Marş Marş!

Kalkın. Hemen UYANIN!

Hani “Mutluluğun Resmi” diye Abidin Dino’ nun bir tablosu dolaşmıştı bir ara internette. Bilmem size hiç uğradı mı?

Haberin Devamı

Bana uğradı.

 

Resimde; 4 çocuklu bir aile, tavanından yağmur suları akan, etrafı kovalarla dolu 1 göz oda evlerinin daraşmalık yataklarında, kedi, tavuk, kuş ve köpekleriyle yatağa zar zor sığmış MUTLU MUTLU uyuyorlardı.

 

O resime o kadaaaaar uzun süre baktım ki!

 

Hala daha beyin gözümde her detayı durur.

 

Kapadım mı gözlerimi, bağlanırım beyin gözüme; tıklayıp açarım o resmi, seyrederim ara ara. Tebessüm ederim elimde olmadan kendi başıma.

 

Haberin Devamı

Eminim herkesin kendine ait en az BİR tane “mutluluk resmi” vardır.

 

Yoktur demeyin çünkü vardır.

 

Vardır da, acaba olduğundan haberi var mıdır?

 

HEMEN, hiç vakit kaybetmeden o resmin farkına varması lazım herkesin!

 

Vakit çok geç olmadan!

 

O kadar önemli ki O mutluluk resminin içindeyken farkında olmak. İş bitmiş fiş gitmişken farkına varmak insana çok ağır bir ceza.

 

Beni mesela... Şu ana ve bu yazıya getiren geçen gece ve ertesi sabah evimizdeki durum ve manzara...

 

Gece misafir vardı. Kızım da, özel bir gece olduğu için bizlere takıldı ve tabi uykusu geldi ve dayanamayıp “kısa devre” yaptı.

 

Yani çok uykusu gelince önce bir çeşit hiperaktiviteye giriyor. Atlıyor, zıplıyor sonra nedendir bilinmez bir bahane buluyor, başlıyor ağlamaya ve de birdenbire uyuya kalıyor. Ben de bu haline “kısa devre yapma hali” diyorum.

 

Haberin Devamı

O geceki“kısa devre” şöyle başladı:

 

Önce hiperaktivite döneminde yere jimnastik minderi serdi (dikkat gece saat 23:00). Sonra başladı amuda kalkıp takla atmaya. Derken kafasını çarpmadı aslında; ama işte o gereken ağlama anı geldi ya, başladı ağlamaya. Veeee “dınk” diye birden uyuya kaldı sonunda.

 

Biz de buna çok güldük, yine!

 

Yaklaşık 7.5 yıldır da gülüyoruz zaten bu haline.

 

Bu biiiiir! dedim tam o anda derin bir nefes çekip.

 

Bu benim mutluluk resmimin birinci karesi.

 

Yonca, çek içine!

 

Sonra gece oğlumuz değişiklik olsun diye J yine öksürmeye başladı. Bana sinirsel gülme geldi; ama gittim aldım oğlumuzu yatırdım yanımıza.

 

“Anniii Anniiiii” diyerek ve öksürerek uyuya kaldı... Aramızda.

Haberin Devamı

 

Bu ikiiiiiiiiiiiiiiii! dedim kendime.

 

Bu da benim mutluluk resmimin ikinci karesi.

 

Yonca, çek içine!

 

Sabah oldu...

 

Eşim aldı kızımızı oturdu oyuna, ben de oğlumuzu aldım yanıma. Derken eşim ve kızım yanımıza geldiler, oğlum kucağıma attı kendini, kızım da banyo fayanslarına resim yapmayı hayal ettiğini heyecanla anlatmaya başladı...

 

Üüüüüüüüç dedim!

 

Bu da benim mutluluk resmimin üçüncü karesi.

 

Yonca, çek içine!

 

Zor attım kendimi bilgisayarın başına oturup yazarak koşmaya.

 

Size doğru koşayım dedim.

 

Acilen size varmam, sizi ayağa kaldırıp sarsmam gerek dedim. Herkes uyansın bir sevinç çığlığı atsın istedim. Şu MUTLU anı tarihime yazılı kaydedeyim de, unutunca açar açar arşivden bakarım/z dedim.

Haberin Devamı

 

Hep, kaçanla-göçenle-geçeni insan iyi anıyor.

 

Çok yanlış oysa.

 

Tam burada, şu anda yanında olanla, bu dakika mutlu olduğunu bir anlasa!

 

Keşke herkesin beyin gözü ile gönül gözü kendi mutluluk resmini farklı kaydetse.

 

Alışkanlık edinse bunu.

 

Unutur insan, o zaman, hafızasında gereksiz yer tutan mutsuzluklar bilançosunu.

 

Şimdi madem biliyorsunuz bunu...

 

Düşünün bakalım siz de kendi mutluluğunuzun tablosunu.

 

Yonca

“Uyanık”

 

Talep olursa arzı hazır dip not: İsteyen, merak eden olursa yollarım bende var bu mutluluğun harika tablosu, haberiniz ola. Çok iyi bir hafta sonu diliyorum, yeter ki farkında olun ama! J

 

Yazarın Tüm Yazıları