Her zevki tatmak...

Kitabın arkasındaki “o” cümleyi okuduğunuzda ne olur aklınıza geleyim.

Bilin ki, o cümlenin altına ben de imzamı attım. Hem de bastıra bastıra.

Kitabın adı “Hayat”.

Pegasus Yayınları’ndan çıkmış.

Önce koşarak gidin kitabı alın ve hemen okuyun.

Eğer siz de tutkulu ve içinden geldiği gibi yaşamaya bağımlı özgür ve uzaylı bir ruhsanız, Vogue’un kitap hakkındaki yorumuna katılacaksınız:

“Elinizden bırakamayacaksınız...”

Kitap bitsin bitmesin, çıkar çıkmaz hemen bir Elele alın. Nisan ayı Elele’sini.

Kitabın arka kapağının içindeki bir cümle beni bitirdi;

“Her zevki tatmış, kendine hiçbir şeyi yasaklamamış ve bunun bedelini ödeMEmiş bir adamın çalkantılı hayatı” yazıyordu New Yorker’ın yorumu olarak.

Bu cümle üzerine, hepimiz için duam olsun dedim ve nisan ayı Elele dergisi için bu cümleden yola çıkıp kısacık bir dua yazdım.

Bahar duamız o olsun.

Amin.

Yonca

“hayat dolu”

Belgrad için hareket!

Belgrad Ormanı’nı bilir misiniz?

Hani kafanızı kaldırdığınızda boyları göğe ermiş, kolları birbirine kenetlenmiş aşık ağaçların olduğu; kuyruğunun ucunu görünce “1 sincap gördüm galiba” heyecanıyla sağa sola bakınıp sincap aradığınız mucizevi orman.

Doğanın her mevsiminde, her gününde, her saatinde, her saniyesinde bin bir çeşit renklere bürünen orman.

Asya ve Avrupa kıtasının birleştiği,

Boğaziçi’nin yanı başında betona inat hâlâ ağaçların yeşerdiği,

Dalların kuşlarla seslendiği, yüzünü göremeseniz bile sesini duyduğunuz ağaçkakanların neslini sürdürdüğü orman...

8 bin 500 yıldan bu yana çok değişik kültürlere kucak açmış,

En başta hepimize su desteği sağlamış,

İstanbul’un yaşam kaynaklarından en yeşili Belgrad Ormanı’nı biliyorsunuz değil mi?

Belgrad Ormanı geri dönüşü imkânsız tehditlerle karşı karşıya.

Bu cümleyi yazarken gözümün ucunda Avatar’da yıkılan o dev ağaç sahnesi var ve gözlerim doluverdi anında mesela!

ÇEKÜL Vakfı ve İ.Ü. Orman Fakültesi, bu tehditlere dikkat çekmek için “Belgrad İçin Hareket” isimli bir kampanya başlatıyor.

“Belgrad İçin Hareket”in ana hedefi, Belgrad Ormanı’nın “Muhafaza Ormanı” statüsünde kalması ve orman içi mevcut sorunların bilimsel temellerle çözümlenmesi.

Belgrad Ormanı son 130 yıl içinde 3’te bir oranında küçüldü:

* 1840’larda 12 bin 000 hektardı,

* 1870’te 7 bin 500 hektara geriledi,

* Bugün ise 5 bin 524 hektar

Orman, bir yaşam birliği, su ve oksijen kaynağı iken; tabiat parkı, her türlü tesisin yapılabileceği bir orman parçasıdır. Tamamı Muhafaza Ormanı statüsünde olduğu yıllarda bile gerektiği gibi korunamayan Belgrad Ormanı, son düzenlemeler ve gündemdeki yeni kanun tasarısıyla daha da savunmasız duruma geldi.

İşte bu yüzden, İstanbul ormanlarının en önemlisi olan Belgrad İçin Hareket zamanı!

27 Mart Çarşamba günü saat 11.00’de Belgrad Ormanı Neşetsuyu mevkiinde bir basın toplantısı ile hareket kamuoyuyla paylaşılacak.

Belgrad Ormanı’nın daha fazla küçülmemesi, kent baskısından kurtulması, kullanım şeklinin yeniden düzenlenmesi, Tabiatı ve Bioçeşitliliği Koruma Kanunu’nun doğadan yana yeniden hazırlanması, ormanın üstündeki tüm tehditlerin ortadan kaldırılması ve dikkati Belgrad Ormanı’na çekmek için herkes lütfen ormana!

Lütfen...

Hayatımızın betonlaşmasına sessizce dayanıp diklenen, tek nefes, tek hayat kaynağımız orası...

Kıymayın.

Kıydırmayın...

Yonca

“Ağaçtaki sincap”

Kariyerim Gelecek mi?

Bu da Yasemin Sungur’un kitabının adı. Yazmaya ve okumaya doyamayacağım bir kitap. Altını çize çize kitabı eskittim bile.

‘Hangi tip insanlar nasıl başarılı olurlar’ı anlatan 84 ve 85’inci sayfalardaki 16 maddeyi satır satır el yazınızla bir kağıda yazın.

Sonra cüzdanınıza filan koyun, yanınızda taşıyın.

Arada çıkarıp bir bakın.

Bir de “Büyü Dükkanı” adlı hikayeyi pek dikkatli okuyun.

Pür dikkat.

Başka bir şey istemem.

Yeter.

Yonca

“umutkolik”