Paylaş
Yazmam gerek.
Yazmam gerek.
Yazmam gerek!
Keşke bize söz düşmese.
Adalet konuşsa ve tarih yazılsa.
Biz yazamasak. Gerek kalmasa.
Bütün gün haberleri, çocuklar gibi, gözlerimi ellerimle kapatarak izledim. Yapılan konuşmaları kalbim sıkışarak dinledim.
Çok üzücü.
Bitmek bilmeyen hayal kırıklığı.
Bu cümleleri yazmaktan, tekrar tekrar yazmaktan duyduğum üzüntü büyük.
Ne komik geliyordur kim bilir bu satırlarımız birilerine.
Romantik filan buluyorlar belki de biz ağaç seven, ağaçlar için üzülen, yol yerine ağaçlar içinde yürümek isteyengilleri. Samimi de gelmiyoruz bazı kişilere korkarım.
Samimiyeti kanıtlamak zorunda bırakılmak ne acıklı, ne kırıcı, ne yıkıcı.
Biz “mağara adamı” kategorisinde kaldık, “medeni” Dünya bizleri ezgi geçti sözüm ona.
Medeniyet ve mağara adamlığı olguları ters yüz oldu bizim coğrafyada.
Oysa medeniyet denince, doğaya saygı ve onu korumak da pakete dahildi...
Di.
Ağaçları söküp atmak, yerlerine betonlar döşemek elzem ihtiyaçlarımızın en başına geçirildi.
Di.
İnsanlar ne şehirleşmeye doydu, ne de betonlara.
Para bu para!
“Doğa için farkındalık önemli” mesajı veren çizgi filmlerdeki kötüler gibiyiz.
Son ağaç dalına muhtaç kalınan, her şeyin plastikten olduğu Dünya’da oksijenin bile satın alındığı hayatlara doğru koşarak ilerliyoruz marifetmiş gibi.
Göz göre göre, bile isteye.
Birileri ağaçları koruyalım diyor, diğerleri e ama trafik için yolların da yapılması gerek diyor.
Bu tartışmaları neden hep beton kazanıyor gibi duruyor onu da anlamıyorum.
Beton kazanmıyor ki!
O işin kısa vadeli sonucu.
Uzun vadede ne oluyor peki?
Ağaçları kesiyorsunuz, köklüyor öldürüyorsunuz. Toprakları kaydırıyorsunuz.
Doğa bekliyor sabırla. Bekliyor. Bekliyor. Bekliyor. Sizden bizden uzun ömrü de sabrı da.
O ağaçlar her ağladığında, doğanın geri dönüp insanlardan aldığı intikam çok daha yıkıcı, can acıtıcı oluyor. Karşısında hiçbir “medeniyet” duramıyor kolay kolay.
Doğa, ona acımayan vahşi insana hiç acımıyor.
Bir sallıyor yeryüzünü, yıkıp geçiyor ağaçlarını sökerek yaptığın beton yolları, binaları. Altında kalıyorsun...
Ağaçlar insanlara hayat verirken, insanlar ağaçları öldürerek kendi canına kıyıyor.
Benim aslında diyecek kelimem yok.
ODTÜ en iyisini bilir çünkü.
Güveniyorum ben ODTÜ’ye.
Orası ODTÜ!
Orta Doğu Teknik Üniversitesi.
Türkiye’nin en akıllı insanlarının buluşma noktası.
Oradaki bilimsel gücün, adalet duygusunun en olması gereken şekilde hakkını arayacağına ve kazanacağına inancım sonsuz.
ODTÜ laf ebesi değildir.
Laga luga etmez. Güvenilirdir.
Gerçeklerle dalga geçmez.
Ciddiyettir.
ODTÜ kesin bilgidir.
Yonca
“ekin”
Paylaş