Paylaş
Onu mu yazsam, bunu mu yazsam demekten de perişan oldum.
Çünkü sanırım bazen bazı şeyleri yazmak istemiyorum ben.
Gerçekten.
O ruh halinde esasında yazmak istediğim şeyin yerine, masuscuktan bir yazı yazmaya çalışmak da beni acayip yoruyor.
Zaten nitekim görüldüğü üzere de olmuyor.
Yazamıyorum.
Hayır bu bir tek bana mı oluyor anlamıyorum ki, bakıyorum herkes her gün yazıyor çatır çutur!
Demek benim daha çok çalışmam ya da gerçekten 40-50bin fırın arası daha ekmek yemem lazım -ki ekmekle de aram iyi değil!- belki anca.
Aslında bu tam da o malum küfürlük bir durum.
Ama işte terbiyeliyim ya, etmiyorum.
Hani ne oldu da bu kadar çok karışık şey düşündün derseniz, onu da bilmiyorum.
Emin değilim.
Belki de Aralık Ayı geldiğinden
2012 bitmek üzere olduğundan
Duygusal olduğumdan
Hormonal olduğumdan
Öksürük tuttuğundan
Filan belki...
Bütün derdim kendimle olduğundan belki yine.
Ve eğer nedeni buysa yani, kendimden harbi çok sıkılmış olacağım.
Yeni stratejiler üretmek için kendime yeni bir “yapılacaklar” listesi çıkaracağım.
Ne olur, ama ne olur...
İnsanlığıma verilip...
Affeylene...
Ha belki o arada da, maalesef hala ortamımıza cuk oturan şu yazım, okunabile...
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/16475589.asp
Yonca
“kaçak”
Paylaş