Paylaş
Değişen, gelişen bir şey olmadı.
Anlaşılan değişeceği de yok.
Belki de yeterince yazamadık, o yüzden.
Sıranın kime geleceğini bilmeden, bilemeden susuyoruz.
Sinmişiz daha başımıza gelenler gelemeden.
Çünkü aslında, sözkonusu insanın kendine özel, kişiye özel, telefon konuşmaları olunca, biliyoruz ki hepimiz Allah ne verdiyse konuşmuşuzdur.
Midem giderek daha fazla bulanıyor bu durumdan. Sürekli birilerinin başı “yandırılıyor”.
Her telefon konuşmaları bahane edilerek harcanan “insan” haberi geldiğinde, küçücük oluyorum.
Utanması gerekenler yerine ben utanıyorum.
Ve korkuyorum.
İnsan güvenmeden, güvenemeden yaşayamaz ki!
Güven duygumu yitiriyorum.
Birilerinin işine gelip hoşuna giden bir hal almış ki bu durum, dinlemelerin ucunun vardığı yer dipsiz kuyu oldu. İçine düşen geri çıkamıyor bir daha.
Telefon dinlemeleri yüzünden herkesin özel hayatına ardıardına tecavüz ediliyor. En çirkin şekliyle hem de. En çirkin, en çirkin şekliyle!
İnsanların mahremiyetinin delik deşik edildiğinin haberlerini okurken, kendimi düşündüm bir de.
Arkadaşlarımla konuştuklarımı, arkadaşlarım hakkında konuşabildiklerimi, eşim ve hatta çocuklarım hakkında konuştuklarımı,
Annem hakkında, kaybettiğim babam hakkında konuştuklarımı düşündüm…
Sinirlendiğimde, kırıldığımda, ürktüğümde, kınamak istediğimde paylaştıklarımı, anlattıklarımı, isyanlarımı, küfürlerimi düşündüm.
“Arkadaşım gitse, ona söylediğimi bir başkasına söylese yıkılırım..” diye iç geçirirken; ortalara saçılıvermeyi, sevdiklerime karşı boynumun en ince olduğu yerden vurulabilmeyi, unutulmalık öfkelerimin bana karşı kullanıldığını düşündüm.
Düşünemedim.
İnsana ta küçücükken güvenmeyi, güvenilir olmayı öğretmek için bunca çaba sarfederken, böylesine bel altından vurabilenleri, belaltından vurma niyeti olanları bahane edebilenleri, o bahaneleri başka gerçekleri örtbas etmek için kullanabilenleri gördükçe...
Küçüldüm.
Onlar adına yerin dibine ben geçtim.
Aynısı başına gelirse, senin bir başkası için söylediklerin daha mı masum duracak, düşün hele!
Telefonumu dinleme!
Yonca
“Kınama”
Aylin Savacı Armador
Bugün (6 Ekim, Perşembe) saat 16:30'da Açık Radyo 94.9 da Adım Adım koşucusu Dr. Aylin Savacı Armador ile Likya Ultramaratonu ve bağış kampanyası üzerine sohbet var. Programı www.acikradyo.com.tr den de canlı olarak izleyebilirsiniz.
Aylin, 6 gün 6 etap halinde tarihi ve doğal Antik Likya yolu üzerinde gerçekleştirilen ve 200 km. yi aşan koşusunda, Türkiye Omurilik Felçlileri Derneği
(TOFD) Akülü Tekerlekli Sandalye Projesi için kaynak yaratmak amacıyla koştu.
Bağış için:
http://www.adimadim.org/index.php?option=com_content&view=article&id=140:turkiye-omurilik-felclileri-dernegi&catid=39&Itemid=27
Bilgi icin:
www.tofd.org.tr/
www.adimadim.org
www.likyayoluultramaratonu.com
Paylaş