Paylaş
Sendrom; annenin bu olaya anlam vermek ve çare bulmak için çeşitli yöntemlere “baş”vurmasına, çözüm bulamayınca da başını, bir o duvaraaa bir bu duvaraaa vurmak istemesine neden olabilir NOKTA.
***
Değerli Kelebekokurugiller,
Siz bu satırları okurken, bendeniz “sabrıçatlak” Yonca; Tarzan' ın DONu Sendromu' nun keşifine ve aynı zamanda sendromun “isim çocuğu” olan oğluma, en uygun “Ceyn” adaylarını bulup bize oynamaya davet etmeye gitmiş olacağım. Sesim çıkmazsa bilin ki;
ilk gördüğüm ağacın dallarında kafamı kaşıyıp: “Ugh Ugh Ugh!” diyerek “sek sek” oynuyorumdur. Bu sefer kesin nokta! Şimdi, aç kızım Yonca bir noktalı virgül sonrası görünmez iki tırnağı tam da burada..
Saat: Sabahın çocuklar için normal, ebeveynler için “körü”.
Yer: Ev
Baş karakterler: Yonca, anne. Çocuk, erkek.
Yan karakterler, ince detaylar: Baba, kendini yerden yere atarak güleceğini henüz bilmiyor. Abla, ana-babasına en güzel cevabı yapıştıracak ve olayın esas kahramanı haline gelecek olduğundan habersiz, sakin sakin resim yapıyor.
Olay/sahne: Çocuğun annesine sabahın köründe uyandırma “iş(kence)lem” i yapması sonucunda başarılı olamayıp kendi başının çaresine bakma kararı almasıyla açılır. Anne, oğlunu gözleri kapalı dinlerken; oğlu iki gözü de çok açık, konuşmaya başlamıştır.
- Anne, ben Power Ranger seyretmek istiyorum.
- Aman ne iyi!
- Power Ranger eşofmanım nerede?
- Yıkanıyor.
- O zaman seyredemem!
- Niye?!
- Çünkü seyrederken, ben filmde yaşıyorum.
- Anlamadım?!...
- Amaaa, Tarzan seyredebilirim!
- Tarzan eşofmanın yok ki oğlum...
- Yok; ama Tarzan' ı DONumla seyredebiliyorum!
(Dumurma-kalakalma-gülme-ayılma-bayılma-uyanma-şokma geldiğinden, anne buraya ne yazacağını bilememiştir)
- Anne sen filmi başlat, ben soyunuyorum.
(Sahneye kendini gülerek yerden yere atan baba girer. Anne, iki cümledir kendinde değildir)
Olay sonrası:
Anne bu yeni moda olan; “Acaba oğlumun anlatmak istediği bir derdi mi var?” paranoyası ile onu ince(gözlem)lemeye alır. Çocuk her Tarzan seyredişte; DONunun “slip” olmasına dikkat ederken, filmi DONla seyretmekte ısrarcı olup DON üzerine tişört filan giymeyi de reddetmekte, Tarzan' ın her “A aaaa aaa” sına eşzamanlı eşlik etmektedir. Film bitince de anneye: “Neden benim de bir Ceyn' im yok?” diye içerlekleşmektedir.
Annemiz Yonca, yani ben, tanıdık tanımadık her “büyüğe” dumuru -pardon- durumu danıştıktan sonra artık tam “kafayı yiyeceğim” derken; kardeşisinin ablası kızım: “Annecim ben de küçükken (şimdi büyüdü yani!) hayal dünyamda yaşıyordum ya, (Bak sen! Eee?) kardeşim de şimdi kendi hayal dünyasında yaşıyor. Sen: “Hayal kurmaya bayılıyorum!” diyorsun, e o da Tarzan olduğunu hayal ederek mutlu oluyor. Ondan Tarzan gibi DONla geziyor, büyüyünce kesin geçer, çünkü DONla gezmeye utanır.” dedi. Olay bitti. Yonca, bu yaşında bunu akıl edemedi! Sendrom çocukta değil, bendeymiş besbelli.
Yonca
“DONdalak”
Açıklama: Bu yazım 9 Ocak 2008’de Hürriyet.com.tr’ de yayınlanmıştı. Çoluk çocuk seyahatte olduğumuzdan, sizlere Kelebek öncesi Hürriyet.com.tr Yonca’sından seçmeler sunayım istedim. Zira aile tatilimi dibine kadar yaşamak ve başka hiçbir şey düşünmemek isteğindeyim. Anlayışınız için teşekkür ederim. Yonca “kaçak”..
Paylaş