Paylaş
Çok bunalmıştım. Çok fazla şey üstüme üstüme geliyor gibiydi. Bir sürü şey yapıyordum; ama sanki hepsi boşa gibiydi. Bir sürü yapabileceğim şey daha vardı sanki de, elim gitmiyor gibiydi.
Gücüm mü bitmişti, yoksa benim bahanelerim mi artmıştı bilmek imkansız gibiydi.
Görüntü şahane; ama içi boş gibiydi.
Kapalı bir ofiste durmak, beni sanki kafese konmuş vahşi bir hayvan gibi sinirli bir yaratığa çevirmişti.
Sağıma baksam havlıyordum, soluma baksam ısırmak istiyordum.
Kime dert yansam bana “şımarık” muamelesi yapıyordu.
Gerçi ben de o zamanlar başkalarının düşüncelerine, kendi hislerimden daha fazla değer veriyordum.
Bana armağan edilmiş şu güzel hayatı, başkalarına kanıtlamak için yaşıyordum.
Oysa ben çocukken öyle değildim ki!
Başıma buyruk, dediğim dedik, kafama estiyse bir şey, anında yapıveren bir cinstim. Başkası ne der, ne düşünür hayatta düşünmezdim.
Sanırım büyürken bir yerlerde bir şeyleri kaybedivermiştim.
Hani diyeceksiniz ne oldu da bunları fark edip kendini çimdikledin...
Bilmiyorum.
Sanırım bazen bir şeyler anneannemin dediği gibi “saatine denk geliyor”.
İnsan şanslıysa, göresi varsa, istiyorsa ve baktığı her yerde kendi Tanrı’sını bulabileceğine inanıyorsa; bir anda kafasına içi çiçek dolu bir saksı düşüyor.
O saksı benim kafama düştü.
Çürümeye yüz tutmuş kafam ve kalbim çiçekler açtı. Çok ciddi kararlar aldım anında.
Baktığım her yerde umut görecektim.
Aldığım her nefesi mutlu verecektim.
En çaresiz anda, varsa elimden gelen, yapabilecek olduğum bir şey, üşenmeden, bahane üretmeden yapmak için o ilk adımı atıverecektim.
İki elim kanda olsa, spor yapmaktan asla vazgeçmeyecektim.
İstemediğim bir şeyi, hele de bir başkasına yaranmak için, asla asla asla yapmayacaktım.
Hep sevdiğim şeyleri yapacak, hep sevdiğim şeylerin peşinden gidecektim.
Hatalara değil, doğrulara kilitlenecektim.
Aklıma her geldiğinde şükredecek, şükretmeyi sürekli aklıma getirecektim.
Mesela şu an bu cümleyi kurunca tabii ki aklıma geldi, hemen şükredeyim.
Şu köşede yazabildiğim, bu cümleleri kurabildiğim, hayatta olduğum için çok şükür.
Kurduğum her cümle iyimser olacaktı.
Yapılmayan şeylere değil, yapılan şeylere odaklanacaktım.
Her fırsatta doğaya koşacaktım. Her bulduğum boşluğa ağaç ekecektim.
Her fırsatta çocukların eğitimine, gençlerin hayallerine destek olmaya çabalayacaktım.
Engellerin aşılabilir olduğuna inandığım için, engelsiz bir yaşam uğrunda elimden geleni yapacaktım.
Suyu kesinlikle daha dikkatli kullanacaktım.
Aşk müzik dolu olacaktı.
Şansım daim olacaktı.
Hayat ağacım her daim yeşil, döktüğüm her gözyaşı pembe, gökyüzümdeki her yıldız derin mavilerde parlıyor olacaktı...
Her adımı gönülden atacaktım.
Korkularımın üzerine gidip cesaretimi artıracaktım...
Bu saydıklarımı yapmak öyle geceden sabaha olmuyor elbet.
Hayatıma giren güzel insanlardan -ki bu konuda inanılmaz şanslıyım, hayatıma giren insanların hepsi bir başka güzel- sürekli güzel bir şeyler öğrendimse, birinden de şunu öğrendim;
Denemek yapmak demek...
Denemeye değer.
Arada bir daldığım, yapamadığım oluyor. Kendime 1-2 gün izin verip “bunalma hakkımı” kullanıyorum; çünkü o da bir ihtiyaçmış...
Sürekli deniyorum işte.
Yani ben, bana iyi gelen şeyleri keşfettim aslında. Allah’ım bu nasıl büyük bir şans...
Bana bu bakış açısı iyi geliyormuş;
Yani baktığım yerde umut ve mutluluk görmek ve bunu saçma bulanları gülümseyerek hoş görmek.
Başım sıkıştığında doğaya koşmak en elzem ilacımmış benim.
Ömrüm uzadı koştukça, buna her şeyden çok eminim.
Durmamak, sürekli hareket halinde olmak ve hep devam etmek hayat suyummuş benim.
Yarın benim doğum günüm yahu!
Bana umut, mutluluk ve cesaret verdiğin için; her şey için teşekkür ederim anne.
Hayat bana bir dünya dolusu güzel armağan verdi.
Hepsinin farkındayım.
Çok şükür.
Bunlardan en güzeli de içimden ne geçse gerçek olması. Yemin ederim öyle!
Evet, bu konuda çok şanslıyım.
Çok şükür.
Şükrettikçe şükredecek şeyleri artıyor insanın, etmedikçe azalıyor bir de.
Her neyse son olarak şunu diyesim var;
Herkese, hepimize umut ve mutluluk diliyorum...
Aşk bir de.
Bu üçlü her daim var.
Görmeyi isteyin, inanın hele.
Yonca
“iyki doğdum”
Paylaş