Paylaş
Yaralılar var.
Can kaybı var.
Olayı duyduğum andan itibaren kendime gelemedim.
Kahroldum.
Belki de Schneider Electric Paris Maratonu’ndan daha yeni geldiğim için.
Bir maraton koşmanızı, bir gün o yola çıkıp denemenizi çok isterim. Yapamasanız da, denemesi bile büyük iş. Hatta sırf denemiş olmak için 1 aylık antrenmanını yapsanız keşke. Kendinize şaşar kalırsınız.
Hem neleri yapabildiğinizi görür, hem de ne kadar ciddiyet istiyor anlarsınız.
Hazırlık boyu yalnızsındır.
Herkes deli diye bakar sana.
Kimse anlamaz seni.
Zorun nedir ki herkes uyur, eğlenir dinlenirken sen azimle, yılmadan erken yatmaya iyi beslenmeye, sabah yataktan kalkasın yokken bile disiplinle kalkmaya, ortada fol ve yumurta yokken kendini sokaklara vurmaya çabalarsın...
Kısa kısa başlar ve koşmaya alıştırır seni program tatlı tatlı.
Uzun koşman gereken günler vardır.
Yarış olmayan, kimsenin seni karşılamadığı bir ortamda, bi çık 32km koş gel bakalım.
Zordur biliyor musunuz o kafaya gelmek.
O yolda bin kere vazgeçebilecekken, vazgeçmemektir muhteşem olan.
Hazdır vazgeçmediğinde hissettiğin.
Ben kendi kendime omzuma vurup, helal sana Yonca derken yakaladım kendimi.
Çünkü evet, bırakmamıştım söz verdiğim mesafelik antrenmanımı.
O yüzden insan hayatında bir kere maraton koşmalı diyorlar.
Müthiş bir erdem, müthiş bir ders.
Hayata bakışın değişiyor.
Sabır nedir anlıyorsun yürekten. İçselleştirmek kelimesi tam da buraya yakıştı işte.
Sabır ve azim denen iki şeyi içselleştiriyorsun.
Boston Maratonu, neredeyse çocukken ele alınsa belki elit atlet olurdu diyecek olduğunuz, koşmayı ciddiye alanların ancak kalifiye olması ile katılmaya hak kazandığı bir maratondur.
Herkes iyi koşar Boston Maratonu’nda yani.
Benim hayalimdir. Hani bir gün acaba beni de “katılabilir” görürler mi çok çalışsam diyerek iç geçirdiğim bir maraton.
Maraton veya daha kısa mesafe, veya daha uzun, hiç fark etmez; ama koşu yarışı dediğiniz şey çok özel bir ortamdır.
Kimse kimsenin cinsiyetine, rengine, ırkına, inancına bakmaz.
Herkes eşittir.
Herkes özgürdür.
Herkes kendi özgür iradesi ile oradadır.
Herkes tektir; ama kimse yalnız değildir.
Yanınızda koşan sizdendir. Siz de ondan.
Finişi görüp hiç tanımadığınız insanlara sarılıp ağlarsınız. Herkes anlayışlıdır.
Bir kişi sendelediği an, içiniz cız eder.
Herkes yardımcıdır birbirine.
Neler çekerek, ne hayaller kurarak oraya geldiğini bilirsin.
Barış ortamıdır maraton.
Yakınlaştırma, barıştırma, kavuşturma, kaynaştırma, sinirlerden arındırma, rahatlatma, kalıpları kırma, yalnızlığı unutma, kalabalıkla barışma ortamıdır Maraton.
Sizi sokakta selamlayan, yüreklendiren, alkışlayan insanlarla beraber siz ailesinizdir artık. Tam düşecekken, kramp girdiği sırada beyniniz size “bırak!” derken, yolun kenarında göz göze geldiğiniz ve hiç tanımadığınız bir adamın “Ha gayret yaparsın! Çok iyisin!” bakışı size anında 5km daha koşturur. Moral olur.
O yolda sizi bekleyenlerden güç alırsınız.
Onlar da size hiç tanımasalar da ellerini uzatırlar “çak” yapa yapa koşun diye.
Karşılıklı doğal bir sevgi paylaşımıdır.
Sen güç harcadıkça alkışlayanlar güç verir sana.
Maraton tensel temastır tanımadığınız birileri ile, güzel elektrik alışverişidir bir şekilde.
Alışverişlerin en anlamlısıdır.
Harekete geçirendir.
Amaç; kaçıncı geldiğin değil, birincilik sonunculuk değil, ama gidilen yolun ta kendisidir.
Sağlıkla o finişe girmek, gülümsemek, şükretmek en temel derdindir.
Keyif almaktır nefes almaktan.
Bedeninin ruhunu tanımaktır.
Ve birileri kalktı bütün bu duygulara bombalar attı.
Bütün bu yazdıklarımı patlatmaya kalktı...
Dünya’nın her yerinde masumlar ölüyor evet…
Mesele bu maratonun Boston Maratonu olması değil. Mesele Amerika değil.
Mesele Dünya’nın neresinde olursa olsun barışın en ala kalesine tahammül edememe…Cana kastetmek.
O yüzden bazı insanların şurada birileri ölürken olay Amerika olunca böyle oluyor filan demesine içerliyorum.
Ben hiçbir kaybı o-bu-şu diye ayıramıyorum.
Aynı derecede kederle karşılayıp aynı derecede kınıyorum.
Belki de koşarken sağımda solumda önümde arkamda kimliklerinden arınmış insanlarla beraber olduğum için,
Ben insanın insana verdiği zarara yanıyorum.
İşte tam da bu yüzden,
Özgür irade adına,
Koşmaya devam.
Yonca
“koş Yonca koş”
Paylaş