Paylaş
Ne zaman sorsam “Geri gidiyor dikkat!” diyen diyeneydi de.
Üstüme sinir geldi.
Ta oradan buraya ne diye işimizi zora sokar ki bu Mars, biz ona ne yaptık ki?
Mahvetti beni kaç haftadır.
Şu an kendimden başka her yerde hata arayabilirim. O yüzden Mars Hanım’ın gafletine uğradığımı ve onun yüzünden uzun zamandır kafamda kara bulutlar dolaştığını düşünmek acayip içimi rahatlatıyor.
Her neydiyse o tatsızlık öyle, sanırım şu an bir şeyler değişiyor, iyileşiyor.
Çünkü kara bulut göremiyorum ne tepemde, ne de içimde. Varsalar bile, kendileriyle başedebilme hissim geri geldi çok şükür.
Hayatım ya hormonal ya dönemsel duygu dengesizliği olarak iki parça şeklinde geçiyor.
Allah’ım bir de şu yazılara bu kadar uzun giriş yapmasam pek iyi olacak; ama bu ara böyleyim... Elimde değil.
Neyse, güzel bir takım duygular düştü içime. Keyfim geldi.
Hayatta yapamayacağım iki şey yaptım.
Birincisi birisi için bir şey istemeyi başardım. Çünkü haklı ve iyi bir istekti. Denedim, ne kaybederiz ki hem? Bakalım olur inşallah diye bekliyorum.
İkincisi kendim için bir dileğimi yerine getirmek yolunda cırt diye bir adım attım. Hala ses yok.
Olsun.
Evrene saldım, “Mars Hanım’a yerine geç ve yolumdan çekil” dedim, evrene salarken dileğimi.
Bekliyorum.
En şekeri de bunu yaptığım sırada bir arkadaşım ormanın birinin yanından geçiyormuş. Dur çabuk ağaçlara rica et, bana yardım etsinler dedim. O arkadaşım da, kenara çekip yaptı iyi mi!
Hani etrafımda kim normal ki!
Ama ağaçlar beni duyar.
Olacak bu iş. Doğru zamanı kolluyordur illa ki.
Amin.
Bu arada, bir arkadaşım aradı ve bana benim mutlu bir kadın olduğumu düşündüğünü söyleyerek beni kendime getirdi.
Bu düşüncesi bana accayip iyi geldi.
Ardından bir başka arkadaşım bana, insanları mutlu ettiğimi ve evrenin bunu bana geri armağan edeceğini söyledi.
Size nasıl devasa şekilde mutlu olduğumu, ne kadar inanılmaz duygulara kapıldığımı anlatamam. Hemen sonsuzca inandım buna.
Hemen herkesi daha da fazla mutlu etmek istedim.
İnsana iyi gaz vermek ne güzel bir şey. Daha da iyi olası geliyor J.
Demek ki, çocuklara gerçekten iyi yönde yüreklendirme yapmak lazım, yanlışlarını gözlerine sokmak yerine... Çocukça hataları görmezden gelip aferinlerini yere göğe sığdıramamak lazım. Ki böylece coşsun içlerindeki iyi şeyler.
Eğer bana böyle oluyorsa, onlara kesin daha iyi işler.
İçime çok ciddi bir neşe oturdu demiş miydim az önce?
Yeniden dedim o zaman.
Tatlı bir umursamazlık, delice bir cesaret geldi üstüme.
İnandım öyle olacağına... Bu yıl iyi bitecek, yenisi gümbür gümbür iyi gelecek.
Çok şükür dedim acele etmeden, sindire sindire.
Mutluyum evet.
Hatta sapıkça bunalırken de mutluyum. Diplere kaçsa da mutluluğum, eskisi kadar dibe göndermemek için azimliyim. Bilinçliyim.
Bunalma molası veriyorum diyorum kendime. Hak tanıyorum yani. Dozu şaşmasın diye. Çok tutunca sapıtabiliyorum.
Sanırım benim gibi duygusal dalgalanma potansiyeli yüksek insanlar için bu hoş bir orta yol, çözüm.
Oh ne güzel oldu.
Hafifcecik bir yazı oldu bu sanki...
Bir kuşun kanadından kopmuş kuş tüyü gibi hani havadan süzülerek düşen düşen düşen...
Bu da nasıl bir benzetmeyse böyle. Cümle de çok uzun. Nefes alamıyor insan okurken.
Ama öyle.
Bugün size, içimi döktüm.
İyi geldi.
Mutluluk bulaşıcı.
Gülümseyin hadi.
Hadiii!
J
Yonca
“tüyümtrak”
Paylaş