Paylaş
Nasıl bir hafta geçirdik?
Berbat.
Bense bu berbat haberlerin her yerden fışkırdığı hafta boyunca, sizlere anlatmak için çıldırdığım olağanüstü bir deneyim yaşadım. O kadar güzel bir projeye dahil oldum, o kadar güzel çocuklarla bir arada çalıştım ki!
Şimdi ne yapmalıyım?
Yaşadığım o olağanüstü güzel, umut veren deneyimden utanmalı mıyım?
O güzel çocukları ve deneyimimi, şahane projeyi yazarsam duyarsız mı sayılırım?
Felaket haberlerinin her yeri sardığı bu haftanın şu son gününde, ben nasıl o güzel şeyleri paylaşayım?
Hiçbir felaket haberinin yeterince felaket gelmediği, her kötü haberin daha daha kötüsünün belki bir işe yarayacağının beklentisi olduğu, rezilliklerin bize normal geldiği bir ortamda, ben güzelim haberlerimi, güzelim duygularımı, içimdeki umudu, heyecanı nasıl paylaşayım?
Paylaşırsam içi kan ağlayanlara ayıp!
Paylaşmazsam da, her şeye rağmen hâlâ var olan güzel haber ve umuttan sizi habersiz bırakmak ayıp!
Dahası, o projede çalışan güzelim çocuklara hak ettikleri önemi veremeyecek derecede kendini felaketlerde kaybeden, gözü güzellikleri görecek halde olmayan okurla baş başa olmak, üzücü.
Dolayısıyla şöyle bir karar aldım.
Sizlere o güzel haberleri ağzımın tadıyla, sizlerin de o haberleri hak ettikleri coşku ve saygıyla okuyabilecek olduğunuzu umduğum güne kadar elimde tutacağım.
Yarınki seçim bir bitsin gitsin hele.
Yazmak istediğim TEGV Samsun Eğitim Parkı’ndaki çocuklar ve gönüllüler gerçek ilgiye, alkışa layık.
Onları bu toz bulutunda arada kaynatmak...
En büyük ayıp.
Sonra yazacağım.
Yonca
“ara”
Paylaş