Güzel Evgenia’nın kariyeri muhafazakár sevgili Adonis’i gerdi

Adonis Yeorgiadis (36) aşırı sağcı ve aşırı milliyetçi LAOS partisinin milletvekili ve Başkan Yorgos Karancaferis’den sonra partinin en popüler 2 numaralı adamı.

Siyasetçi olarak sıkı bir "Helenizm"ci. Yabancılara, göçmenlere iyi gözle bakmıyor. Uyuşturucu veya alkol bağımlılarıyla, eşcinsellerle "mücadele"nin öncülerinden. Namus sevdalısı, dindar mı dindar. "İdeal saf ırk ve toplum" savunucularından işte.

Hemen her gün televizyonların haber bültenlerinde, ya da açık oturumlarda misafir edilir. Ağzı iyi laf yapıyor. Özellikle ortamı kızıştırmayı biliyor. /images/100/0x0/55ea8b0ef018fbb8f886d7f3

Aynı zamanda tarihçi ve yazar Adonis. Eski Yunan medeniyeti ağırlıklı üç kitabı var. Üstelik bir yayınevi ve bir kitabevinin de sahibi. Ucuz fiyata sattığı kitapların tanıtımını da yerel küçük televizyonlarda kendisi üstleniyor. Kitap tanıtımı reklamlarında siyasi gelişmelere değinmeyi de ihmal etmiyor.

Evgenia Manolidu ise sanatçı. Klasik müzik alanında önemli bir kariyeri var. Besteci ve orkestra şefi. Olimpiyat Oyunları sırasında Pekin’de verdiği konserde Çin Devlet Operası ve orkestrasını yönetti. İlk evliliğinden iki çocuk annesi. Son yıllarda Adonis Yeorgiadis ile birlikte. Bu aşkın ilk meyvesi de bir erkek çocuğu.

Adonis, Evgenia ve üç çocuk, aynı evde mutlu yaşarken, televizyondaki bir yarışma programı ailenin hayatını altüst eti.

En büyük TV kanallarından Antena, Gerçek Anı adlı bir yarışma programının sunuculuğunu Evgenia’ya teklif etti. Çift oturup medeni insanlar gibi konuştu ve "evet" cevabı vermeyi kararlaştırdı.

Yalan makinesi, yarışmacıların tepkilerini ölçüyor ve namusun, dürüstlüğün, iyi Hıristiyan’ın savunucusu Adonis’in hayat arkadaşı Evgenia soruyor: "Hiç bir hemcinsinizle birlikte oldunuz mu?", "Hiç toplu seks partisine katıldınız mı?" Olacak iş değil...

Bu da yetmiyormuş gibi Evgenia konuk olarak katıldığı bir magazin programında Adonis hakkında "O benim tontonum" demez mi?

LAOS partisinin zaten muhafazakár mı muhafazakár bir tabanı var. Tepkiler gecikmedi: "Halka kötü mesajlar veriliyor", "Partimiz için kötü imaj yaratıyor". Hatta dedikodulara bakılırsa parti başkanı Karancaferis "Oğlum bu kızı oradan çıkar" diyerek Adonis’in kulağını çekmiş.

Aşırı sağcı, aşırı milliyetçi genç milletvekili, hayat arkadaşı hakkında yazılıp çizilenlerden yorulduğunu, ancak kariyerine de engel olmayacağını söyledi. Eleştirilere, tepkilere göğüs germeye kararlı ama Evgenia’nın programına yarışmacı olarak asla katılmayacağını ilan etti.

Güzel Evgenia’ın sunduğu Gerçek Anı yarışmasının reytingleri çok iyi. Ancak, Adonis’in siyasi geleceğini ne kadar etkiler bilinmez.

Ne krizi, ne keşişi? Milletin derdi Natasa ile Yorgos

Millet sıkıntılı, millet öfkeli buralarda. Dünyayı sarsan ekonomik krizin Yunanistan kapılarına dayanması bir yana, her akşam televizyonların başına geçip papazların, keşişlerin "allah aşkına" nasıl yüz milyonlarca Euro’yu cebe indirdiklerini hayretle izliyor. Manastır arazileri devlete gerçek fiyatının 5 katına satılmış, karşılığında devlet arazileri gerçek fiyatlarından 5 kat ucuza alınmış, sonra da gerçek fiyatlarının birkaç katına karanlık geçmişleri olan "işadamlarına" devredilmiş. Hem devlete keşiş "kazığı" hem de kirli para aklanması söz konusu. Devlet öyle de kaybetmiş böyle de.

