Rahmetli Canikom

Benim yüzümden rahmetli oldu!

Haberin Devamı

 

Bu gerçeği daha yeni kabullenip kendime itiraf edebildim.

 

Ben her zaman böyleydim.

 

Taaa ezelden beri.

 

Aynen bu köşede okuduğunuz gibi yani...

 

Çok ve çok uzun konuşan,

 

Devamlı hararet yapan,

 

Yerinde duramayan,

 

Çok yüksek sesle düşünen, çok soru soran,

 

İnsanı çok ama çok yoran,

Haberin Devamı

 

Kafa şişiren!

 

Üniversitedeyken ev arkadaşımın fenalık geçirip arada başka arkadaşlara kaçtığı, hatta beni bana şikayet ettiği olurdu. Utanır kendime çekin düzen verirdim; ama iki gün zor dayanırdım.

 

Sözde susardım; ama aklım hiç durmazdı. Sonra da içimde kalanları anlatmak için, iki misli hızla konuşur herşeyi daha beter ederdim.

 

Derken derken kendimce olağanüstü bir fikir buldum.

 

Gidip kendime bir kuş aldım!

 

Muhabbet kuşu.

 

O öter ben konuşurum, ben konuşurum o öter ve böylece herkes için bu çile de biter dedim.

 

Kuşu eve getirdim ve adını da Canikom koydum.

 

Muhabbet kuşu ya, ben de onunla muhabbet edeceğim ya... lafa “Canikom” diye başlarım, hoş olur dedim.

 

Nasıl bir sevinç ve heyecan var üzerimde.

 

Haberin Devamı

Duyan bütün arkadaşlar da üşüştü mü Canikom’ u görmek için bize... Oh, tam bana göre!

 

Her gelene kırk saat nereden bu fikir aklıma gelmiş anlatıyorum, isminin anlam ve önemini açıklıyorum...

 

Ve tabi, hiç sıkılmadan bu olayı aynı şekilde her gelene anlatabiliyorum.

 

Çok konuşuyorum ve çok mutluyum. J

 

Sonra kalabalık çekildi, kaldık Canikomla biz bize.

 

Bana kuşu alırken: “Devamlı konuş ve ismini sık sık söyle ki, adını öğrensin!” diye tembihlemişlerdi.

 

Hiç bana söylenecek şey mi bu sizce!

 

Ben ne yaptım dersiniz?

 

Sabah başladım Canikom demeye, gecenin körü olmuş hala diyorum kafesin karşısında Canikom da Canikom diye...

 

Kabus gibi çöktüm mü kuşcağızın üzerine...

Haberin Devamı

 

Kuş sadece dinliyor.

 

Ciki çıkmıyor.

 

Ben de, “hafızaya kaydediyor” diye tam gaz devam ediyorum “Canikom!” diye sayıklamaya, nefes almadan hem de!


Canikom Canikom Canikom

Caaanikom

Canikooom

Caniiikooom

Canikommm

Can can canni kommm

 

Diye diye ve de her seferinde, farklı bir ses tonuyla şakıyorum, kuşa değişiklik olsun diye, kendimce.

 

(Size karga gibi bir sesim olduğunu söylemiş miydim bilmiyorum; ama şimdi söyledim işte! Gaaak!)

 

Korkunç bir insanım ben, korkunç!

 

Derken üçüncü günün sonunda ev arkadaşım: “Bence yeter! Hayvana cinnet gelicek sus...!” dedi ve kaçarak başka bir arkadaşımıza gitti.

 

Ben de “Nedenmiş yaaa... İsmini öğrenmek kolay mı, o daha başlangıç aşamasında!” dedim ve tabi ki “ötmeye” devam ettim.

Haberin Devamı

 

Zavallı Canikom ikinci haftanın sonunda ölüverdi.

 

Kesin: “Öleyim ve bitsin bu çile!” dedi...

 

Nasıl ağladığımı, nasıl utandığımı, nasıl kahrolduğumu anlatamam size.

 

Aradan onca yıl geçti affetmedim kendimi.

 

Konuşarak, sırf çenemle canından bezdirdim resmen zavallı Canikomu!

 

Yıllardır içimde uktedir.

 

Ne geldiyse başıma çenemden geldi.

 

Şimdi yazıp sözde içimden attım ama...

 

Ne üzüntüm, ne de pişmanlığım yine de geçmedi!

 

Yonca

“Cani”

Rahmetli Canikom



Rahmetli Canikom

Dinlemek icin tiklayin!

Yazarın Tüm Yazıları