Yargısız infaz…

Bir sürü güzel şey içinde bir sürü çok üzücü ve utanç verici şey…

Haberin Devamı

Mahkumlar bir ilden diğerine taşınırken araçta çıkan yangında cayır cayır yanarak ölüyorlar mesela... Ama onlar mahkum ya nasıl olsa, ölseler de olur diye bakan da vardır aramızda.

Ne büyük utanç...

Araç kilitli olduğu için kurtarılabilmeleri mümkün değilmiş.

Yani aslında resmen öldürülmüş oluyorlar bu durumda.

Hiç mi düşünülmemiş bu cins riskler, hiç mi hesap kitap ve acil durumda yapılması gerekenler uygulaması yok?

Belki adam 2 yıl sonra beraat edecek(ti), belki ailesine kavuşacak(tı)…

Hikayelerini bilmiyorum o araçta ölenlerin, ama mahkum olmaları bir araç içinde kitli kaldıkları için yanarak ölmelerini daha az üzücü kılmaz. Bu da bir suç benim gözümde.

Basbayağı suç işte.

Bu nasıl bir tedbirsizlik ve düşüncesizlik ben gerçekten anlamıyorum. Anlayamıyorum.

***

Haberin Devamı

Öte yanda eşinin cenazesine dünyanın en azılı teröristiymiş gibi getirilen Doğan Yurdakul.

Zaten artık olan olmuş, giden gitmiş.

Ben babama yetişemedim diye yıllarca kendime gelemedim. Doğan Yurdakul ve eşine bu bitmek bilmeyen, açıklaması olmayan durum bir çeşit işkenceydi. Çektiklerinin üzerine çektirildiler bir de.

Yetmedi bunlar da sanki...

Cenaze izlenimlerini okurken dün Tuğçe Tatari’nin köşesinde, kalbım sıkıştı bir ara.

Kızıyla sarılmışlar ya, tesellim, tek ve yarım tesellim, bu oldu onca satır arasında.

Ama kalan acıklı ve rezil gerçeklerin içimi burkmasına engel olmadı o sarılma anı da.

Neden?

Neden?

Neden?

Dedim durdum.

Siz, siz de sorup duruyor musunuz bu soruyu kendinize acaba?

Var mı bir cevabınız adalet adına?

Yonca
“kırık”


 

Yazarın Tüm Yazıları