Paylaş
Hayalkurdum Kitabevi sağ olsun, İzmirli annelerle bir araya geliyorum. Ölmek üzereyim heyecandan.
Annelik, ödevler ve okullardan konuşup dertleşiriz azıcık. Hep beraber güleriz ağlanacak halimize.
Sonra da kendi gibi adına layık kitabım Karışık Kuruşuk Şeyler’i imzalarım, yeşil tüylü kalemimle...
Ama bunlar da bahane, esas amacımız şahane. Buluşmamızdan elde edilen gelir, geçen ay bilgisayarları çalınan Sokak Çocuklarını Koruma-Çocuklar Geleceğimizdir Derneği’ne bağışlanacak. Çalınan o bilgisayarlar yerine konacak arkadaşlar!
Biletler için Hayalkurdum Kitabevi’ni (0232) 5011516’dan arayabilirsiniz...
Yonca
“Konuş Yonca Konuş”
Kış vakti Türkbükü
İlk defa yeni yıla maaile Türkbükü’nde girdik. Divan oteli kışın da açıkmış. Yazlığını yaptırmaya gelen orada kalırmış meğer. Ama yılbaşı ya, millet curcuna peşinde, Bodrum’un içindeydi.
Divan Palmira’da bizden başka kimse yoktu Türkbükü’nde. Çok acayip bir şey yazlık yerlerde kışlık dolaşmak. Şömine çıtırtısında, upuzun sofrada tombala oynadık. Sonra hep beraber Gangnam dansı ile 2013’e girdik. Çok komiktik.
Personel de o kadar şahane ki, otelde miydik evde mi, anlamadık.
Huzur vardı, huzur.
Gamsızdık iki gün. Oh be!
Sessizliği yakalamak istedik. Başardık.
Yazın cılkı çıkıp cehenneme dönen cenneti yaşamak istedik.
Yaşadık!
Yalıkavak’ta en sevdiğim rakı-balık sohbetine, Çardaklı’ya gittik bir de. Soba yanıyordu, biz “şerefe” derken. Mezeler ayrı güzel, aile sohbeti ayrı güzeldi. Aile olmuşuz Çardaklı Restoran’la da zaten. Bir “oh” da buna!
İnsan ailesiyle olunca, kopmak istemiyor o sıcacık güven duygusundan. Aile güven demek, kapı gibi sırtını sonsuz sevgiye yaslayabilmek demek.
Çocuklar mutluydu en önemlisi. Öyle hasret ki herkes birbirine. Şımartılmaya hasretiz resmen. Kusurlarımızın hoşgörülmesine hasretiz. Arada bir kaş-göz yapan annemize hasretiz. İnsan kendine geliyor. İyi hissediyor.
Bir ara gökyüzünin feci güzel mavisine ve doğanın doyamadığım yeşiline bakarken çığlık atmak istedim “Düşün Bodrum’un yakasından!” diye...
İnşaatları durdurmak, korumaya almak istedim her yeri. İstila etmesin doyumsuzluk bu güzelliği... Lütfen. İzin verilmesin yüksek binalara! Bodrum mimarisi denen mirasa sahip çıkılsın!
Ne olur sahip çıkılsın cennete...
Halikarnas Balıkçısı Cevat Şakir’i andım... İçi sızlamasın dilerim.
Kıyamam ben de...
Bazı şeyler küçük, masum ve beyaz kalmalı...
Hep.
Yonca
“Yalıkavak delisi”
Ayten Cumhuriyeti
Bodrum’da, Marina’nın karşısındaki sokakta, Gemibaşı Restoran’ın yanından girdiniz mi Kuaför Ayten var. Efsane bir yer! Kadınlar Cumhuriyeti orası. Yaz kış fark etmez. Yolunuz düşerse gidin.
Herkes işinin ehli. Güler yüzlü. Karınca gibi çalışkan. Misss gibi, mis!
Sohbet gırla. Bir de susamlı kuru incir var Türk kahvesi yanında.
Bak yine canım çekti şu satırda...
Hani Bodrum’da saçım başım ne olacak, manikür pedikürüm geldi, eller ayaklar perişan diyoruz ya, demeyin.
Mekanımız Ayten...
Bilenler zaten biliyordur ama bilmeyenlere duyurulur.
Yonca
“Kadınca”
Paylaş