Paylaş
Hiç konuşmadığımız, konuşmamayı tercih ettiğimiz ve “alıştığımız yalanları” yüzümüze çok ağır vurdu.
“Fırsat suçu” kavramını ciddiyetle masaya yatırmamız gerektiğini hatırlattı.
Canımız biraz daha farklı yandı bu sefer.
“Bu kaçıncı?” demekten öteye gittik.
Çok daha hızlı “harekete” geçmek istedik.
Kanunların yokluğu, hukukun eksikliği gerçeğimiz.
Bir daha böylesi korkunç kayıplar yaşamamak için “kalıcı” çözümler bekliyoruz.
İnsanlarımız sürekli “enayi” yerine konulduğunun, kandırıldığının, kullanıldığının; dahası sadece Soma’da değil, bir çok iş yerinde “pisi pisine” ölüme/yaralanmaya terk edildiğinin bilincinde.
Kölelik var da, adı konmamış.
Can çok ucuz.
Cepler çok değerli.
Soma Faciasına dair bir şeyleri irdelemek için önce nasıl bir politikayla baş başa olduğumuzu konuşmak gerek diyerek düşünmeye başladım.
O yüzden, bugünkü “giriş” yazımı “Demagoji” kelimesini irdelemeye ayırdım.
Demagoji
Önümde 3 tane “online” sözlük açık.
Fransızca, İngilizce, Türkçe.
1-Fransızca Larousse sözlüğü web sitesi “démagogie” için şu tanımı vermiş:
Démagogie: nom feminine (grec dêmagôgia)
Action de flatter les aspirations à la facilité et les passions des masses populaires pour obtenir ou conserver le pouvoir ou pour accroître sa popularité.
(Özet haliyle 3 satır.)
2-İngilizce Oxford Dictionary ise “demagogy” kelimesini anlatmak için, “demagogue” kelimesinin tanımını vermiş. Yani demagoji yapan kişinin tanımını..
Demagogue: A political leader who seeks support by appealing to popular desires and prejudices rather than by using rational argument:
Ex: the Senator was a gifted demagogue, with particular skill in manipulating the press
1.1(In ancient Greece and Rome) a leader or orator who espoused the cause of the common people:
(Özeti 6 satır, daha uzundu da ben kısa kestim)
3-Türk Dil Kurumu web sitesi ise “demagoji” için şu tanımı vermiş:
İsim: Laf cambazlığı
"Çünkü halklar artık demagojiden hoşlanmamakta, demagogların maskelerini aşağıya indirip yolundan atmaktadır." - N. Hikmet
***
Fransızca ve İngilizce sözlükler demagojinin Eski Yunan ve Roma’da doğmuş “politik” bir yönetim tercihi olduğunu uzun uzun anlatıyorlar.
TDK ise 2 kelimeyle geçiştirmiş.
Nazım Hikmet alıntısını irdeler, üstüne düşersen ancak o zaman kelimenin politik önemini fark edersin.
(Laf cambazlığını anlatırken laf cambazlığı var gibi geldi bana...)
Bu iki sözlükten çeviri ve alıntı yapan Türkçe Vikipedi ise “demagoji” kelimesini şöyle tanımlamış:
“Halkın isteklerine, önyargılarına ve korkularına dayalı olarak yapılan siyaset ve destek arayışıdır. Yunanca demos (halk) ve agogos (liderlik yapmak) kelimelerinin birleşiminden türemiştir. Genellikle üstün bir hitabet ve propaganda yeteneği gerektirir. Çoğunlukla dindarlık, milliyetçilik ve ırkçılık gibi popüler kavramları kullanarak ve bunlara bağlılığı sömürerek yapılır.”
“dindarlık, milliyetçilik ve ırkçılık gibi popüler kavramları”
Sömürerek yapılır... Sömürerek yapılır...Sömürerek yapılır...
İsrail dölü, fıtrat, çiş kaçıran çocuk...
Soma’da yaşananlar sonrası iktidarın iktidar olduğu günden, yani en başından beri işe yaradığını gördüğü ve bilinçli tercih ettiği siyaset şekli yine demagogidir, hep demagojidir.
Bakınız: “İsrail dölü” söylemi, bakınız “fıtrat” kavramı vesaire...
İşte Soma’da, bugüne kadar maruz kaldığımız siyaset şekli demagoji, çok feci şekilde ayyuka çıkmıştır.
Basında demagoji
Beni üzen ve çok hayal kırıklığına uğratan ise, “yandaş veya karşıt” hiç fark etmez, Basınımız da Soma olayında aynı demagoji politikasını güderek bilgilendirme yapma durumuna düşmüştür.
Halkın hassas olduğu “din, milliyetçilik, ırkçılık” gibi konular hem işadamları, hem hem politikacılar tarafından zaten hadsizce ağzımıza gözümüze sokulurken, basın da olaya aynı açıdan dalınca, her şey iyice dayanılmaz bir hal almıştır.
Duygularımız herkes tarafından her türlü sömürülmüştür.
Ve ben bundan ÇOK bıktım!
Çiş kaçıran çocuk
Çiş kaçıran bir çocuğun yüzü gözü en açık şekilde her yerde gözümüze sokulması beni dehşete düşüren en feci örneklerden biridir.
Polisin yanlışını anlatmak için, masum bir çocuğun hepimize yem edilmesini kusura bakmayın hiçbir şey bana kabul edilebilir hale getiremez!
Basından bu anlamda utanıyorum.
Sömürü bağımlılığı
Hal buyken, yani tüm duygularımız her türlü sömürülmüş ve hepimiz dehşet içinde acılar içinde kıvranırken, neye kızacağımızı, neye kırılacağımızı, hangi birine tepki göstereceğimizi şaşırmış bunca bilgi kirliliği içinde boğulurken; gerçekleri net olarak görebilmek, doğru adımları atıp kalıcı sonuçlara gidebilmek bilmiyorum ne kadar mümkün.
Şimdiii...
İngilizce, Fransızca sözlüklerin “tehlikeli” bir politika şekli olan “demagoji” kelimesini detaylıca anlatırken, Türkçemizde 2 kelimeyle geçiştirilmesi bi tek bana mı manidar geldi sormak isterim?
Yani;
Can güvenliğinin geçiştirildiği (sıfır olduğu) Soma madeninde 301 insanın hayatını kaybetmesi üzerine bilmem kaç gün sonra anca yapılan o felaket basın toplantısında adamların çıkıp “bu olay 3 ay sonra olsaydı kaçış odası olacaktı” filan gibi cümlelerle hepimizi geçiştirme çabası...
Hiç tesadüf değildir.
Soma faciası,
Hayata, insana, CANA bakış açımızdaki sığlığın ve vurdumduymazlığın ta kendisidir.
Günaydın.
Yonca
“giriş”
Arkası yarın:
Yarın öbür gün “Biz nasıl bu kadar vicdansız ve kolay yalan söyleyen insanlar olduk?” sorularının cevaplarını konunun uzmanı akademisyen ve yazar Emrah Akçay’la yaptığım söyleşiyi paylaşarak devam edeceğim.
Paylaş