Paylaş
Neden böyleyim, nasıl böyleyim hiç bilmiyorum. Ama içimde umutsuzluk geni yok benim.
Bir şey tamamen mutlak sona varmadıysa, umut var demektir.
En kötü durumda bile, umudum var.
Hep var.
Benim bu umutluluğuma inanamayanlar var. Ama ben umursamıyorum.
Kimsenin bu konudaki inancımı kırmasını istemiyorum.
Bana bunu yapmayalım zaten lütfen...
Bazen ben de kalakalıyorum evet. Duraksıyorum bir olay karşısında.
Ama çok kısa sürüyor.
Hani filmi hızlı hızlı ileri geri almışsınız gibi geliyor gidiyorlar fikirler, düşünceler, analizler ve hop işte tam karşımda duruyor yine.
Orada.
UMUT.
Benim için rengi yeşil.
Belki doğaya deli aşık olduğum, belki de Şaman olduğumu düşündüğüm için.
Doğaya baktıkça umutlanmam daha kolay oluyor.
Dolunay’ı görünce nasıl kendimden geçiyorsam, yeni ay olunca da geçiyorum kendimden. Her türlü olmadık üstüme alındığım şeyde dilek tutuyorum, dahası olacağına da feci ciddi inanıyorum.
Oluyor ama valla!
Belki de ben ne olursa olsun umudu görmeye, bulmaya, aramaya devam ettiğim için bir şekilde karşılaşıyoruz.
Bir şeyi bulmak istersen, inatla aramaya devam etmen gerek.
Kolay vazgeçenlerden olmayacaksın hayatta.
Moralimi bozan birileri denk gelince ruhuma, hemen elimde olanlara bakıyorum.
Olmayanlara değil.
Hemen bana iyi gelecek olduğunu bildiğim şeylere sarılıyorum.
Müziğe...Müziğe... Müziğe...Müziğe sarılıyorum.
Hele de bu ara müziğe sarıldığım kadar hiçbir şeye sarılmadım.
Doğaya gidiyorum...
Çimlere basıyorum mesela.
Koşuyorum.
Kuşları izliyorum, dinliyorum.
Hayal kuruyorum. Yapabileceğimi düşündüğüm bir şey varsa mesela, kesin yapıyorum. Asla es geçmiyorum. İncilerim dökülmez ya!
El sallıyorum sevdiğim şeylere.
El sallamayı çok seviyorum bunu yeni fark ettim mesela...
Birisi de bana el sallarsa eğer, hop bak yine umutlanıyorum kendi kendime.
Birisini harekete geçirmiş oluyorum ya, kekim işte.
Kendimi en iyi hissettiğim yere, kişilere atıyorum. Emanet ediyorum kendimi beni anlamış olanlara, bilenlere, güvenebildiklerime.
Tereddütsüz ve beklentisiz olanlara hele alabildiğince emanet edebilirsin kendini, kırıklarını.
Tamir ederler nazikçe, yüzünüze çarpmadan hem de!
İçinizdeki umut iyice güçlenir o zaman.
***
Bütün bunlar dün Sarp’ı düşünürken geldi aslında aklıma.
Sarp’ı tanıyor musunuz?
Beni hem Sarp’ın hikayesi, hem de derneğin ismi çok etkiliyor.
Sarp canavan hastası.
“Sarp’ın Umudu Derneği”, küçük Sarp'ın Canavan Hastası olması ile kurulmuş ve ülkemizdeki 18 Canavan Hastasına halen destek veriyor.
Ölümcül bir hastalık olan Canavan hastalığına dikkat çekmek için Sarp'ın Umudu Derneği 'Mavi Kurdele' kampanyası başlattı.
Mavi...
Gökyüzü gibi...
Ender rastlanan hastalıklarla mücadeleye dikkat çekmek için “28 Şubat Dünya Ender Hastalıklar Günü”’nde, tek yapmanız gereken yakalarınıza mavi kurdele takmak. Daha sonra mavi kurdeleli fotoğraflarınızı dernek@sarpinumudu.org.tr adresine gönderiyorsunuz.
Bilgi için: http://www.sarpinumudu.org.tr/faaliyetlerimiz sayfasını inceleyebilirsiniz.
Mavi bir kurdele, benim varlığına sonsuzca inandığım UMUT için yakamıza taksak...
Sarp’ın umudu olsak.
Ne kadar kolay yapabileceğimiz bir şey bakın.
Her baktığımızda o mavi kurdeleye, umudu hatırlasak.
Hatırlatsak!
Var çünkü.
İşte tam da bu yüzden,
Yani Umut için...
Yere değil, ileri bak.
Yonca
“umutperver”
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/22653165.asp
Lütfen yazımı okuyun. Ve mümkünse, paylaşın.
Sosyal sorumluluklarının bilincinde geleceğe umutla bakan ve arı gibi çalışan 1 Genç için 90TL'lik bağışa değmez mi?
http://www.youtube.com/watch?feature=player_embedded&v=TEJvu_4Wtws
Bu gençlere fazlasıyla değer bence...
Benim umudum var.
Yonca
"KOŞYONCAKOŞ"
TOG Bağış bilgileri
Garanti Bankası
Hesap sahibi: TOG, Toplum Gönüllüleri Vakfı
Bağlarbaşı Şubesi (422) Hesap No: 6296674
IBAN No: TR89 0006 2000 4220 0006 2966 74
Web üzerinden bağış için: http://tog.org.tr/bagis_206
Açıklama için: YTOKBAS AA Kendi ADINIZ VE SOYADINIZ
Paylaş