Paylaş
Evimden, çocuklarımdan, ailemden…
Bu 19 günün 7 günü boyunca sadece doğa gördü gözüm. İnsan yapımı taş bina görmedim.
Anneannem eskiden ben saçmalayınca: “Allah seni taş yapar bak haaa!” derdi.
Likya Yolu’ndan şehre gelince bir baktım ki, her yer, herkes taş olmuş zaten. Her yeri binalar sarmış... Ağaçlar gitmiş, her yer taş olmuş.
İnsanların da kalbi taş kesmiş.
Zor. Zor yeniden medeniyete uyum sağlamak.
Dün sabah çocuklarım kapıyı açıp da sarılınca bana, etlerim acıdı hasretten. Farketmemişim onları bu kadar özlediğimi... Ya da farketmemek istemişim, canım acımasın diye.
Delice bir yorgunluk çöktü üzerime... E çöker tabi çünkü daha bedenim iki gıdım dinlenmedi ki, kafam dinlensin...
Affedin beni bugünlük ve belki yarınlık...
Çocuklarımla aynı anda yatıp erkenden uykuya dalmak, hala her şeyin yeşil ormanlardan ibaret olduğu diyarlarda nefes aldığımı düşünerek rüyalar görmek, hem çocuklarıma doymak, hem de bedenimi bu vahşi insanlığın saatine uyarlamadan ayarlamak dertlerindeyim...
Sakin.
Ama ben ekranınızdan çekilmeden önce, sizi Sarp ve Sarp’a dair inanılmaz bir savaş veren ailesiyle baş başa bırakacağım.
Sarp, hayatımda ilk defa duyduğum Canavan denen bir hastalıkla boğuşuyor.
http://www.sarpadair.org/tr/
Bu linkte bilmek istediğiniz her şey var.
Lütfen hala taş kesmeyenlerdenseniz, dikkatlice okuyun.
Eminim yapabilecek olduğuMuz bir şeyler vardır.
Her türlü bilgi için: bilgi@sarpadair.org
Yonca
“toprak”
Paylaş