Meclis’te bitmek bilmeyen kavga

Kavga eden bir Meclis görüntüsü ile büyüdüm.

Haberin Devamı

Küçücük bir çocuktum bağırış çağırış vardı.

İki çocuklu koca kadın oldum, hala hiçbir şey değişmedi.
Değişmiyor.

Kavga, gürültü, itiş-kakış, yumruk, küfür havalarda uçuyor.

Dört gözle, Allah affetsin beni, yeni bir jenerasyonun gelip bu zihniyetten uzak davranış biçimleri ile hareket etmesini bekliyorum.

Sabırlı bir kadınım. Medeniyeti bekliyorum umutla.

Tartışma kapasitesi, yetisi, becerisi olan bir jenerasyonu bekliyorum, inatla.

Elbet o da olacak.

Kaçış yok. Birilerimiz tedavülden kalkacağız, yerimize yenilerimiz gelecek.

Hayat bu...

Yeni nesil birçok bakımdan daha donanımlı. İster inanın ister inanmayın.

İster hoşa gitsin, ister gitmesin.

Öyle.

Meclis’de 4+4+4 kıyameti koparken, televizyon açıktı, yine ağzım açık ve hüsranla seyrederken ben olanları; salona oğlum girmiş farketmemişim.

Çocuk korktu!

Haberin Devamı

Anlatamadım, açıklayamadım olanları...

Nasıl anlatabilirsin ki o manzarayı.

Utanç... utanç içinde kaldım.

Yüzüm kızardı.

Meclisim beni çocuğuma karşı utandırdı.

Çocuğum gördüklerinden anlayacağını anladı, Meclisini ayıpladı.

Ama onlar bir türlü bu hallerinden utanamadı gitti.

Akıllarına gelmiyor utanmak.

Çocuklar tarafından ayıplandıklarını, ve bunun ne fena bir şey olduğunu anlayamıyorlar. Bunun umurlarında olmaması daha da utandırıyor beni.

Peki bunca kavga dövüşle bir sonuca varıldı mı?
Hayır.

Birileri kavga ederken, atı alan Üsküdar’ı çoktan geçip nanik yaptı.

İçi boş kavganın, tutarlı planlı stratejik plan karşısında bir işe yaramadığı, kuru gürültü olduğu bir kere daha kanıtlandı.

Umudum şudur ki;

Birileri neyin nasıl yapılmaması gerektiğine ve nasıl yapılamadığına, ve hatta nasıl da yanlış yapılabildiğine dair...

Belki bir minik ders almıştır.

Ben aldım.

Yonca

“nanikometre”

Yazarın Tüm Yazıları