Paylaş
Nasıl bir hayattır ki bu artık kuş misali bir orada bir burada olmaktır mesele…
Nasıl bir hızdır ki bu zamanın akış hızı, ne kadar koşsan da yetişilmezzz…
Soluksuz ve uykusuz, bir inen bir çıkan tansiyonla geçen on günün sonunda dün, yani Salı sabaha karşı atladım uçağa indim İstanbul’a. 35 saatliğine İstanbul havası koklamaya...
Sözde gazeteye gidecektim, bir dolu iş halledecektim. Gece bizim www.hurriyet.com.tr nin başarısını kutlamaya hazır hale gelecektim. Ama plan yapmak çok saçma. Hep beklenmedik şeyler oluyor bu hayatta.
Daha telefonumu açar açmaz haberler düştü cebime; en yakın arkadaşım ve iki çocuğu hastanelik olmuşlar hep birlikte. Bir çeşit durmak bilmeyen kusma ve ishal. Bütün programları iptal edip soluğu zor aldım hastanede... Neyse çok şükür serumla toparlandılar, çıktık eve.
Akşama söz verdim olacağıma orada...Haydi bir gayret hazırlan çık git Babylon’a... Kar yağıyor lapa lapa; ama nasıl güzel ve nasıl soğuk, iliklerime işledi yine de bayıldım bu işe, çünkü yıllar oldu İstanbul’ u beyazlar içinde görmeyeli...Yıllar oldu karın yağışını böyle görüp seyretmeyeli...Yıllar oldu kat kat giyinmeyeli, kaygan yollarda Taksim’ de kayarak yürümeyeli...
Neyse.
Gittim güzel gecemizi kutladık hep birlikte. Karda kışta gece vakti yollarda kalırım diye, ben erken ayrıldım aklım arkadaşımda kaldı, döndüm eve.
Yarın korkunç yoğun bir gün daha bekliyor beni ve Perşembe günü acilen geri dönüyorum eve, Dubai’ ye. Çünkü Cuma sabahı saat 6:00’da Dubai Standard Chartered Maraton’ unda 10 km koşacağız eşimle. Çocuklar da burnumda tütüyor daha şimdiden iyice!
Bu arada geçtiğimiz haftadan beri bağlantı sorunu yaşıyorum, hiçbirinize cevap yazamadım, maillerime bakamadım doğru dürüst, bilginize.
Lütfen bana şans dileyin, şu Cuma’ yı da iyi atlatayım, güzel güzel koşayım, finişi göreyim hele...
Karşınızda olacağım bir dolu haberle.
Yonca
“koşturmaca”
Paylaş