Paylaş
Likya Yolu Ultra Maratonu’nda (LYUM) start bu sabah verildi. Şu anda koşuyor olmalıyım. Bu daha ilk gün ve ben sonucu biliyorum, sonuncuyum. Olsun. Mesele o yola çıkmak, devam edebilmek ve bitirebilmek. Mesele denemek. İstemek.
Gidilen yol önemli. Ultracılar altı günde 260 km yaparken ben, günde 10-15 km yürü-koş yaparak toplamda 90 km yapmış olacağım. (İnşallah!) Benimki “kolay”.
Bir kaplumbağa kadar yavaş ve sabırlı, bir deve kadar dayanıklı olduğumu hayal ediyorum sürekli.
Tarihi Likya Yolu dünyanın en uzun ve zor rotalarından biri. Fethiye Ölü Deniz’de başlayan yarış, Sidyma, Kaş, Simena, Finike, Olympos’dan devam edip Antalya Phaselis’de bitiyor.
Dünyanın en güzel coğrafyasında, insanın aklını başından alan Likya tarihinin içinde azimle koşmaya çabalıyorum.
GPS ve pusulayla arkadaş olmam gerekiyor ve ben Kuzey-Güney denince aklına sadece dizi gelen bir insanım. Umarım yönümü şaşırıp yolumu daha da uzatmam. Zaten LYUM’u düzenleyen ARGOS’un kurucusu ve başkanı Gökşin Ilıcalı içimizi rahatlattı; arama kurtarma ve güvenlik ekipleri müthiş. Üstelik kamplar da dünyanın diğer ultra maraton kamplarına göre inanılmaz konforlu.
Bu tecrübeye değer ve bunu TOFD’ye akülü tekerlekli sandalye bağışı kazandırabilmek için yapmaya hayli hayli değer.
Oğluma LYUM’un web sitesinden videoları izletiyordum. Ne kadar çok heyecan, endişe, korku, cesaret ve merak içinde olduğumu anlatıyordum. Neden korktuğumu sordu bana. Ben de daha önce hiç böyle bir şey yapmadığımı, pusula/GPS kullanmayı beceremediğimi, ormanda yolumu kolay bulamazsam diye endişelendiğimi anlattım. Beni dinledi ve aynen şöyle dedi:
“Annecim, eğer doğayı seversen, doğa da seni sever, seni korur. Sen doğayı, ağaçları çok seven bir insansın. Ben biliyorum doğa sana yardımcı olacak, sana yolunu ağaçlar gösterecek. Belki baykuş bile gelir yine yanına. Sen hiç korkma!”
Hayatımda duyduğum hiçbir teselli bu kadar işlemedi içime.
Evet delice seviyorum doğayı, ağaçları, hayvanları. Hatta Orman çocuğu Mowgli benim sanki! Doğayla konuşabiliyorum ben de onun gibi. Hatta organizasyon direktörü Taner Damcı, basın toplantısında “Bu parkur zor, keçi olmak lazım!” deyince kahkaha attım; çünkü ben keçiyim, inatçı keçinin ta kendisiyim.
Oğlum da anlamış zaten beni; bundan daha büyük ödül olabilir mi bana sanki!
Dünyanın en büyüleyici parkurunda tarihin üzerinden/yanından/içinden geçmeyi delice istemiştim ve şu anda o anı yaşıyorum. Düşünsenize hayallerimdeyim.
Çok şükür!
Kardeşim arkeolog, bir sürü kez Likya’da kazıya gitti. Bu yolu ADIM ADIM geçeceğimi söylediğimde, “Abla o kadar muhteşem bir yere gidiyorsun ki düşün, kazıdan arkadaşımın kızı oldu adını Likya koydu” dedi.
Ben, tarihe, çocuklara adını vermiş bir yoldayım şimdi.
Videolar çekiyorum. Hurriyet.com.tr WEB TV’de sizinle canlı yayındayım. Her şeyi sizinle de paylaşmak istiyorum.
Şu ana kadar yaklaşık dört akülü tekerlekli sandalye bağışı toplayabildim. İki tanesini Kale Outlet Center bağışladı. Umarım daha fazla insana hareket özgürlüğü armağan edebilirim.
Dört engelli arkadaşımın hayatına özgürlüğü ADIM ADIM getirmek,
Oğlumdan bu olağanüstü güzel cesaretlendirici cümleleri duymak,
Likya Yolu’nda bedenini, azmini, disiplinini doğayla sınayan güzel insanlarla koşmak...
Mutluyum anlıyor musunuz! Mutlu ve tatmin. Kocacım, çocuklarımcım, annecim, kocaman ve güzel ailem, arkadaşlarım, okurlarım...
Likya Yolu’nda ağaçlara sarılıyorum, sizlere sarıldığımı düşünerek...
İçime mis gibi kokular çekiyorum. Gökyüzünün mavisini denizlerde görüyorum. İyileşiyorum. Düşünüyorum. Gülümsüyorum. Devam ediyorum.
Bilmem daha ne diyeyim.
Ya da ben demeyeyim,
Siz “Koş Yonca koş!” deyiverin.
Yonca “Yowgli”
TOFD bağışı için hesap adı:
TÜRKİYE OMURİLİK FELÇLİLERİ DERNEĞİ
Banka Adı: GARANTİ BANKASI Şube Adı-Kodu: Üst Bostancı-356
Hesap No: 6297744 İBAN No: TR91 0006 2000 3560 0006 2977 44
Açıklama kısmına: AAYTOKBAS-BAĞIŞÇI ADI-SOYADI/FİRMA ADI yazınız lütfen
Bilgi: 1 akülü tekerlekli sandalye 2400 TL
Paylaş