Karamanlis’in Ankara ziyareti öncesi Atina pazarında Türk malı ne var ne yok

Eğer bir aksilik olmazsa, Kostas Karamanlis 50 sene sonra Türkiye’yi ziyaret edecek ilk Yunanistan başbakanı olacak. Suyun Öte Yanından bu ziyareti vesile bilip, 1999’da başlayan yakınlaşma sürecinin Atina’daki sonuçlarını tespit etti.

Gördü ki, eskiden satılabilsin diye üzerinde ‘Türk malı değildir’ yazan ürünler, yerini bolca Türk markasına bırakmış. Ne isterseniz var: Türk kebapçısı ve baklavacısı, Türk sporcusu, Türk malı zücaciye ve envai çeşit ev eşyası Atina’nın her yerinde... Bu aralar ev sevilen dizilerden biri hangisi derseniz; bir süredir Yunan televizyonlarından gösterilen Yabancı Damat.

Kostas Karamanlis, eğer her şey yolunda giderse -Türk-Yunan ilişkilerinin doğasında 24 saat bile çok uzun bir süre; bu nedenle her zaman temkinli olmakta yarar var- yaklaşık 50 yıl sonra Ankara’yı ziyaret edecek ilk Yunanistan başbakanı olacak.

Ziyaretin 22 ağustosta gerçekleşmesi ihtimali yüksek ama 28 ağustos tarihi de duyuluyor, hatta ağustos sonrasına kalabileceği de...

Bu vesileyle ‘Suyun Öte Yanından’ gezdi, gördü, araştırdı.

Sorumluluk bölgesi içinde 1999’da başlayan yakınlaşma sürecinin izlerini ve sonuçlarını, ne var ne yok tespit etmeye çalıştı.

Önce şöyle bir Atina’nın merkezinde dolaştık. Sonra şehrin biraz kuzey, biraz da güneyine uzandık. Vitrinlere, tabelalara, bir sürü eşyanın etiketine baktık. Neler mi gördük?

HER SEKTÖRDE TÜRK İZİ VAR

Tike kebapçısı var. Güllüoğlu baklavacısı var. Pandeli restoran var. Develi ve Gelik gibi et lokantaları şube açmayı düşünmüş ya da düşünüyormuş.

Et, balık ve sebze pazarında Türk malı turşu, Türk malı bulgur, Türk malı kuruyemiş var.

İstanbul’un Perşembe pazarının benzeri Athinas Caddesinde Türk malı tornavida, kerpeten, jeneratör var.

Hangi zücaciyeciye girseniz, Paşabahçe’nin bardağı, sürahisi, kavanozu; pazarda, çarşıda, markette, alışveriş merkezlerinde Türk malı vantilatör, Türk malı giyim eşyası, Türk malı sabun var. Türk malı mobilya, Türk malı çarşaf, nevresim; hatta Lacoste tişörtlerin, ünlü parfüm markalarının Türk malı taklitleri bile var.

Altı yıl içinde yedi kat artmış ticari ilişkiler var iki ülke arasında. Altı yıl önce 350 milyon dolardı ticaret hacmi, şimdi iki milyar doları aştı.

Güneşin bu mevsim artık neredeyse acımasızca cömert olduğu Atina’daki turumuzu tamamlayıp ofisimize geldiğimizde, gazetelere bir göz attık, televizyonları açtık.

Yunanistan’da Fatih Akyel var, ülkenin en büyük takımı Olimpiakos’a transfer olan Erol Bulut var. Skoda Ksanti takımında oynayan Deniz Baykara var.

‘Yabancı Damat’ oynuyor bu ülkenin en büyük televizyon kanalı Mega’da her gece. Çok izleniyor, çok da beğeniliyor. ‘Türk’ kahramanların olduğu Yunan dizileri de kış sezonunda çok sevildi çok izlendi.

Türkiye’yi ziyaret eden yüzbinlerce Yunanlı turist de var.

HÜRRİYET’İ SAKLAYARAK OKURDUM

Yakınlaşma sürecinin öncesinde ‘Türk malı’ satmak veya satın almak neredeyse ihanet sayılırdı.

Pazarda, patateslerin veya sarımsakların etiketlerinde nereden olduğu yerine ‘Türk malı değil’ diye yazıyordu.

‘Kötü’, ‘talihsiz’, ‘kısır’ yıllarda Hürriyet gazetesi Atina’da birkaç bayide satılırdı. Gazeteyi aldığımızda yolda okumazdık.

Gizlerdik ‘yasaklı’ gibi. Şimdi bakıyorum da sadece şehir merkezinde en az 10 bayide satılıyor.

Elbette her şey güllük gülistanlık değil. Kardak krizleri, bayrak krizleri yaşandı.

Ege’de gerginlikler oldu bundan sonra da olabilir. Kıbrıs’a Rumlar istemediği için çözüm gelmedi.

ZAMAN LAZIM AMA UMUT VAR

Batı Trakya’da 10 yıl öncesine kıyasla çok şey değişmesine rağmen daha çözüm bekleyen ciddi konular var.

Belki de en önemlisi, buradan bakıldığında ilişkilerde her şeye karşı tarafa rağmen hala ciddi bir güvensizlik var.

Türk-Yunan ilişkilerinin ciddi şekilde zamana ihtiyacı var.

Ama Türk-Yunan ilişkilerinde yine de ciddi şekilde umut var.
Yazarın Tüm Yazıları