Fetih 1453 Dubai’yi fethetti

Yapımcı Faruk Aksoy ve başrol oyuncuları Devrim Evin, İbrahim Çelikkol, Dilek Serbest de vardı. Yabancı basına röportaj vermekle, “Arapça şunu deyin, bunu deyin” diyen muhabirlerle haşır neşirlerdi.

Galayı organize eden sponsor şirketi paralamak geldi içimden. Dubai’de kolayca yapılabilecek muhteşem bir galayı feci ıskaladılar bence. Daha filmi izlemeden, ne film, ne hikaye ne de yapım bu kadar basit bir gala hakediyor diye düşünürken, filmi izledikten sonra PR şirketine iyice sinirlendim ya, neyse.

Ben filmi çok başarılı buldum.

Filmi Dubai’de Arapça dublajlı, İngilizce altyazılı izledim. Bu da benim için bir ilkti.

Fetih 1453’ü Arapların coğrafyasında, Arapça, Araplar ve bir sürü yabancıyla birlikte izlemek çok ilginçti. Yanımda oturan İngiliz arkadaşım Bryan’ın düşüncelerini çok merak edip önemsedim. Hatta kendimce sanki bir sınavdaydık...

Film bazı yerlerde sanki İngilizce altyazı kurbanı olmuş. Keşke orijinal Türkçe izleme ve karşılaştırma şansım olsaydı diye iç geçirmedim dersem yalan olur.

Filmi oturduğum “yabancı” koltuktan, yabancılarla izlemek çok farklı bir histi. Bryan’la beraber filmi her ihtişamlı benzeri film kadar kıvamında abartılı bulduk.

Truva, Gladyatör, Cesur Yürek gibi filmlerde de benzeri abartılar, benzeri hikayeye hikaye katmalar vardı. Hepsinin o anlamda birbirine benziyor olması da acayip değil. Bunun nesi anormaldi de bir sürü arkadaşım tarafından film çok eleştirildi bilmem. Hatta, eğer filmin Türk yapımı olduğunu bilmeden izlesek, bu kadar acımasızca eleştirilecek şey bulmak için bakar mıydık, emin olamadım.

Fetih 1453 amacına ulaşmış, çok başarılı bir yapım. Hatta Türk sinemasına cesaretin âlâsını verecek cinste. Demek istendi mi oluyor. Muş.

Film bittiğinde ayakta alkışlandı. Acayip gururlandım.

Ulubatlı Hasan ve Fatih Sultan Mehmet’le fotoğraf çektirmek için kuyruk vardı. Kuyruğa girip fotoğraf da çektirdim pek tabii, kaçırır mıyım hiç!

Bu film, hele bir de bu ara dinler arası “hassasiyeti” de hesaba katarsanız, Birleşik Arap Emirlikleri’ni fethedecek kesin.
Yonca “mesut”

Yonca nereye gidiyor?

Likya Yolu Ultra Maratonu’nda 6G kategorisinde yarışmak için inanılmaz duygularla yola çıkıyorum. Pazar gününden başlayarak 6 gün boyunca, her gün en az 10-15km koşarak, koşamazsam da yürüyerek, Fethiye’den Antalya’ya Likya Yolu’nu aşmayı deneyeceğim.

Hem de bir türlü tam iyileşemeyen ayağımla deneyeceğim bunu! Ama ayağı beklersem, ömür geçer anladım.

E ben o kadar bekleyemem.

GPS ve pusulamı doğru kullanmayı başarır da yolumu kaybetmeden kamplara varabilirsem, hurriyet.com.tr WebTv için videolar yollayıp, her gün yaşadıklarımı günlük gibi size canlı aktaracağım. Yaşadıklarımı size de yaşatmak istiyorum.

Dağlar, orman, doğa, bedenim, azmim ve ben baş başayız. Hem korkuyorum, hem çok heyecanlıyım.

Geçirdiğim minicik bir sakatlık sayesinde hareket edememenin ne demek olabileceğini ucundan acık anladığım için, TOFD’ye bağış toplamak istiyorum Likya’yı aşarken.

Engelli arkadaşlarıma hareket özgürlüğünü verebilmek adına amacım akülü tekerlekli sandalye bağışı toplamak.

Kale Outlet Center bir jest yaptı ve ben daha yola çıkmadan TOFD’ye 2 akülü sandalye için bağış yaptı! Kale Outlet Center’ın bana verdiği destek ve duyarlılık sayesinde 2 kişinin hayatına adımlarımla değdim bile! Ne kadar mutlu olduğumu ve nasıl hiçbir ağrı sızıyı duymadığımı anlatamam size! 6 günün sonunda umarım adımlarım daha fazla omurilik felçlisi arkadaşımın özgürlüğüne armağan olur. Sadece bunu diliyorum. Bunu istiyorum.

Kimse hareket özgürlüğünden, sağlığından mahrum kalmasın.
Hiç kimse!
Yonca
“Koş Yonca Koş”

Bağış için Hesap Adı: TÜRKİYE OMURİLİK FELÇLİLERİ DERNEĞİ

Banka Adı: GARANTİ BANKASI
Şube Adı-Kodu: Üst Bostancı-356
Hesap No: 6297744
İBAN No: TR91 0006 2000 3560 0006 2977 44
Açıklama kısmına: AAYTOKBAS-BAĞIŞÇI ADI-SOYADI/FİRMA ADI yazınız lütfen...