Paylaş
Bi şeyler olurken yaşayıverip geçtiğin,
Unutarak devam ettiğin…
Kızımın benimle, babasıyla, kardeşiyle, hayatla, ergenliğe girişle, arkadaşlarıyla, okulla, evle, odasıyla; ne bileyim bazen okul çantası veya şortuyla bir sorunu oluyor. Çocuk işte…
Gözlerinden pıtır pıtır yaşlar süzülüyor.
Bazen haklı.
Bazen haksız.
Bazen haklı veya haksız olması gerekmiyor. O an öyle hissediyor, ertesi gün başka türlü…
Yaşlar onun gözlerinden akarken, benim içimden de bir şeyler kopuyor.
Kimi zaman sinirden, kimi zaman acıma duygularım yüzünden.
Acıyorum çocuk milletine.
Şimdi biz büyüdük ya: “Boşver ya, takma!” diyen tarafız. Oysa çocuk, o yaşta boşvermenin imkansız olduğu anda…
Büyüme sancıları ve gelgitler öyle ilginç ki, kızıma bakarken kendimin o hallerini düşünüp anne babamı anlamaya çalışıyorum hala.
Tecrübe, tecrübe edilmeden edilemiyor ya hiçbir şekilde...
Ediniyoruz işte.
Kızım ağladığında gözyaşlarını tutuvermek ve saklamak istiyorum bir kavanoz içinde.
Yarın öbür gün açıp kapağını, yaşlarının tuzlu tadından tadıp, kendi gözlerimi doldurmak istiyorum bugünler de geçtiği için delice...
****
Oğlumun üst dişi sallanıyordu. Gece yattı ablasının odasındaki kendi yatağına. Bir ara sessizlik oldu, fısır fısır konuşmalar ve birden bir çığlık attı kızım: “Anne koş, Aslan Cem dişini çekti!” diye. Gittim ki, bizimki sıratarak bana bakıyor dişi avucunda.
Tipi öyle şekerdi ki; suratının o halini dondurmak, gözümün bi ucuna koymak ve hep orada tutmak istedim.
Kocaman bir gülen surat ucundaki ağızın içinde kocaman bir kara delik.
Diş boşluğunun çocuğu çocuk yapan o komik hali.
Konuşurken dili o kara deliğe denk geldikçe çıkan “fs fs fsss” seslerine kahkahalarla gülme isteği; ama içimizde tutma gerekliliği...
Büyüyüp sakalları sarıdan siyaha dönüp, kılları her yerini sardığında bu halini unutmamak için dondurmak istedim gecenin vaktinde bana gülerek bakan o suratı. Ona baktığımda, hep o dün geceki halini görüp, onun bana baktığı gibi ona bakabilmek, pişmiş kelle gibi sırıtabilmek için istedim o anı dondurmayı.
Büyüdüğünde de aslında çocuk olmuş olduğunu her an duyumsayabilmek için istedim...
****
Alışveriş yapıyordum. Küçük çocuklar için çok güzel çatal bıçak takımı gördüm bir rafta. Winnie The
Pooh, Mickey Mouse vesaire olan, metalden ciddi ciddi çatal bıçak takımı yapmışlar ama, işte 2-4 yaş grubu için.
Bayıldım.
Bir an alasım geldi, arsızca.
Sonra durdum.
“Kullanmazlar ki!” dedim.
“Artık kullanmazlar yani...” dedim sonra.
Birden o rafın karşısında kalakaldım.
Çocuklarıma artık bunlardan alamadığımı, o günlerin geçtiğini bir daha da geri gelmeyeceklerini farkediverdim.
Hani büyükler der ya: “Aman kızım bugünler geçiyor, kıymetini bil!” ve sen asla o sözleri duyamazsın ya; işte benim o sözleri dank etme anım o andı galiba.
Eve geldim sonra.
Çocukları yatırırken onlara gördüğüm çatal bıçak takımını anlattım.
“Alayım mı?” diye sordum.
“Anneeeee!” dediler bana, “Saçmalama!” tonunda.
Durdum.
Kızımın arada gözünden süzülen gözyaşlarını düşünüp, oğlumun çekiverdiği üst dişinin yerindeki kara deliğe baktım.
O an ikisi de bana gülüyordu.
Bunları hiç unutak istemediğim için de...
Yazdım buraya.
Yonca
“anında”
Avrasya’da TEGV için ADIM ADIM 15km koşmama 6 gün kaldı!
1 Çocuğun 1 yıllık eğitimi için 60TL bağış yeterli.
Ama 1TL de bağış olsa, ben koşacağım nasıl olsa.
1 Çocuk değişir Türkiye değişir!
Koş Yonca Koş bağış hattı
Hesap Sahibi: TEGV(Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı)
Banka: Yapı ve Kredi Bankası A.Ş.
Hesap IBAN: TR 740006701000000001000000
Açıklama kısmına: YTokbas/AAO/Kendi Adınız ve Soyadınızı da kesin yazın!
Paylaş