Yonca Tokbaş - Kelebek
Yonca Tokbaş - Kelebek
Yonca Tokbaş - KelebekYazarın Tüm Yazıları

Köprüyü sallayan cehalet!

Boğaz Köprüsü’nü sallayan bizim cehaletimizdir.

Haberin Devamı

Hiç kusura bakmayın bunun tek suçlusu da asla laf dinlemeyen, kendini hep çok akıllı zanneden işgüzar halkımızdır. Haftalardır her kanaldan bas bas yayın yapılıyor ‘Avrasya koşusu için elinizi kolunuzu sallayarak gelmeyin. Herkes başvuru yapmak ve de öngörülen sayıda göğüs numarası almak zorunda!’ diye.

Köprüyü sallayan cehalet
Neden bu koşunun bir başvuru tarihi var sizce? Yani bunca uğraş keyfi mi? Kim dinledi yetkilileri, kim okudu yazılanları, kim taktı uyarıları? Hiç kimse. Niye bu göğüs numarası veriliyor peki, şıklık olsun diye mi? Katılımı görmek önlem almak, güvenliği sağlamak için. Ben kendi tanıdıklarıma bile laf dinletemedim ki!

‘Geliriz, aradan sıvışırız’ diyen, ipini koparan geldi. E şimdi resmi başvuru 10bin, gelen 100bin olursa bu izdihamla kim nasıl başa çıksın? Madalya dağıtan araçları talan edenler olmuş. Tam bize yakışan gayet sportif bir hareket. Hırsızlıktır bu. Peki başvurusunu yapan, numarasını alan yüzlerce kişi enayi mi? Ayıp ayıp. Ayıbını geç, tehlikeli! Birilerini suçlamak çok kolay inanın. Peki insan hiç bunda benim hata payım ne diye bir kere de kendine sormaz mı? Avrasya koşusu panayır alanı değil. Oraya gelen kuralına uygun şekilde gelmeli. Panayır startda ve finişde olur, parkurda değil. Önce şu kafalar acilen yenilenmeli, yenilenmeli de, ülkede futbolun bile hakkında sadece geyik yapılan bir spor olduğu, onda da şiddet ve küfürün prim yaptığı düşünülürse, bilmem o saate kadar nasıl sabretmeli.

Haberin Devamı


Yonca

‘sinirli’

 

Şoktayım


Şoktan nasıl çıkacağımı bilmiyorum. Upuzun bir destan yazasım var. Tek korkum hislerimi istediğim kadar iyi anlatamamak. 17 Ekim Pazar günü 32.Avrasya Maratonu’nda 15km boyunca doğuştan engelli Serkan Uman’ ı ADIM ADIM Oluşumundan bir ekiple beraber iterek koştum. Takımdaki çürük elma bendim. Aralarında en yavaş koşan, en az iten de bendim. Ekibin finişe tüm takımlardan geç varmasına neden olan da bendim. Ne kadar çok antreman yaparsam yapayım, hızlı koşamıyorum. Kaplumbağayım derken gerçeği söylüyorum. Neden mi şoktayım peki? Çünkü gün geliyor insanın anası, babası, çocuğu, eşi, sevgilisi, en yakın arkadaşı bırakıp çekip gidiyor. Ortada kalıyor insan bazen, öylece. Oysa benim beraber koştuğum takım arkadaşlarım, ısrarla: ‘Beni bırakın basın gidin, ben arkadan gelirim’ dememe rağmen beni bırakmadı. Koşudan 5 dakika önce tanıştığım o güzel insanlar, ‘Serkan’ ı nasıl bırakmayacaksak, seni de bırakmayız Yonca’ diyerek, geride kaldığımda ellerini sırtıma koyup beni tatlı tatlı ittirip bana güç kaynağı olarak beni hızlandırıp aralarına aldılar. Hayatımda ne böyle bir güç aldım, ne de böylesi güzel bir destek gördüm. Bunca senedir çalıştığım çokuluslu şirketimde yaptığım onlarca takım çalışması bir hiçmiş. Ben hayatımda ilk defa TAKIM olmak nedir, bir amaç uğruna gönül ve güçbirliği yapmak nedir yaşayarak, ter dökerek, tüylerim her attığım adımda diken diken olarak öğrendim. Adım Adım Oluşumu çatısı altında toplanan bu çılgın insanlar çok acayip bir şey yapıyorlar. İnsanlara farkındalık yaratmak, birilerine fayda sağlamak için beden güçlerini, gönüllerini, ruhlarını, bacaklarını, terlerini ortaya koyuyorlar. Kimisi yürüyerek, kimisi koşarak, kimisi tekerlekli sandalyesinde orada olarak bir diğer insanın hayatına değmeye, işe yaramaya çalışıyor. Hiçbir beklentileri ve çıkarları da yok. Sadece spor yapıyorlar. 15km’yi 1 saat 43 dakika 48 saniyede koştuk. TEGV için topladığım bağışlarla 300 çocuk 1 sene boyunca eğitim alabilecek. Bağışlar yağmaya devam ediyor. Bu yaşadığım tecrübe bana, ölsem de gam yemem dedirtti. Yeni hedefim de belli. 6 Mart 2011’de, Runtalya Uluslararası Antalya Öğer Maratonu’nda yarı maraton, yani tam 21km koşacağım. Çıtam hayli yükseldi.

Haberin Devamı

Yonca

‘çalış çabala’

 

Miras


Çocuklara, bir şeye hazır konmaktansa; çalışarak, uğraşarak, uğrunda ter dökerek o işi yapmanın anlamını ve zevkini anlatmak önemli. Şu güzelim sağlıklı bedenimizi tembelleştirmeden çalıştırarak her türlü güçlüğü yenebileceğimizi göstermeli. Bedenimize iyi davranmanın önemini, daha da önemlisi insan sağlığının kıymetini onu kaybetmeden de bilmenin yolunu sporla anlatmak çok önemli. Uyuşturucuyla, sigarayla ve saireyle savaşmak için de bu çok önemli.


Yonca

‘mirasyedi’

Yazarın Tüm Yazıları