Paylaş
Ama gelin görün beni şimdi, evde önüme çıkınca içimden patlatıvermek geliyor tepesine bir tane. Ya da saçını başını yolmak!
Gıcık oluyorum kadına.
Ay içim almıyor ne tipini ne şeklini ne de onunla oynanma halini.
Ama işte analık hali.
'Ne yapcan kızım bayılıyor kardeş' deyip onun hatırına çiğ tavuk yemek yerine katlanıyorum Barbiegillerin bir süreliğine bizim evde yaşıyor olmasına. Elbet geçer bekliyorum. Benden geçmişse ondan haydi haydi geçer diyorum. Bu Barbiegiller büyüyünce kendine ev tutup çıkar elbet diyorum. Yonca sabret diye telkinde bulunuyorum. Bu yaşımda ben hala oynamıyorsam o da doyacak bırakacak biliyorum.
Aslında en en en sevmediğim olay da, ara sıra benim de Bayan Sütünbacak'la oynamak zorunda kalmam.
Ya da öyle hissetmem.
Hani 'çocuğunla oyna be kadın!' sloganını avaz avaz bağırarak atan bir kadın var ya içimde (o kadının bence bana ve hepimize garezi var bu arada kendisinden hiç hazetmiyorum!) işte onun 'kitabi annelik' halleri yüzünden belki, içimdeki doğallığa karşı orada bana karşı haksızca açtığı savaş yüzünden belki hazetmiyorum.
Bir denedim, iki denedim...
Bir de ben etki altında kolay kalabilen bir tipim annelik konusunda bazen, hah ondan işte baktım bazı anneler var Barbie ile oynayabilen, 'yahu Yonca senin ne eksiğin var dene be kızım!' dedim, üçüncüyü de öyle denedim.
En sonunda cinnet geçirdim.
Çünkü...
Bir kere bana kimse ne söyleyeceğimi ne yapacağımı söylemesin kardeşim. Ben başına buyruk bir kadınım. Çok sıkılıyorum komut almaktan.
Daha dakka 1 gol 1!
Destina:
'Sen şimdi şusun Anne, böyle dedin şöyle ettin ondan şunu de!' diye başlayınca; 'Olmaz! ben demem, diyemem' dedim.
Çocuk şaşırdı... 'Ama neden Annecim?' dedi.
Ben de: 'Çünkü ben şuyum böyle derim ve öyle ederim' dedim.
Çocuk: 'Anne ama olmaz ki bu oyun böyle' dedi.
Ben de: 'Olur bal gibi olur. Çünkü adı üzerinde oyun. Sen öyle de ben böyle, sen bana karışma ben de sana' dedim.
'E o zaman bunun neresi benimle benim sevdiğim şeyi, benim için oynamak Anne' dedi.
Bunu duyunca kalbime yumruğu yediğim yetmemiş gibi, o içimdeki gıcık kadın da sanki bu anı kolluyormuşcasına dan diye suratıma geçirdi bir tane; 'Seni gidi seni Yonca! Oldu mu şimdi çocuğun kalbini kırdın yazıklar olsun sana' dedi.
Beni hem içimdeki kadın, hem de güzel kızım aynı anda perişan etti.
Ama boş durmadım tabi.
'Hop hop hop değiş tonton'ladım kendimi.
Derin bir nefes aldım.
İçgüdüme balıklama daldım.
En iyi yaptığım şeye; 'konuşmaya' başladım.
Destina'yı karşıma aldım. Gözlerine, göz bebeklerindeki derine içtenliğimle ben YONCA olarak anlattım;
'İşin aslı güzel kızım, ben bu Barbie'ye gıcığım.
Üstelik sırf öyle olması gerekir diye seninle oturup oynamaya çalıştığım için de oldukça yapmacık bir durumdayım.
Ondandır bu sinir savaşım.
Hem bu oyunda komutlar var, ben kendi halimle olmaya alışığım.
Ondan sana da bana da başka bir çözüm önerim vardır, istersen kabul edersen paylaşayım.
Şimdi... Sen de benimle olmak istiyorsun ben de seninle. Ama burada önemli olan ikimizin de sevdiği veya seveceği bir şeyi yapmak bence. Sırf senin ya da benim sevdiğim şeyi yaparsak gıcık oluruz birbirimize.
Yürü gel seninle bir kafeye gidelim bugün, ama eğer istersen ve kabul edersen sen de. Elimizde kitap ve gazetelerimizle. Sen iç bir Milkshake, ben de bir kahve. Başlayalım hoşsohbete. Hatta sana komik fallar okuyayım, burçları anlatayım. Onları mitolojik kahramanlara bağlayayım.
Ne dersin? Uyar mı sana da? İyi mi sence de?'
Destina pat diye beklemeden cevabını samimi gülen gözlerle bana verdi;
'Üfff Süper oldu bu Anne! ama bir de şartım var ona göre;
Sadece benimle sohbet edicen cepten konuşmak yok hiçkimseyle'
Anlaştık el sıkıştık hazırlandık.
İkimizin de keyif aldığı samimi ve gerçek bir ortak zaman yarattık.
HA bu arada Bayan Sütünbacak ve Kocasını da yanımıza almadık. Onları evde başbaşa takılısınlar diye bıraktık. Çocuklarını da erkenden öğle uykusuna yatırdık.
O içimdeki ezberci kadına da, beraber içgüdülerimden hınzırca göz kırpan bir selam yolladık.
Hiç heveslenmesin, bir daha asla beni kandırıp caydıramaz.
Bundan sonra zoraki suni kalıplı carcarlarıyla hele,
BANA...
YONCA'ya...
ve beynime yem atip, kalbimi oltayla ASLA yakalayamaz.
Yonca
'Harbie Odunbacak'
Paylaş