Nedim Şener’in gözyaşları

Dün CnnTürk’de Ayşenur Arslan’ın programı Medya Mahallesi’nde Nedim ve Vecide Şener vardı.

Haberin Devamı

Hayatımda en zor seyrettiğim program oldu.

Kötü gerçeklerle yüzleşmek zor geldi.

***

Bir anne-babanın çocukları adına koca 1 sene boyunca her saniye duydukları endişeye birebir şahit oldum.

Bana dinlemesi çok ağır geldi, onlarsa bununla an be an yaşadı...

Bir baba için, içerideyken, eşinin de tutuklanması ve çocuğunun yapayalnız kalması korkusundan/endişesinden daha beter bir şey olabilir mi?

Bu işkence bir insanı bitirmez de ne bitirir?

Çocuklarının bu haksız süreçte maruz kaldığı rezalet ötesi travmayı, ben dinlemeye dayanamazken, Nedim ve Vecide Şener’in 375 gün boyunca yaşadıklarını düşünmek, beni daha da fena yaptı.

Bir çocuk babasını görmek için renkli etek giyecek ama düğmeleri öttüğü için binbir hayalle giydiği eteğini çıkarıp hırkasını beline sarıp babasına koşacak, öyle mi!

Babası mahkum değil!

Babası suçlu değil!

Haberin Devamı

Bu çocuk bu ülkeyi nasıl affeder, affeder mi sizce?

Bu çocuğa kendimizi nasıl affetireceğiz, bunu düşünmekten kafayı yedim dün bütün gün.

Öte yandan, Nedim Şener’in tahliyesini bekleyen diğer gazetecilere karşı olan duyarlılığı ve söyledikleri, akıttığı gözyaşları beni yerin dibine geçirdi.

“Müyesser Yıldız o koğuşta tek başına donarken ben çıktığıma nasıl sevineyim?” derken titreyen sesi...

Uzun zamandır bu kadar değerli gözyaşı gördük mü insanlığa, onura, gurura dair dökülmüş?

Biz Nedim Şener’in gözyaşlarına değer miyiz sizce?

Bilemedim...

Utandım bizden.

Utanıyorum.

Yonca

“mahçup”

Yazarın Tüm Yazıları