Ege’de dostluk

Meriç’te Erdoğan ile Karamanlis, doğalgaz boru hattının açılışını yaparken, aynı saatlerde Ege’de, Kuşadası ile Sisam Adası arasında bir Türk ile bir Yunanlının başından geçenleri aktarmak istiyorum.

Koray Gürdal, 36 yaşında amatör bir denizci. Başına geleceklerden habersiz, haftasonu küçük teknesi ile Kuşadası’ndan Ege’ye açıldı.

Güzel güzel gezerken o canım denizde, yakıtının bittiğini fark etti. Şiddetli esen rüzgarın da etkisiyle teknesi sürüklenmeye başladı. Ta Sisam Adası’nın Aya Paraskevi burnuna kadar.

Orada birkaç Yunanlı oturmuş sohbet ediyorlardı. Çoğu balıkçı. Gürdal, teknesini iskeleye bağladı ve elindeki boş bidonla derdini anlatmaya çalıştı. Bu küçük sahil köyü sakinlerinden biri haline acımış olsa gerek "Hadi seni şehre götüreyim" diyerek amatör Türk denizciyi arabasına aldı. Gürdal ve adı açıklanmayan 41 yaşındaki Yunanlı devlet memuru, Sisam’ın ana limanı Vathi’ye doğru yola çıktılar. Benzinciye gitmek için de sahil savunma ve liman müdürlüğü binası önünden bile geçtiler. Tabii, birkaç yüz metre ötede kendilerini bekleyen polis barikatından habersiz.

Birileri "ihbar" etmiş, polis de yakalamak için pusuya yatmıştı. Arabadan indirildiler biri "Yunanistan’a kaçak girdiği" öteki de "işbirliği ve yatakçılık yaptığı" gerekçesiyle gözaltına alındı.

Hafta sonu nezarethanede geçti, pazartesi günü de Sisam suçüstü mahkemesine çıkarıldılar. Tanıkları dinleyince hakim, gerçeği anlamakta gecikmedi. Karar ikisi için de beraat. Koray Gürdal ile Yunanlı devlet memuru gözyaşları içinde birbirlerine sarıldılar.

"Komşusunun zor bir anında yardıma koştuğu için başı belaya giren arkadaşımdan özür diliyorum" dedi Türk, "Zor bir anında bir insana yardım ettim. Üstelik komşuyuz. Komşuya da yardım yakışır" dedi Yunanlı.

İhmalkarlık var, vurdumduymazlık var, hatta bazen sorumsuzluluk, mantıksızlık var suyun iki tarafında. Ancak, bütün bunlara karşı koyabilen insanlık da...

Meriç’te dostluk

Türk-Yunan doğalgaz boru hattının açılış töreni için Yunanistan’dan gelen gazetecileri İpsala’ya götüren otobüs, Kipi hudut kapısında durmadan geçti.

Uzun yıllar öncesine döndüm o anda.

İstanbul’dan Batı Trakya’ya, Selanik’e, Atina’ya seyahat edebilmek için Türk plakalı otobüs İpsala’ya kadar giderdi. Orada pasaport işlemlerini yapan yolcular valizlerini ellerine alıp hudut köprüsünü yaya geçerlerdi. Kipi’de tekrar pasaport gümrük işlemlerini yaptırdıktan sonra da orada bekleyen Yunan plakalı otobüs ile devam ederlerdi yollarına. Dönüşte de aynı eziyet.

Otobüs İpsala hudut kapısında törenin yapılacağı çadıra vardığında, her iki taraftan da "acımasız" gümrük memurlarını, insanları nedensiz azarlayan polisleri hatırladım: "İndirin açın bütün valizleri", "Türkiye’ye ne yapmaya gidiyorsun", "Yunanistan’dan başka gezecek yer mi bulamadın?"

Ya sıcakta-soğukta saatlerce beklemeye ne demeli? Tuvalet ihtiyacını giderebilmek "imtiyazdı" her iki hudut kapısında da.

Yıllarca sürdü bu çeşit uygulamalar. Fatura hep bizlere, vatandaşlara kesildi.

Recep Tayyip Erdoğan ile Kostas Karamanlis, tören çadırına yanyana girdiklerinde, birbirlerini selamlamamak için kıvıran politikacılar canlandı gözümün önünde. "Elini uzattı ama istekli değildi" tarzı yorumlar.

İki başbakan tören sonrası başbaşa görüşmeye giderken yine geçmişe takıldım: "Görüşmeyecekler", "Görüşmeleri için bir neden yok", "Görüşme talebi Yunan tarafından geldi", "Görüşme talebi Türk tarafından geldi", "Ayaküstü sohbet ettiler".

Allaha şükürler olsun ki, bütün bunlar geçmişte kaldı. Elbette hiçbir önemli anlaşmazlık konusu çözülmedi, elbette haklı-haksız önyargılar aşılmadı, elbette yapılacak çok şey var ama Kipi ile İpsala’da "esen rüzgar" değişti. İstisnalar olması da kaideyi bozmaz.

Daha 8 yıl öncesinde fikir ortaya atıldığında "hadi canım sen de" tarzı yaklaşımlarla değerlendirilen Türk-Yunan doğalgaz boru hattı da, iki ülkenin işbirliğini gerçekten istediklerinde mucizeler yaratabileceklerinin kanıtıdır.

Kıbrıs’ta dostluk

Vallahi olsa canım feda da umut verici pek bir şey duymadım, okumadım son zamanlarda. Ha ne oluyor derseniz, Rum kesiminde herkes 17 Şubat 2008 seçimlerine odaklandı. Rum yönetimi lideri Tasos Papadopulos, anketlerde rakipleri komünist AKEL partisinin adayı Dimitris Hristofyas ile merkez-sağcı DİSİ partisinin adayı Yiannakis Kasulidis’in 2-5 puan önünde görünüyor. Ancak, büyük ihtimale yeni lider ilk değil, ikinci turda belli olacak. İşte Papadopulos’un derdi de bu. Anketler, Hristofyas’ın ikinci tura kalması halinde Papadopulos’u yenebileceği yönünde. Kasulidis ise aylar önce adaylığını ilan ettiğinde iyi başladı ama devamında sanki yoruldu biraz. Kim seçilirse seçilsin, önümüzdeki ilkbahardan itibaren Kıbrıs sorunu gündemde olacak.

Telefon ve maillerle başsağlığı dileklerinde bulunan tüm okurlara, dostlara teşekkür ederim.
Yazarın Tüm Yazıları