Paylaş
Bizde bu saydıklarımın “olduğunu sandığımızı” görüyorum.
Yok. Miş gibileri var. Onunla yetiniyoruz.
Henüz.
Atatürk ve ilkelerine, Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’ne saygım sonsuz.
Bu kadar saygı duyduğum Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı bu içinde bulunduğumuz yıllarda büyük haksızlıklar yapıldığı da, elbet bir gün 1+1 eşittir 2 kadar net olacak.
Bunu da biliyorum.
Atatürk’ü hiç putlaştırmadan sevmeyi bildim. Bunun için kendimle gurur duyuyorum.
Atatürk’ü putlaştıranlar var çünkü; ve bunun o önemsedikleri o büyük değere ne kadar büyük zarar verdiğini fark edemiyorlar diye üzgünüm.
Çocuklarıma Atatürk’ü, Cumhuriyet’i ve başardıklarını zamanın ruhunu da göz önünde bulundurarak, gerektiğinde eleştirel de yaklaşmaktan korkmayarak anlatmayı başardım.
Bu benim için çok önemliydi, bundan dolayı kendimle gurur duyuyorum.
Bir Cumhuriyet çocuğu olarak, ülkem için, ülkemi görmek istediğim gerçek çağdaşlık seviyesinde görmek için, çalışıyorum.
Çok zor bir çaba bu.
Çünkü sürekli caymadan yılmadan amacına, hayaline, inanç ve umutlarına karşı olanların arasında keskin rüzgara karşı koşmak zorundasın.
Gençlere Atatürk ne kadar inanıyorduysa, bir o kadar da ben inanıyorum ve bundan asla vazgeçmeyeceğim.
Çocukların geleceğimiz olduğunu ne kadar çok vurguladıysa, ben de o kadar vurgulayacağım.
“Yurtta sulh cihanda sulh” demiş ya bir de, şu son dönemde en çok bu cümlesini düşünüyorum.
İçime en çok işleyen bu.
Hani evinde mutsuzsan ne çocukların mutludur, ne de ailen; sen evinde bu kadar mutsuz ve kavgalıysan çevrene de yansır ya bu…
Halimiz tam da bu.
Biz evimizde mutsuz, kırgın, kavgacı olduk. Komşularımıza da yansıdı bu. Koca ülkeye yayıldı.
Yani yurtta sulh olmalı ki, cihanda da olsun, öyle gerçek ki.
O yüzden gitgide yuvama, evime, çekirdeğime sulh getirme çabasına giriştim.
Ben iyi olursam, çevreme de iyi olacağım.
Önce içimdeki kavgayı barışa çevireceğim…
Dileğim; ülkemizi, Cumhuriyetimizi evimiz gibi görmeyi başarıp arada çocukların anlaşamadığını kabul edip kavgalarını körüklemeden özgürce tartışmalarına ve beraber büyümelerine izin verebilen; adil, anlayışlı, hoşgörülü, bilge büyükler olabilmemiz.
İçim buruk evet. Ama hep ve hala umutluyum.
29 Ekim Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun.
Yonca
“çalış - güven”
Paylaş