Paylaş
Evet, dün yazım yoktu.
Teknik ve lojistik nedenlerden dolayı, ne olur ne olmaz, yazımı yetiştiremeyebilirim diye, Pazartesi günkü köşe yazımdan da kutlamıştım Bayramımızı aslında. Ama birçok okur inanılmaz sitem etti dün yazmadığım için.
Şaşkınım.
Dahası ben galiba alıngan oldum Sevgili OkuruM.
Alındım.
Bunca senedir beni tanıyan okurum bari bana bunu yapmasın oldum.
Evet dün belki gününde yazamadım ama; Cumhuriyet adına iyi bir şeyler için koşturduğumdandı! Bir Cumhuriyet çocuğu olarak binlerce başka Cumhuriyet çocuğu adına, bir okurumun bana attığı kaya kadar taş gibi tam da, elimi “taşın” altına soktuğumdandı!
****
Alınganlığımı bir kenara bırakıp normale dönüyorum.
İyi okuyun lütfen.
ADIM ADIM YONCA TOKBAŞ / FOTOGALERİ
Cumartesi günü, TEGV Van Erciş Adım Adım Öğrenim Birimi'nin açılışı için Van'daydım.
TEGV Yönetimi de yanımızdaydı, TEGV Gönüllüleri de, TEGV adına ADIM ADIM koşarak bağış toplayanlar da.
Bizler için küçük sayılabilecek, oysa binlerce çocuk için kocaman bir Dünya demek olan öğrenim birimi nasıl güzel olmuş anlatamam.
Her sene en az 1000 çocuk eğitim alabilecek!
10 yılda 10bin çocuk!
Sayıklıyorum evet, 10bin çocuk, 10bin çocuk...
Erçiş 2011’deki depremden en çok etkilenen yer hatırlarsanız. Zaten Van’daki diğer TEGV Öğrenim Birimi deprem zamanı ciddi bir sığınak işlevi de görmüş. Belediye yetkilileri duygulanarak anlattılar. “Burası sadece eğitim değil, hayat verdi insanlarımıza” diyerek...
Erciş’deki ADIM ADIM Öğrenim Birimi’nde 3 derslik var. Biz gezerken her derslikte eğitim vardı. Gönüllü öğretmenler üniversite öğrencileri GENÇlerdi.
TEGV’in üniversitelerinde kurduğu standlardan haberdar olup gönüllü olmuşlardı. Hafta sonları, hafta içi ders çıkışı koşa koşa gelip çocuklara ders veriyorlar.
Ben o yaşta aklım 5 karış havada bir tiptim. Yüzüm kızarıyor o gençlerin sosyal sorumluluk bilinci karşısında.
Öyle inanılmaz hikayeler dinliyorsunuz ki; etkilenmemek, umutlanmamak zor.
TEGV Adım Adım Van Erciş Öğrenim Birimi’nin inşaatında yakında bulunan hapishanede açılan marangozluk eğitimini alan mahpuslar da çalışmış.
“Kazan Kazan” durumuna bak.
Hayata insan kazandırmanın her türlüsüne en iyi örneklerden biri değil de ne?
Binayı gezerken, çocuklarla sohbet edip cinliklerine gülerken, onlarla beraber okulun bahçesinde koşarken, ellerimizle toprak kazıp ağaç dikip o ağaçlara cansuyu verirken neler düşündüm neler.
Adım Adım Oluşumu’na spor sevdalısı insanlar olarak katılmışız.
Kimsenin bir beklentisi yok.
Amaç spor ve farkındalık. Amaç yürüyüp/koşarak ihtiyaç olunan konularda hem farkındalığı harekete geçirmek, hem de gerçekten bir işe yaramak, hayatlara dokunmak.
Okulun kapısından içeri girince karşımıza çıkan kırmızı duvarda beyaz harflerle isimlerimiz yazılmış.
Bakakaldım.
Yani Adım Adım Oluşumu’ndan TEGV Van Erciş Öğrenim Birimi inşaası ve işletme masrafları için koşarak bağış toplamış herkesin ismi tek tek yazılmıştı o duvara... Biz böyle bir şey ne bekledik, ne de göreceğimiz aklımıza gelirdi.
