Paylaş
Çiçek öldü.
Di’li geçmiş.
Egomu nasıl yerle bir ettiğimi,
Korkumun üzerine nasıl gittiğimi,
Şu hayatta içinden azıcık bile olsa geçen bi hayalin varsa, bi kereliğine bile olsa denemeye değer olduğunu,
Kendini ters köşeye getirmenin nasıl da iyi geldiğini filan anlatacaktım.
Di’li geçmiş.
İyi uyanmıştım.
Neşe içinde “Günaydın!” yazmıştım her zamanki gibi twitter ve facebook’da...
Miş’li geçmiş.
Sonra lanet olasıca haberleri taramaya başladım...
Gözüm karardı okurken.
Ahmet Atakan Hatay’da ölmüştü biz uyurken.
Geçmiş zaman!
Başka bi haber daha patladı o sıralarda.
8 yaşında bir kız çocuğu yaşarmış Yemen’de. Gelin edilmiş 40 yaş üstü bi erkeğe.
Düğünü varmış. “DÜĞÜN” nasıl bir yakıştırmaysa o yaştaki kız bebeğe...
“Gerdek” gecesinde iç organlarındaki yaralanmalar yüzünden ölüvermiş 8 yaşındaki çocuk “GELİN”.
8 yaşında bir kız çocuğu kim bilir nasıl bir acıyla can vermiş o yatakta, “koca” adamın altında.
Ünzile.
Miş-li geçmiş.
30 yaşına gelmeden ölen gençler, 10 yaşına gelmeden gelin edilip parçalanarak ölen kız çocukları.
Medeni Yıldırım-18
Ali İsmail Korkmaz-19
Mehmet Ayvalıtaş-20
Abdullah Cömert-22
Ethem Sarısülük-26
Ahmet Atakan- 22
18-26 yaş arası medeni durum:
Merhum…
Geç kalınmış zaman.
Biz şimdi anne babalarımızın her gün bi genç ölücek diye sokaktan ve hayattan korktuğu yıllara mı geriliyoruz?
Biz o olayları dizilerden, kitaplardan, filmlerden öğrenmiştik oysa. Hiç düşünemedik tarihin böylesi rezil utançları tekrarlayacağını.
O dönemleri yaşamış canı yanmış büyüklerin, küçüklerine bu korkuyu, bu şiddeti yaşatabileceğini hiç aklımıza getirmedik.
Tarihten alınmazsa hayattan ders alınır ya...
30 yaşına gelemeden ölüyor gençlerimiz.
10 yaşına gelemeden ölüyor çocuk gelinler.
Evet hala var bunlar Dünya’da.
İyi sevişmeler.
Şimdiki zaman.
Yonca
“bir varmış bir yokmuş”
Paylaş