Paylaş
Johnny Depp’in: “Çocuklarımın beğeneceği şeyleri yapıyor olmak hoşuma gidiyor...” lafı kulaklarımda çınlıyor devamlı. Hayranım ona. Kendimi küçük bir kız gibi hissedip idolüm gibi görüyorum onu bir bakıma.
© Bir çocuğun çaktırmama derdi bile olmadan burnunu karıştırmasını, yaptığı derin sondaj sonrası bulduğu ganimeti masa altına veya yan duvara yapıştırmasını çok seviyorum. Bunu bilmeyen yeğen ve kuzenlerime de bir güzel öğretiyorum. Ayol burnunu karıştırmayan çocuk olur mu hiç yahu! Bırakınız karıştırsınlar, bırakınız yapıştırsınlar J.
© Masamın üzerinde bir sürü okuyamadığım kitabın, dinleyemediğim cd’nin, seyredemediğim film dvd’sinin birikmesini çok seviyorum. Bana hep yakalamam gereken bir şeyler var hissi veriyorlar.
© Tonlarca çeşit baykuş, nar, 4 yapraklı yonca figürleri biriktirmeyi çok seviyorum. Sanat şaheserleri filan olmaları da gerekmiyor. Oradan buradan... nasıl olurlarsa.
© “Masamı kimse ellemeyecek!” diye milyon kere söylememe rağmen, çocuklarımın sürekli karıştırmasını ve ne ararsam bulamamayı çok seviyorum.
© Beklemeyi, sabretmeyi, yılmadan sil baştan kendimi şarj etmeyi, her şeye inat gülümsemeyi seviyorum...
© Çocuklarımın yüzüme vurdukları pişmanlıklarımın yüzümü kızartmasını, içimi dağlamasını, kalbimi burkmasını seviyorum.
© Çok zorlanıp çok canım acısa da, pişmanlıklarımı dile getirebilmeyi seviyorum.
© Hayal kırıklığı yaşayabilmeyi, kendimden utanabilmeyi, utanabilmeyi, sıkılabilmeyi, hüngür hüngür ağlayabilmeyi, bir şekilde her şeye rağmen gülümseyebilmeyi seviyorum.
© Kerevizi çok seviyorum.
© Kerem Görsev’in twitter’da paylaştığı müzikleri çok seviyorum. Günün hangi saati olursa olsun, iyi geliyor.
© Dergim ELELE’yi, dergimde yazmayı, her ay “Acaba nasıl bir sayfam olsa da olsa?” diye hayaller kurmayı, o sayfayla çocuk gibi oyun oynamayı, Pınar Büyükgüral’ı (Pino) hep son dakikada yana yakıla arayıp hayalimi anlatmayı, onun da pıt diye çizip yollamasını çok seviyorum.
© Koşularımın günlüğünü tuttuğum www.dailymile.com var. Sporcunun sosyal paylaşım ortamı. Süper bir şey. Gidip koşuyorum, pilates yapıyorum, bisiklete biniyorum, yüzüyorum. Ne, nasıldı, kaç kalori yaktım, kaç km yaptım, neler düşündüm, yolda ne gördüm, hava nasıldı vesaire hepsini oraya yazıyorum. Anında twitter ve facebook’da herkesle paylaşabiliyorum. Uzun zaman ara verirsem, “Heey seni ve antremanlarını paylaşmanı özledik, hadi spora!” diye ileti gönderiyorlar bir de. Sanal teşvik buna denir herhalde, bayılıyorum. Üstelik oradan bir sürü yeni sporcu arkadaşım oldu, deneyimlerini paylaşan. Onlardan da çok şey öğreniyorum.
© Dubai’de iki mevsim var. Çok sıcak yaz ve sıcak yaz. Çok sıcak yazın habercisi eve gizlice kapı altlarından, klimaların havalandırmalarından giren süleymancıklar. Öyle şeker bir hayvan ki, öyle inanılmaz hızlı hareket ediyor ve evdeki tüm minik haşereleri öyle güzel mideye indirip doğanın doğal dengesine katkıda bulunuyorlar ki, onları çok seviyorum.
© Sabahın ilk saatlerine tanıklık etmeyi, giderek daha fazla seviyorum.
© Kilolarca eriği tuza bandıra bandıra yemeyi, dilimin o tuz yüzünden yara olmasını, dişlerimin gıcırdamasını, bunun tüylerimi diken diken etmesini çok seviyorum. Bu duyguyu her Mayıs yaşamayı diliyorum.
© Çayımın sıcak olmasını, dilimi yaka yaka içmeyi çok seviyorum.
© Kayınvalidemle kayınpederimin, elime alıp görebileyim diye, her Pazartesi ve Cuma Kelebek’de çıkan yazılarımı özenle biriktirmelerini çok seviyorum.
© Kardeşimin çocukluk maceralarını çocuklarıma anlatmayı, onların da bana sürekli aynı maceraları bin kere tekrarlatmalarını çok seviyorum.
© Gece yazarken, evdeki sessizliğin altından bir yerlerden gelen o bulaşık makinası sesini çok seviyorum.
© Okurlardan gelen yorumları okumayı deli gibi seviyorum.
© Sevdiğim şeylerin listesini yaparken; efkardan, dertten, hüzünden, tasadan uzaklaştığımı farketmeyi seviyorum.
© Size güzel haberler verebileceğimi düşündüğüm an kalbimin paldır küldür atmasını çok seviyorum.
© Hürriyet Treni’ne geliyorum. Bu benim için bir ilk olacak. Yok böyle bir heyecan! Bu heyecanımın kaydını tutmayı deli gibi seviyorum.
Yonca
“sevgi böcüğü”
Paylaş