Paylaş
En uç duyguların diyarı. Ben gibi. Karışık kuruşuk şeyler ülkesi. Çok içine dalmadan, şöyle bir tanımak bile yeter de artar, damardan.
Karşıdan karşıya 44 kere ezilip 44 kere ezilmeden geçebilirsin.
Şans meselesi.
Dükkanın önünde sefillik, içeride 500 bin dolarlık takılar. Şaşakalırsın tezatlıkların rahatlığına. Hindistan uyumsuzluklardan doğan çekiciliğin ta kendisi!
4444 çeşit renk-tat-koku-lezzet-cins-ses-çeşit ahenk içinde bir arada. Hiç susmuyor Hindistan. Sürekli çok sesli, sürekli konuşuyor.
İstisnalarla yaşıyor.
Ama ne yaşamak be kardeşim!
Yaşamanın da, yaşayamamanın da dibi...
İzlerken tükenecek diyorsun, tükenmiyor. Küllerinden doğuyor akşamdan sabaha. Hayvanlar insan, insanlar hayvan gibi.
Her yerde inekler. En sevdiğim inekler... İnekler kutsal ya, onlar en özgür, oraların sahibi.
Bir an kraliçe gibisin, sonra bir Hint fakiri. Masal gibi desem değil, gerçek desem kabullenilesi değil.
Çocuklar çocuk gibi değil, büyükler çocuk gibi.
Doğuştan başlayan “Survivor” yarışması. Tutunmayı bilmediğin yaştan, hayata tutunma hikâyesi.
Sabredecek öyle çok şeyleri var ki, kolay sinirlenmezler tabii.
Bunca sene beraber çalıştım Hintlilerle, şimdi anladım hepsini.
Salla geç kafanı sen de. Gülümse.
Her şey boş.
Sokakta doğuyor, yiyor, büyüyor, tıraş oluyor, hastalanıp iyileşiyor, ölüyor.
Kaderi görüyorsun Hindistan’da. Gözünün ta ucunda.
Kısmetle tanışıyorsun. Omzunun dibinde.
Şansla el sıkışıyorsun. Kelime değil şans; etten kemikten resmen.
Hayat nehir gibi akıyor. Kimi zaman yavaş, kimi zaman çok hızlı. Kimi zaman tertemiz, kimi zaman çok kirli.
Onca fakirlik ve kalabalık içinde o ihtişamlı tarihi zenginlik, aralarda bir yerde mütevazı bir şekilde izliyor herkesi. Tarih, sürekli tarihe tanıklık ediyor, tepelerden.
Tarih yerlere dökülmüş saçılmış. Toplayanı bile yok. Üç beş kuruşa gezmek isteyenin yüzü suyu hürmetine, dahası ekmek parası niyetine, kiralık gibi duruyor, öylesine.
Otelde başucundaki kitabının üstüne “kitap ayracı” bırakmayı düşünecek kadar ince Hintliyle, sokakta sürünen Hintli aynı.
Hindistan ben gibi.
Beni benden aldı.
Darma duman, karışık kuruşuk, rengarenk ve siyah.
Her renk yan yana, iç içe.
Hindistan dışarıdan bakana çok sesli; ama tüm söylemek istedikleri içinde sessizce gizli.
Yasemin ve masala kokusu, tavus kuşlarıyla korna sesleri karışıyor fonda sürekli.
Sana kendini hatırlatıyor, sen unutmak istesen dahi.
Bir taksi şoförünün tarih ve dilbilgisi, hatta kelime hazinesi karşısında dilin tutuluyor.
Her şey bir film karesi gibi.
Gerçeğin ta kendisi.
Nezaket ve hoyratlık, asalet ve sefalet tek bir bedende buluşan yüzlerce ruh gibi.
Hindistan...
Etkileyici.
Yonca “ceviz”
Biliyor musunuz?
Toplum Gönüllüleri, 2013 yılında, 40.295 genç gönüllüsüyle 989 yerel, ulusal ve uluslararası sosyal sorumluluk projesi gerçekleştirdi.
Türkiye’nin 71 ilinde, 123 gençlik grubu ve üniversite topluluğu/kulübü olarak faaliyet gösteren Toplum Gönüllüsü gençler, 2013 yılında 350 binin üzerinde kişiye çok çeşitli alanlarda hizmet götürdü.
İyi bir şey yapın
Bir gencin sosyal sorumluluk proje eğitimlerini alması için gereken 90 TL.
21 gençten oluşan bir genç grubun sosyal sorumluluk projeleri eğitimi alması için gereken ise 630 TL.
17 Kasım’da İstanbul Maratonu’nda 42 km 195 mt maratonu TOG gençleri için koşuyorum.
Siz de TOG gençleri için bağış yaparak destek olabilirsiniz.
TOG bağış bilgileri
Banka: Garanti Bankası
Şube: Bağlarbaşı Şb. (422)
Hesap no: 6295999
IBAN: TR 7800062000-42200006295999 Alıcı: TOG
Açıklama: YTokbas/AA/sizin adınız soyadınız
Kredi kartıyla bağış: https://tog.org.tr/bagis_206 Paypal: http://tog.org.tr/paypal_207
Paylaş