Bir cinayetin anatomisi

Yunanistan’ın Sosyal Sigortalar Kurumu (İKA) Başkanı, evli ve iki çocuk babası 66 yaşındaki Yiannis Vartholomeos’un, yasak aşk yaşadığı üç çocuk annesi 47 yaşındaki sevgilisi Thomai’nin 59 yaşındaki kocası Dimitris Vrakaçelis tarafından öldürülmesi, bu diyarda bir anda her şeyi unutturdu.

Vartholomeos İKA başkanı olduktan sonra kurumun satın alma işlerinde kilit bir göreve getirdiği sevgilisi ile Atina’da bir evde buluşuyor. İki aydır kadının peşinde olan bir özel dedektif, kocaya "karın adamla içerde" diye haber salıyor. O da eve gelip, kapıdan çıkarken yakaladığı karısının sevgilisine saldırıyor. İki üç yumruktan sonra Vartolomeos ya yere düşüp kafasını vuruyor ya da kalp krizi geçiriyor. Son nefesini veriyor oracıkta.

Haber fakiri bu ülkede medya için bundan iyi malzeme olamazdı! İlk başta ölenin sıfatı nedeniyle dikkatli bir dil kullanıldı. Sonrası ise, "Bu ülkenin yarısı diğer yarısı ile kakara kikiri" tarzı yorumlar işte...

Medyanın bu cinayeti günlerdir gündemde tutması, en çok yasak aşk yaşayanları rahatsız etti. Hatta endişelendirdi. Düşünsenize, sevgilisi olan bir kadın, kocası ile akşam haber bültenini izlerken varsa yoksa zina hakkında konuşulanları dinliyor. Koca, "Hak etmişti zampara" dese ne cevap verecek?.. Ya da, "Adamı değil kadını öldürmeliydi" dese?.. Şimdi kalkıp, "Öldürmek niye, boşasaydı" demeye kalksa kadın, mevcut atmosfer nedeniyle yanlış anlaşılabilir. Kocası, "Ne demek istiyorsun. Zaten sen de son zamanlarda..." diye başlayan cümleler kurabilir.

En iyisi susmak, en iyisi mutfağa gidip bulaşık yıkamak!

ZİNA, PAPANDREU İLE SUÇ OLMAKTAN ÇIKTI

Bu diyarda herkes Amerika’yı yeniden keşfetmiş gibi zinayı konuşuyor. Vartholomeos cinayeti öylesine etki yarattı ki insanların üzerinde, çiftlerin bir iki saatliğine buluştukları otellerin sahipleri işlerinin bıçak gibi kesilmesinden şikayetçi.

1960’lı yıllarda zina büyük suçtu. Bu suçu işleyenler hem elaleme rezil olur hem de hapsi boylardı. Polis, savcı, kim varsa toplanır, aşk yuvasına baskın yapılır, "suçüstü" yani çıplak yakalanan aşıkların resimleri çekilir, üzerlerini sadece bir çarşafla örtmelerine izin verilir, karakola çıplak olarak götürülürdü.

1970’lerde zina suçtu suç olmasına da, albaylar cuntasının "seks ve futbol halkı uyutmanın en iyi yolları" zihniyeti yüzünden, polis çok şeyi görmezlikten duymazlıktan geliyordu.

1981 yılında iktidara gelen sosyalist Pasok’un lideri çapkın Andreas Papandreu zinayı suç olmaktan çıkardı. Yasak áşıklar yarı legal bir statüye kavuştu. Kötü diller, Papandreu’nun sayısız metresi olması nedeniyle bu kararı aldığını söylüyorlar. Evlilik dışı ilişki yaklaşık 20 yıldır Yunanistan’da bir çiftin boşanması için neden teşkil ediyor sadece.

Çevremde eşlerine sadık kalmayan insanlar da tanıyorum. Her birinin farklı nedeni var. Hatta bazıları şakaya bile vuruyor:

"Güzel olan her şey ya yasaktır ya da şişmanlatır!"

Sarkozy’nin dedesi Selanikli

Türkiye’nin AB üyeliğine karşı olduğunu söylemekten usanmayan Nicolas Sarkozy’nin anne tarafından Selanikli olduğunu biliyor muydunuz?

