Paylaş
Mesela şu anda duygularıma yenildim.
Bu ülke beni neden duygularıma yenik düşürüyor bunun hesabını sormak istiyorum ben.
Ama kime soracağım ve nasıl?
Mutluluk patlaması yaşadım. Deliler gibiydim hafta sonu boyunca mutluluktan.
Birden tam da şu anda, aynı anda hazan çöktü üstüme durduk yerde.
Sürekli tutarsız bilgi, sürekli bitmek bilmeyen bir savaş hali, çözüm arayışları ayağına çözümsüzlük ve tıkanma paketleri filan derken; kendimden nefret ettim bir anda mutlu olduğum için. Sanki benim yapmadığım bir şeyler yüzünden oluyor tüm olanlar, hissine kapıldım.
Sorumlu, yani sorumsuz hissettim kendimi.
Gözüm gazetelere çarptığı an, haberlere takıldığım an umutsuzluk çöküyor üzerime.
Neden?
Neden bu böyle?
Neden benim kadar iflah olmaz bir iyimser ve her şart altında öleceğini bilse çabalamaya devam etme delisi bir insana bu hissi veriyor bu ülkenin durumu?
Haksızlık değil mi bu?
Elini taşın altına koymuş güzel bir şeyler yapmak için uğraşmaya hazır bir sürü insana haksızlık değil mi bu?
Bir insan mutluluğunu yazmaya, paylaşmaya utanır hale geliyorsa... sofrasındaki yemek boğazından geçerken, kendini suçlu hisseder hale geliyorsa, bu işte bir gariplik var demektir.
Yani benim için var...
****
Biz ne zaman adam olacağız?
Bu soruyla doğdum, bu soruyla büyüdüm, bu soruyla geldim gideceğim sanki.
İşte bu his beni deli eden.
Ben artık: “İyi yapılan, ileriye dönük, anlamlı, insanlık adına değerli ve doğru olan şeylere parmak basan yazılar okumak istiyorum...” diye düşündükçe, tam tersi oluyor.
O yönde haberlerin çoğalmasını, ve hatta zaten aslında hiç de az sayıda değillerken onlardan daha çok söz edilmesini istiyorum.
Bu da benim istek, rica ve hayallerim.
Bugünkü ruh halim.
Yarın nasıl olacağız bakalım.
İşte böyle.
Yonca
“anlık düşünce”
Paylaş