Skandalın başrol kahramanları keşişler, lüks arabalardan inip yanlarında özel korumaları ve avukat ordusuyla parlamentoya geliyor ve milletvekillerinden oluşan inceleme komisyonuna "İfade mifade vermiyoruz. Söyleyeceklerimizi bir kağıda yazdık. Aha buyurun. Haydi bize eyvallah" diyecek kadar ileri gidiyor. Kara cüppeli bu adamlar, kendilerini bekleyen gazetecilere de "Sen evli misin? Değil misin? O zaman dengesiz ve günahkarsın" diyecek kadar küstah.

İki ayda iki bakan yediler, başbakan Karamanlis’in bugün popülerliğinin yerlerde sürünmesine neden oldular. Kimbilir neler biliyorlar keşişler. Ağızlarını açsalar yer yerinden oynayacak.

Peki böyle bir ortamda millet ne yapar? Nasıl soğukkanlı kalır? Nasıl "sineye" çeker olanları? Ekonomik kriz karşısında acizliğini nasıl unutur?

İşte bunu "tespit" etmek için geçenlerde şehir merkezinde, siz deyin 5, ben diyeyim 10 müzikholü misafir eden "İera Odos"un (Kutsal Yol) yolunu tuttum. Günlerden perşembe idi. Vakit geceyarısı. Bu diyarda eğlencenin bence "imparatoru" Yorgos Mazonakis ile "hanımefendi" sanatçılardan Natasa Theodoridu’nun sahne aldığı "Votanikos" (Botanik) müzikholü önünde durdum. İnanılmaz bir kalabalık kapıda. İçerisi de farklı değil. Dostlarım ile zar zor masaya oturabildik. En az 1000 kişilik bir mekan ve iğne atsanız düşeceği yer yok. Efrafımdaki masalara göz attım. Marka marka viskiler, kırmızı, pembe, beyaz karanfiller. Erkekler yanlarındaki ya da bir masa ötedeki kadınlara dikmişler bakışlarını, kadınlar da karşılık veriyor.

"Uvertür" şarkıcılar geçip gittiğinde orkestranın gümbür gümbür "anons müziği" başladı ve iki assolist açık bir asansörün içinde sahneye çıktı. Ortalık ana baba günü. Tabii o an "Ha bu millet ekonomik krizi, avantacı sahtekar keşişleri ve onlara her türlü kolaylığı sağlayan devleti böyle protesto ediyor" şeklindeki düşüncemin gerçekle ilgisiz olduğunu anlamakta gecikmedim.

Ne krizi, ne devleti, ne keşişi? Millet, Natasa ile Yorgos’u ölümsüzleştiriyor.

İlk bölümde yaklaşık 2 saat sahnede kaldı assolistler. Sonra tatlı bir "sürpriz". "Nerdesin? Beni unuttun demişsin... Nerdesin?" hemen ardından "Zeytinyağlı yiyemem aman asma da fistan giyemem aman". İki yıl önce Yunanistan’daki bir popstar yarışmasına katılıp o zamandan itibaren bu diyarda kalan Türk şarkıcı Fide Köksal sahnede.

Assoslistler ikinci bölümde iki saat daha şarkı söylediler. Sabahın 5’ine kadar. Ekonomik krizden ve keşiş skandalından "bezmiş" millet de, ya sahnede ya masaların sandalyelerin üstünde oynadı.

"Votanikos"tan çıkarken diğer müzikhollerdeki binlerce kişi o saatte sokaktaydı. Kimbilir hafta sonu ne kıyamet kopacaktı.

Radyoda "günaydın" programları başlamıştı bile. Keşişlerden, skandallardan, devletin rolünden bahsediyorlardı. Ekonomik krizden de elbet.
Yazarın Tüm Yazıları