Fransa’da merkez sağın cumhurbaşkanı adayı Sarkozy’nin büyük dedesi Mordohai Mallah bu şehrin en ünlü kuyumcularından biriydi.

Selanik’te Yahudi nüfusunun 300 bin kişi olduğu (19. yüzyılda göç başladı) dönemde bugünkü adıyla Venizelu Caddesi üzerindeki dükkanında sadece çok zengin müşterilere hitap eden Mordohai, mesleğinin tüm sırlarını "Benico" lakaplı büyük Aaron’a da öğretmişti.

Mordohoi Mallah 1913 yılında ölünce (mezarı Selanik’in Stavropoli ilçesinde) dükkanın başına anne Reina geçti. Aaron, küçük yaşına rağmen atölyede baba mesleğini sürdürmeye çalıştı. Ancak başaramadı. Üstelik Selanik de artık eski Selanik değildi. Yunanistan topraklarındaki Selanik’in şöhreti, Osmanlı İmparatorluğu döneminden hayli uzaktı...

Mallah ailesi Paris’e göç eder. "Benico" tıp eğitimi görür. 1917 yılında tanıştığı ve evlendiği Adel Bouvier’in hatırı için Katolik olup Benedict adını alır. Çiftin iki kızı olur; Suzanne ve Andree. 1949 yılında Macar asıllı Paul Sarkozy Nagy-Bocsay ile evlenen Andree, altı yıl sonra Nicolas Sarkozy’yi dünyaya getirir.

Sarkozy, Yunanistan’a yaptığı son ziyarette Selanik’e giderek akrabaları ile tanışma ve uzun uzun sohbet etme fırsatı buldu. Fotoğrafta Sarkozy, Selanik’teki akrabaları ile görülüyor.

Gül’ün Atina ziyareti

Başbakan Kostas Karamanlis’in üç yıldır gündemde olan ama hani havayı kokladığımızda belki bir o kadar süre daha gündemde kalması muhtemel Ankara ziyaretine değil de, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’ün üç aydır neredeyse ha bugün ha yarın gerçekleştirecek denilen Atina ziyaretine değinmek niyetimiz.

Tarih bile açıklandı bu ziyaret için ama önce Yunanistan Dışişleri Bakanı Dora Bakoyani, "İşim var" dedi. Önerdiği yeni tarihe Abdullah Gül yanaşmadı. Sonra eski tarihe dönüldü, yine olmadı. Ocak dendi, şubat dendi, şimdi mart deniyor ama ufukta pek öyle bir işaret yok.

İnşallah yanılırım ama Kıbrıs Rum Yönetimi’nin şu "petrol arama" macerası gündemde iken ziyaretin gerçekleşmesi biraz zor gibi.

PAPADOPULOS’UN UZMANLIK ALANI

Takip edebildiğim kadarıyla Rum medyasını izliyorum da, epey kaptırmışlar bu işe kendilerini. Rum Yönetimi lideri Tasos Papadopulos’un hep dümen suyunda giden Atina ise tabii daha temkinli. Yunanistan, 1987 yılında Türkiye ile neredeyse savaşın eşiğine kadar gelinen ciddi bir kriz yaşamıştı Ege’deki muhtemel petrol yatakları yüzünden. Karamanlis bu konuyu 21 Şubat’ta Atina’da Rum lider ile enine boyuna görüşecek.

Papadopulos’un Yunan başkentinde güçlü bir lobisi var. Bu lobinin medya ile ilişkileri gayet iyi. Ancak buna rağmen farklı düşünenler de var. Bakın, köşe yazarı Dimitris Mitropulos, en yüksek tirajlı Ta Nea gazetesinde ne diyor:

"Papadopulos karışıklık çıkarmakta uzman. Şimdi de başkanlığının dördüncü yılında Kıbrıs açıklarında petrol buldu. Bu işin arkasında tek kelime yatıyor: Seçimler. 2008 seçimlerine Türkler ve Kıbrıslı Türkler ile ilişkilerde sakin dönem yaşandığı bir atmosferde girmeye niyetli değil. Türkiye’yi gerginliğe sürükleyip, ortaya milli çıkarların muhafızı olarak çıkmaya karar verdi."

Ne var ki Atina’da böyle farklı düşünen köşe yazarları çok ama çok az!
Yazarın Tüm Yazıları