Paylaş
Geçen mayıs Avrupa Parlamentosu’na girmesiyle ‘Avrupa’nın en seksi siyasetçisi’ unvanına kavuştu. Yunan parlamenter Eva Kaili’yle Brüksel’de buluştuk: “Kadınlar politikada daha sistemli, sabırlı ve ısrarcı”
Sarı saçları, havalı tarzı ve gösterişli fiziğiyle giridiği her ortamda dikkat çeken Eva Kaili’den model ya da stil ikonu olmasını bekleyebilirsiniz. Ancak o, ülkesinde 11 yıldır aktif olarak siyasette yer alan, çevre konularına duyarlı Türk-Yunan ilişkilerinde de yeni bir döneme girilmesi için çaba sarfeden bir parlamenter.
Ondan bahsedilirken ‘Yunan siyasetinin parlak yıldızı’ deniyor. Ancak Kaili’nin başka pek çok lakabı var: ‘Barbie’den ‘Parlamento Güzeli’ne liste uzayıp gidiyor. Bu yakıştırmalar sadece ülkesi Yunanistan’da yapılmıyor. Geçen Mayıs ayında sosyalist PASOK partisinden Avrupa Parlamenteri seçildiğinde İngiliz The Sun gazetesinde hakkında çıkan haberin başlığı ‘Avrupa Parlamentosu’na seks bombası’ şeklindeydi. Ancak o, kendisine yakıştırılan bu sıfatları ne seviyor, ne de benimsiyor. Görünüşüyle ilgili belaltı saldırıları sertlikle bertaraf etmeyi de başarıyor. Hemen bir örnek: 2011’de Parlamento’da konuşurken kendisine “jartiyer giyip de konuşmak kolay” diyen iki meslektaşının disiplin kuruluna sevk edilmelerini sağladı.
Kökleri İstanbul’a dayanan Kaili’nin siyasete ilgisi 14 yaşında başladı. PASOK partisinin gençlik kollarına katılan Kaili, Aristo Üniversitesi’nde mimarlık okurken de öğrenci birliği başkanı oldu. 2002 yılında mezun olunca yine PASOK partisinden yerel seçimlere katılan Kaili, Selanik belediye başkanı seçildi. 2004-2007 yılları arasında aktif siyasette yer almaya devam ederken MEGA Channel adlı bir televizyon kanalında haber spikerliği rolünü üstlenmeyi de ihmal etmedi. Bu, ülkesinde geniş kitlelerce tanınmasına neden oldu.
İstanbul’u babamdan çok dinledim
Kaili için Türkiye’nin yeri ayrı, ne de olsa kökleri İstanbul’a dayanıyor. Beyoğlu’ndaki Zoğrafyon Lisesi’nden mezun elektrik mühendisi İstanbullu Aleksandros Kailos ile Selanikli şair-şazar Maria İgnatiadu’nun kızı o. Brüksel’de buluştuğumuz Kaili, kendi İstanbul’unu anlattı.
Size babanızın doğduğu, köklerinizin olduğu İstanbul’u sormadan edemeyeceğim...
- İstanbul’u çok seviyorum. Çok güzel bir şehir. Bazen Patrikhane’nin davetleri, bazen siyasi içerikli toplantılar, bazen de özel ziyaretler için zaten sık sık geliyorum.
Babanız İstanbul’u size nasıl anlatırdı?
- O, Selanik’te üniversiteye gidinceye kadar İstanbul’da yaşadı. Türkçe biliyor ve Türkiye’de dostları var. Ondan çok dinledim. Ailemin anlattıklarından Türkiye’yle ilgili edindiğim izlenim şu: Sanki zaman içinde kaybolmuş romantizmi, nezaketi ve tatlılığı olan eski bir film. Maalesef tarih kitapları sadece kötü anları öne çıkarıyor. Asırlardan beri süregelen rekabeti işliyor ve Yunanlılarla Türklerin birlikte yaşadıklarına değinmiyor. Türk-Yunan ilişkilerine öncelikle insani boyutlar kazandırılmalıyız. Ancak bu şekilde çözüme ulaşırız.
Kadın olarak politikada yer almak zor mu? ‘Parlamento Güzeli’ diye anıldığınızda kendinizi haksızlığa uğramış hissediyor musunuz?
- Bana yakıştırılan bu tür sıfatlar hakkında yorum yapmak istemiyorum. Sadece şunu söyleyebilirim: Eşitlik için her alanda kadınların katılımı yarı yarıya olmalıdır. Kadınlar meselelerin halledilmesinde erkeklerden daha başarılı. Daha sistemli, daha sabırlı ve daha ısrarcıyız. Uzlaşmadan yanadır kadınlar.
Paylaş