Kilise... Bira... Porno film... Ve skandal

Kadın köpüklü birayı göğüslerine döküyor. Boşalan şişeyle de mantıklı bir izahı olmayan pozisyonlara giriyor. Bira şişesinin kullanıldığı bu porno film için ülkede kıyamet koptu

Mekan: İddialara bakılırsa New York’taki bir Yunan tavernası.
Dekor: Mavi-beyaz masa örtüleri, tahta sandalyeler.
Müzik: Buzuki, sirtaki filan.
Oyuncular: Muhtemelen bir Latin Amerika ülkesinden kıpır kıpır bir kadın ve Kuzey Amerikalı sarı-kızıl buzdolabı bir erkek.
Senaryo: Kadınla erkek Yunan tavernasında yiyorlar içiyorlar. Kadehlerde önce şarap sonra da bira. Beğeniyorlar olsalar gerek ki bira hakkında konuşuyorlar. Kadın bir ara masadaki şişeyi alıyor, önce biraz kendi içiyor, sonra erkeğe içiriyor. Birkaç dakika geçiyor ve neden, nasıl veya bu sahneler dünya kültürüne ne katkıda bulunuyor eleştirileri yine haddim değil, kadın köpüklü birayı göğüslerine döküyor. Boşalan şişeyle de mantıklı bir izahı olmayan pozisyonlara giriyor.
Adını bilmediğim bu porno film, ilk kez 2009’da yayınlandı. Üzerinden iki yıl geçti ve geçenlerde aniden bu porno film için kıyamet koptu. Tepki ne filmin senaryosuna, ne oyuncularına, ne de çalan müziğe. Tepki biraya; evet, biraya... Çünkü esmer, cıvıl cıvıl kadının bir orasına bir burasına dolaştırdığı bira, KEO marka. KEO, Kıbrıs Rum Kesimi’nde üretilen ve 60 yıldır adanın güneyinde en sevilen bira.
Diyeceksiniz ki porno ama biranın reklamı yapılıyor filmde. Tamam da bira fabrikasının baş hissedarı kilise olunca durum değişiyor.

BÖYLE TANINMAK İSTEMEYİZ

Tuhaf gelmesin size, Kıbrıs Rum Kesimi’nde kilise sadece içki üretiminde değil, siyasette hatta futbol sahalarında bile söz sahibidir. 2004 yılında Rumlar’ın Annan çözüm planına “Hayır” demelerinde “Plan, şeytanın işi” diyen kilisesin payı büyüktü. Ufukta pek görülmüyor ama eğer günün birinde başka bir çözüm planı da çıkarsa Rumların “Evet” ya da “Hayır” demesinde kilisenin etkisi yine çok büyük olur bence.
Neyse, konumuza dönelim. Porno filminde Rum birası kullanılması haberi adada kısa sürede yayıldı. Şirketin müdürleri toplanıp defalarca filmi izledi. Sonunda, baş hissedar Rum Kilisesi’nin öfkesinden koltuklarını bile kaybedeceklerini düşünerek hukuki işlemlerin başlatılmasına karar verdiler. Şirketin Satış Müdürü İlias Sozos, “Ürünümüzü tüm dünyaya elbette tanıtmak isteriz ama bu şekilde de değil. Biramızın bir porno filminde kullanılması bizi son derece rahatsız etti” dedi.
Şimdi porno filmin yapımcısı aranıyor. Adamdan, Rum birasının gösterildiği sahneleri çıkarması ya da filmin o bölümlerini Rum birası olmadan yeniden çekmesi istenecek. Olmazsa da son söz mahkemelerin.

Seliniakis furdi furdi furuldi

Girit’in Hanya şehrine bağlı Apokoronu köyünde yaşayan Muzurakis ile Dikonimakis aileleri arasındaki ‘venteta’ yani kan davası 1994’te “Tarlanın orası benim şurası senin” ve “Koyunları orada otlatma şurada otlat” yüzünden başladı.
23 Mayıs 1994’te 53 yaşındaki Fotula Muzurakis tecavüze uğradıktan sonra öldürüldü. Cinayetin failleri olarak yakalanan Mihalis Dikonimakis ve arkadaşı Nikos Polakis müebbet hapse mahkum edildiler. Aynı yıl 13 Aralık’ta Midilli adasında kimliği meçhul bir şahıs Mihalis Dikonimakis’in kardeşi Sifis’i yolda arabasıyla ezip kaçtı. 1995’in 16 Ağustos’unda öldürülen Fotula Muzurakis’in 24 yaşındaki oğlu Kostas da ölü bulundu. 26 yaşındaki Yiannis Muzurakis, annesinin ve kardeşinin öldürülmesinin intikamını hapiste olan Mihalis Dikonimakis’in 54 yaşındaki babası Yiannis’i 10 Kasım 1995’te öldürerek aldı. 23 Eylül 1996’da kimliği meçhul şahıslar Girit’in Rethimno şehri dışında pusu kurup Muzurakis ailesinden kız alan Vangelis Seliniakis’i öldürdü. Vangelis Seliniakis’in adaşı ve amcası da Dikonimakis ailesinden iki kişiyi vurdu.
Amca Seliniakis, Kanada’ya kaçmak isterken Atina havaalanında yakalandı. Müebbet hapis cezasına çaptırıldı. 1998 yılında da cezaevinden firar etti. 1999 Mayıs’ında Atina’nın Peristeri semtinde Dikonimakis ailesinden 33 yaşındaki Kostas’ı yol ortasında üç kurşunla yere serdi.
Geçen 11 yılda Dikonimakis ailesi iki kayıp daha verdi. Polise göre bu cinayetlerin de faili Vangelis Seliniakis idi. Geçen hafta Girit’in Rethimno şehri dışındaki bir köyde silah sesleri duyuldu. En az beş cinayet suçuyla aranan Vangelis Seliniakis polisle girdiği silahlı çatışmada öldü. Kimilerine göre, teslim olmamak için intihar etti.
Yunanistan’ın yakın tarihinde iyisi-kötüsüyle derin iz bırakan eski başbakanlardan Elefterios Venizelos’un, takdime gerek yok yazar Nikos Kazancakis’in ve daha nice Yunan ünlünün memleketi Girit farklı bir diyar. Kan davası geleneği adada hâlâ hüküm sürüyor. Girit’te ruhsatsız silah sayısı binlerle telaffuz ediliyor. Düğünlerde en az beş bin el ateş edilmezse gelinle damadın mutlu olmayacağına inanılıyor.
Yazarın Tüm Yazıları