuri’nin, Nobel ödüllü şairlerin ve Yunanlı olimpiyat şampiyonlarının ülkelerinin dünya çapında duyulmasına katkıları olduğu görüşünde.
Türklerin yüzde 63.1’i bugün referandum yapılsa oyunu AB üyeliğinden yana kullanacağını, ancak aynı zamanda yüzde 50’sinin AB’nin Türkiye’yi bölmeye çalıştığına inandığını ortaya koyan kamuoyu araştırmasında ilginç bir sonuç da, Yunanlıların yüzde 17.7’sinin İstanbul, Karadeniz, Ege Bölgesi ve Kıbrıs’ın da dahil olduğu "kaybedilmiş vatan topraklarının" askeri yollarla (savaşla) geri alınması görüşüne inandığını göstermesi.
Kamouyu araştırmaları iyice hayatımıza girdi. Ne var ki her şey o kadar masum değil. Bir araştırmayı değerlendirebilmek için sözgelimi soruları iyice incelemek gerekir. Diyelim ki o kişi için "sempatik mi?" sorusuna verilecek cevaplar, aynı kişi için "antipatik mi?" sorusuna verilecek cevaplardan çok farklı olabilir. Bu noktada, araştırmanın neden yapıldığını bilmek önemli. .
"Evet" ya da "hayır"lı cevapların da tuzakları var. Sözgelimi bir kişiye sempati duyabilir insan ama aynı zamanda başka bir kişiye de. Sonuç, gerçeği yansıtmayabilir. Bunun yanısıra kamuoyu araştırmasının nasıl ve hangi şartlarda yapıldığı da önem taşıyor.
Vesellam bu araştırmaların sonuçları her zaman tartışılır.
O halde kamuoyu araştırmasına körü körüne inanmayın, ama kamuouyu araştırmasız da kalmayın..