Binlerce çocuğun hayatına sadece koşarak dokunmamışız biz.
Bizler de ölümsüzleşmişiz resmen!
Bazı insanlar çok zengin gibi dursalar da fakirlerdir aslında.
Paylaşmayı bilmezler...
Hayatlara dokunmayı bilmezler.
Kimisi de fakirdir ama, ondan zengini yoktur. Paylaştıkça çoğalmasını bilir.
Kimi insan da evet hem çok zengindir, parası vardır; hem de gerçekten, paylaşmayı da bilir, geleceğe yatırım yapmayı da. Gider bi yerde ismini vererek okul yaptırabilir.
Ben hiç zengin değilim. Gönlüm zengindir ama.
Kimi zaman paylaşmak konusunda fakir olduğumun farkındayım. Kendimi bu konuda terbiye etmeye çok çalışıyorum. . Adım Adım Oluşumu bana bunu öğretiyor tatlı tatlı.
Gidip bir yerde okul yaptıracak kadar zengin olmayı çok isterdim inanın.
Ama zaten bir yerlerde okul yaptırmak için çok zengin olmam gerekmiyormuş.
Tek ihtiyacım olan ben gibi birileriyle bir araya gelmek, gönül zenginliğini birleştirmek ve bu uğurda harekete geçmekmiş!
Siz, biz hep beraber yaptık o okulu!
1 liralık bağışlarla, binlerce liralık bağışlar birleşti de oldu.
Cumartesi günü Van'da ne anladım biliyor musunuz?
Ben koşabiliyorum. Paylaşmayı da öğreniyorum. Adım Adım olarak en büyük zenginliğim(İZ) de meğer buymuş ve bu Dünyalara bedelmiş.
Koşarak, binlerce çocuğa okul, yuva, sığınak, gelecek, hayal dünyası, kurtarıcı, örnek, aile olacak bir hayat kurmuşuz Van Erciş' de.
Düşünebiliyor musunuz, orada bir okul var ve duvarında isimlerimiz yazılı duruyor.
Zengin olmadan en zengin biz olmuşuz.
Bahçesine ağaçlar diktik okulun. Kök saldık oralara... Yeşereceğiz yıllar geçtikçe.
“1 çocuk değişirse Türkiye değişir” diyen TEGV’le beraber, Cumhuriyetin çocukları olarak, geleceğimize dokunduk işte.
Bence bu Dünya'da bizlerden daha mutlu ve zengin kimse yok.
Biz bir araya geldiğimiz için, güç ve gönül birliği yaptığımız için zengin olduk.
Çok isterim sizlerin de gidip Sivil Toplum Kuruluşlarını görmenizi, ziyaret etmenizi, tanımanızı. Oradaki emeği gözlerinizle görüp ne kadar çok umut ekildiğine şahit olmanızı isterdim.
Bu konuda daha bilinçli, daha umutlu olmanızı isterdim.
Ben bu sene Cumhuriyetimizin 90. Yılına, kendi adıma çok daha dolu dolu girdim.
Hatta ilk defa bu kadar başım dik.
Ülkem için, ülkemin güzel çocukları ve gençleri için iyi bir şeyler yapmış olmanın inanılmaz huzuru, umudu, mutluluğu var üstümde.
Hiç utanmıyorum. Hiç umutsuzluğa kapılmıyorum.
Daha çok iyilik peşinde koşan olsun, daha çok iyilik peşinde koşayım diyorum.
Vıdı vıdı saçmalıklara kafa yoracağıma, oturup şikayet edeceğime, ona buna saracağıma bildiğim yolda ilerlerim diyorum, ve dümdüz gidiyorum.
Dere tepe yağmur çamur fark etmez.
İstanbul Maratonu'nda, 17 Kasım'da, Gençler(imiz) için,
Toplum Gönüllüleri Vakfı için koşacağım.
TOG için bağış yapmanızı isteyeceğim sizlerden de.
Ha işte şimdi, bir kere daha...
Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun.
Yonca
“dümdüz”
Paylaş