Paylaş
Dünyada hiçbir yer bu kadar karışık duyguyu aynı anda uyandıramaz insanda. Nefret duyduğum şeylerle aşık olduğum şeyler bir arada... Komik bir durum.
Sabah çok sinirleniyorum, akşama uğruna ölmeye hazırım. E rakının da etkisi var tabii!
Bodrum’un en iyileri listesi yapmaya başladım ya, nasıl güzel tepkiler aldım anlatamam. Ben zannetmiştim ki o değil bu diyen diyene olur ve olay çıkar. Yooo, hiç de öyle olmadı. Medeni, düzgün, adam gibi adamlar da var bu ülkede. “Gerçekten o kuaför çok iyidir, o arkadaş inanılmaz iyi manikür yapar” vesaire diye e-posta attı rakipleri bana. Helal olsun.
Hem Bodrum ilginç hem de tepesi atıp Bodrum ve civarına göç eden insanlar... Gerçi sürekli Bodrum diyorum ama, aslında ben Yalıkavaklı oldum. Üç senedir her yaz Yalıkavak Kızılburun Mevkii’nde Seba Evleri cennetinde yaşıyorum. Yaylada gibiyim. Millet sıcaktan kavrulurken biz tatlı ve doğal bir esintiyle serinliyoruz.
Açık denize baktığımız için rüzgar bazen denizi kudurtuyor ama size muhteşemliğini anlatamam. Herkes bana çocukla bu deniz zor filan demişti, alakası yok. Çocuk dediğin senden benden kolay adapte oluyor ortama. Çıldırıyorlar iskelemizden atlamak için...
Kış boyunca yazlığa gelecekleri günü sayıklıyorlar. Bir güneş batıyor önümüzde, kendinizi kaybedersiniz. Ayıptır söylemesi herkes onca yol tepip Limon’da günbatımına gidiyor, ben aynı manzarayı evimde yaşıyorum.
Her gün bir ritüel şeklinde güneşi batırıyoruz, girdiği şekiller üzerine hikayeler yazıyoruz çocuklarımızla. Zeytin ağaçlarımızın dibinde kendimizden geçiyoruz. Sevdiklerimizi, özlediklerimizi anıyoruz. Bir maziden, bir gelecekten konuşuyoruz.
Evimiz dolup taşıyor çok şükür. Yalnızlığı sevmiyoruz. Kalabalıkla kavga gürültü bile olsa, barışa kadeh kaldırıp saçmalıklara gülüyoruz. Güzel olan her şey, paylaşıldıkça daha da güzel oluyor.
Begonvillerim, ağaçlarım gelen giden insanların güzel enerjisi ve mutluluklarıyla coşuyor. Yani ben öyle olduğuna inanıyorum.
Bazen kalbim duracak gibi oluyor doğanın bana hissettirdikleri yüzünden... Aklımı çiçekle böcekle, ağaçla toprakla bozmak yarıyor bana. Tırnaklarım paramparça, ellerim katır kutur çim biçmekten, ağaç budamaktan...
Bahçıvanlarımız Yalçın ve Kemal’den öğrendiklerimi aynen kendim de uyguluyorum. Bence benden mutlusu yok bu dünyada...
O Çin atasözünü yaşıyorum ruhumda: Bir ömür boyu mutlu olmak istiyorsan uğraş toprakla!
Yonca “toprakana”
Paylaş