Paylaş
Suriye Savaşı 18 milyon nüfusu olan bir ülkede 11 milyondan fazla insanı evinden etti. Türkiye’de 2 milyon mülteci bulunuyor. Sahile cansız vuran bedenleri saymıyoruz!
Geride evlerini, topraklarını, dostlarını bırakmak zorunda kalan bu insanlar, yanlarına küçük çantalarına apar topar sığdırabildikleri eşyalarını alabildiler. Kış kapıda!
Adım Adım’ı artık biliyorsunuz. Türkiye’nin başına gelen en şahane iyilik hareketi.
İşte Adım Adım’dan bir grup arkadaşım da “Koşarken ne kadar çok olursak, o kadar mültecinin kışı sıcak geçirmesini sağlayabilir, onları evlerinde bırakmak zorunda oldukları kışlık kıyafetlerine kavuşturabiliriz” dedi. Onlar, İstanbul Maratonu’nda Hayata Destek kuruluşuna bağış toplamak için koşacaklar.
İsterseniz onlara katılabilir veya amaçlarına destek olabilirsiniz.
Toplanan bağışların her 200 TL’si bir mültecinin kışlık kıyafet ihtiyacını sağlamak üzere kullanılacak. Bağışlar, ihtiyaç sahibi mültecilere elektronik kartlar aracılığıyla ulaştırılacak.
Mülteciler istedikleri bedende, renkte kışlık giysilerini kendileri seçerek alabilecek.
Detaylı bilgi için web sitelerine girebilir, http://hayatadestek.org/tr/ ya da info@hayatadestek.org adresine yazabilirsiniz.
Yonca
“kışlık”
Hayata Destek kimdir, nedir?
Hayata Destek, afet risk ve etkilerinin en aza indirilmesi için Türkiye ve çevre ülkelerde afete hazırlık, risk azaltma, acil müdahale ve iyileştirme çalışmaları yapan bölgesel bir insani yardım kuruluşu.
Derneğin kurucu üyeleri, Belçika, İngiltere, Türkiye, Hindistan, Pakistan, Afganistan ve İran’da edindikleri acil yardım, iyileştirme, kalkınma, savunuculuk alanlarındaki geniş bilgi ve deneyimlerini Hayata Destek’e aktardılar.
Hayata Destek, Türkiye başta olmak üzere Orta Doğu, Kafkaslar, Balkanlar, Batı ve Orta Asya bölgelerinde meydana gelebilecek felaketlere müdahale etmeye ve harekete geçmeye hazır bekliyor.
Esas olarak altını çizmek istediğimse, şu ana kadar memlekette mülteciler konusunda en sistematik çalışan yine bu kuruluş.
Bilginize.
Yonca
“destek”
3 adımda dünyayı kurtarmak*
1- Soğan, patates, sarımsak gibi el altında ne varsa zeytinyağında az çevir.
Ne varsa evde, yani pırasa varsa o da olur, az havuç, belki biraz kerevizin kırpıntısı... Ne varsa o. Bırak kokusu sarsın mutfağı. Çok değil 5-6 dakikanı alır.
2- Varsa sebze suyun onu da kat, yoksa su da olur (ama ne olur bulyon kullanma).
Havuç salatası yaparken artan köşe, ayıklanan kabakların kabukları, maydanozun sapı vs... Hepsi bir arada kaynayıp lezzetini verince suya, ona kısaca sebze suyu deniyor. Buzluğa atmak yeter, her şeye muazzam lezzet veriyor. Üstelik sağlıklı, üstelik ekonomik.
3- Mercimek, bakla, pirinç gibi kıyıda köşede kalmışları kat.
İnsanın kilerinde “Ne pilav olur ne yemek” kadar bir bakliyat ve hububatla yapamayacağı çorba, besleyemeyeceği masa yok.
Evde ne varsa onunla pişen bir tas çorba dünyayı kurtarır.
Yonca
“söz dinler”
* “Yıldızlı pekiyi”li yeşil dip not: Bu yazdığımı Sinek Sekiz Yayınları’ndan çıkan Yeşil Kalplinin Defteri’nden alıntıladım. Hangi mevsim ne ekilirden tutun, mevsiminde yenilecek besinlere dair pek çok hatırlatma ve bilgi var defterde. Ekim ayına uygun olarak hemen patlıcanlarımı diktim, notlarımı da almaya başladım.
Bu arada ekim, ağaç dikme zamanı. Bağbozumu zamanı. Suların soğumaya başladığı zaman. Aynı zamanda ağaç budama zamanı.
Yeşil Kalplinin Defteri, iyi ki varsın başucumda. Toprağı seven yeşil kalplilere tavsiye olunur.
Paylaş