Paylaş
Eskiden insanları uyarmazdım, direk çalardım. Ama bir gün kitap hırsızlığım tescillenince; açıklamak durumunda kaldım. “Bana dikkat edin!” dedim.
(Ama ne kadar dikkat ederseniz edin valla, ruhunuz duymaz. Çalarım.
Çaldığım kitabın içine; kimden nerede çaldığımı, neden çaldığımı da yazıyorum artık.
Kendimi geliştirdim.)
Ama, Üniversite Kütüphane’sinden kitap çalarken yakalanıp da, kurul tarafından 1 ay okuldan uzaklaştırma ile cezalandırılınca, feci travma yaşadım.
Çok korktum. Annemlere söyleyemedim. Rezil oldum.
Utanmadan kendimi savunmuştum ama! Kuruldakilerin ağzı açık kalmıştı kitabı çalma nedenim olarak:
“Bu kitabı çaldım çünkü; bugüne kadar kimsenin onu okumamış, bir kere bile almamış olması beni çok üzdü. Değerini anlamamışlar gibi geldi. Ben onu o kadar seviyorum ki, iyi bakarım ve hakettiği değeri veririm diye düşündüm!” demiş, hatta bunu yazılı da beyan etmiştim.
Okuldan 1 ay uzaklaştırıldığımda feci kabuslar gördüm. Hayat sicilim lekelendi gibi algıladım. Damgalı hayat kadını gibi, damgalı kitap hırsızı oldum diye ağladım. Aşağılık kompleksi edindim.
Hayatımın sonu gibiydi, utançtı utanç hissettiğim. Feci!
Bir de haksızlık hissi vardı.
Niyetim kötü değildi.
Ben kitapları iyilik yapmak, onları kurtarmak için çalıyordum ki!
Kossskoca Boğaziçi Üniversitesi’nin Kütüphanesi’nden kitap çalan bir kitap hırsızı olmuştum.
O günlerde, Kanal 6 vardı hayatımda. Rahmetli Turan Yavuz vardı hayatımızda, hayatta. Beraber “Haberaktif” adında Türkiye’nin ilk gece haberlerini yapan ekipte çalışıyorduk. Sonra Reha Muhtar geldi, “Acı var mı, acı?” dedi, bizim programı da, bizi de yedi :)
İşte o kitap hırsızlığımın tescillendiği, kan kırmızı bir kitap şeklindeki damgamla yaşamaya çalıştığım Kanal 6’lı Turan Yavuz’lu günlerimde, rahmetli Hikmet Bila ile tanışmak nasip oldu.
Hayat işte, kendisi hikaye.
Turan Yavuz’larda bir gece, Hikmet Bila benim bu Gamlı Baykuş halime çok üzüldü: “Yonca senin derdin ne?” diye sordu. Ben de döküldüm hemen salya sümük; kitap çaldım, okuldan uzaklaştırdım, annemler bilmiyor, çok utanıyorum ve korkunç kötü hissediyorum vesaire vesaire...
Hikmet Bila, gülümsedi bana.
(Mesela şu an yüzü, oturduğu koltuk her şey gözümün ucunda...)
“Yonca üzülme. Ben de kitap çalıyorum. İsteyen herkes kitap çaldığım için suçlasın beni. Yeter ki suçumuz sabıkamız bu olsun; kitap hırsızlığı. Hiç takma kafana, üzülme. Hatta canın isterse çalmaya devam et ama daha dikkatli ol.” dedi.
Dedi valla.
Hikmet Bila’yı kaybettiğimiz zaman yazacaktım bunu, yazamadım ama. Neden bilmiyorum, bugün yazmak istedim.
Hala kitap çalıyorum.
Sabıkalı ve suçlu hissetmiyorum.
Çaldığımı da açıkça söylüyorum.
Hatta yazıyorum buraya.
Hayatımda işlediğim en ağır suçun kitap hırsızlığı olmasını seviyorum.
Yonca
“kurtçuk”
....
Beklenen sorulu dip not: Çaldığım ve okuldan uzaklaştırma aldığım kitap acaba neydi? Tahmin etme oyunu oynaması bedava.
Tahminler 4yaprakliyonca@gmail.com a...
Bugüne dair tarihi dip not: Bugün 29 Şubat 2012. Şubat 4 senede bir 29 çekiyor. Özel bir gün yani. Artı 1 gün, bugün... Bugün, profesyonel iş hayatımdaki son, hayatımda en sevdiğim şeyler içinse çalışmaya başlayışımın ilk resmi günüdür.
Pes etmek yok
Sevgili harekete geçmeyi tercih eden güzel insanlar,
Öger’in bu sene 7.sini düzenlediği Uluslararası Antalya Maratonu “Runtalya” için geri sayım başladı. 4 Mart 2012’de 3. kez Antalya’dayım.
Adım Adım Oluşumu ile Runtalya’da TEGV’in Ateşböceği projesine bağış toplamak için 10km boyunca dizimdeki sakatlık izin verdiği sürece koşacağım olmadı yürüyeceğim.
Durmaktan ve hiçbir şey yapmamaktan çok daha iyidir!
Beni ve amacımı desteklemek isterseniz, TEGV’in banka hesap detayları aşağıda.
Van’a sizlerin daha önceki bağışlarıyla gönderdiğimiz ADIM ADIM Ateşböceği’nin orada daha uzun süre kalabilmesi için bağış topluyorum bu defa.
Van’daki Adım Adım Ateşböceği Gezici Eğitim Birimi için lütfen tıklayın.
Bağışlarınızın o çocukların hayatındaki etkisini size rakamlarla anlatamam. Bunun parayla ölçülebilmesi de imkansız.
Resmen hayatlarında dönüm noktasısınız. Lütfen bundan emin olun.
1 çocuğun 1 yıllık eğitimi için TEGV’e 60TL bağışlamanız yeterli.
Önemli olan bağışınızın miktarı da değil. Hem de hiç.
Bağışladığınız miktar ne olursa olsun, HİÇden çoktur. Bir harekettir. Memnun olmadığınız şeylerden şikayet etmek yerine, bir ADIM atmaktır, harekete geçmektir.
Ben nasıl olsa bu yola çıkacağım.
Sizlerin de elinizden gelebildiğince bağış yapabilmeniz ve bireysel farkındalığınızla 1 hayata dokunmanız önemli.
Dizim iyileşir iyileşmez koşmaya devam edeceğim.
Sadece bu seferlik sloganım Koş Yonca Koş yerine,
‘Yürü be Yonca, durmaktan iyidir!’
1 çocuk değişir Türkiye değişir!
Yonca
“fahri ateşböceği”
Nasıl bağış yapacaksınız?
Hesap Sahibi: TEGV(Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı)
Banka: Yapı ve Kredi Bankası A.Ş.
Hesap IBAN: TR 740006701000000001000000
Açıklama kısmına: YTokbas/AAO/Kendi Adınız ve Soyadınızı da kesin yazın!
Paylaş