Çöplük

Son 10 yıldır bir çöp ev yaratmışım aileme.

Haberin Devamı

Delirdim bakıp gördükçe gerçekleri.

Yok böyle bir eşya fazlalığı. At, ver, yolla, gönder bitmiyor. Kullanılmayan eşyalar mezarlığında, ve ziyanlar ötesi ziyan içinde yaşıyormuşuz bu alemde.

Aklımı yemezsem iyidir.

Az iyidir arkadaşlar, az iyidir!

Bir baktım oğlanın tam 12 şapkası varmış. Ama hep bir tanesini giyiyor. Yahu 12 şapka ne işe yarar, neden almışız biz bunları? Saçmalık resmen! Çünkü çocuk hangisini sevdiğini söylemiş, yok anam, biz illa öbürlerini daha UYGUN görmüşüz, ha babam almışız!

7 yaşında çocuk 12 şapka!

İçimizdeki “benim dediğim olacak!” canavarının sonuçları bunlar.

Hele ayakkabılarımız, aman Allah’ım! Bi de giysek hepsini keşke. Müzelik olmuş hepsi, duruyorlar ama.

Tonla çorap, tonla tişört, tonla havlu. Ama harbi tonla.

Denizli tekstilcisi bize çalışmış mübarek.

Haberin Devamı

Bu eşyaları yıka yıka bitmez. Harcanan suya bak suya!

Ütülemeye kalksan, ömrün yetmez.

Dağıldı mı toplamaya kalksan, seneler geçer ki geçti zaten toplanamadık anasını satayım kaç yıldır. Ben de bir türlü nedenini anlamıyorum!

Yap boz gibi. Sürekli toplamaya çalışmaktan sinirlerimiz bozuldu.

Her çıkarılıp atılan tişörtün katlanması desen ayrı zulüm!

Harcanan zamana mı, paraya mı, açgözlülüğümüze mi neye yanayım bilmem.

Yazıktır.

Utandım.

Kızgınım. Kendime kızgınım kendime!

Baktım olmayacak ayıkladıkça hafiflemeye başladım. En azından toplanacak az eşya olursa dağınıklık da az olur filan gibi stratejik planlar yapıyorum.

Kafaya koydum, yakında evi uçuracağım.

Yonca
“vergeç”

Emeklilik sendromu

Annem:

“İnsan işten ayrılıp evine döndüğü zaman gördüğü manzara çok yorucu oluyormuş. Bana da oldu. İşten ayrılan her insan 6 ay evini temizlermiş. Yaşadığın bunalım çok normal. Kendine zaman ver hepsi olacak!” dedikçe, sakinler gibi oluyorum.

Ama hemen her şey hemen şimdi düzene girsin, ben de önüme bakayım istiyorum.

Sokağa filan çıkamaz oldum.

Bitecek bu ayıklama ve düzenleme olayı.

O zaman dünyaya yeniden açılacağım.

Yonca
“emekle”

Çok şükür

Ne çocuklarımın gerçekten bana anlattıklarını tam duyabilmişim bunca sene, ne de gerçek ihtiyaçlarının farkına varabilmişim.

Haberin Devamı

Para kazanma hırsı, mevki ve bilmem nesi derdine düşmüşken, en kıymetlim olan şeyleri ezip geçmişim.

Şu an sürekli şükrettiğim şey ne biliyor musunuz?

TAM ZAMANINDA işi bırakmışım.
Ailem için geç olmadan.

Yani işi bırakmak derken, 2 işten birini bırakıp harbi yazar olmaya karar vermekle iyi yapmışım.

Yoksa her şey elimden kayıp gidecekmiş.

Şimdi kalbim: “Hepsi ve her şey iyi olacak Yonca!” deyip duruyor.

Krizler geçiriyorum ama, geçiyor.

Çok şükür!

Yonca
“şükraniye”

Çocuklarımı hiç duymamışım!

Kalk sabah koştur koştur işe git, deli gibi çalış, gel çocuklara yetiş, acele acele onları yatırmaya bak ki otur yazı yaz.

Ayol insanın dönüp ne çekmecelere ne de çocuklarının ağzına lafını tıkıp tıkmadığına bakma hali vakti mi kalır?

İmkansız.

Çok kızdım kendime.

Haberin Devamı

Kızım kaç zamandır bana odasını çok “kalabalık” bulduğunu söylüyordu, ben de ona hep “Aaa saçmalama, onlar senin ihtiyacın olan şeyler!” diyor, bir de sürekli “Bunca eşyan var niye hiç kullanmıyorsun, neden sürekli dağınıksın?” diye kızıyordum.

Bir baktım ki, kızımın ayakları olmuş 37 numara ben çocuğun 33 numara ayakkabı giymesini bekliyorum! Hepsi duruyor tabi. Ayağına olan bi tane var oncağızım ona talim ediyor.

Allah’ım nasıl utanıyorum kendimden!

Çocuklarımın büyüdüğünden haberim yokmuş!

Kızımı sürekli bebe mağazasına götürdüm durdum.

Meğer genç kız olmuş bile.

Çocuk söylemeyi deniyordu ama benim duyacak kulağım ve kafam yoktu ki!

Hadi onu geçtim, bu kadar çok giysin var dediğim her şey BENİM zevkim!

Haberin Devamı

Oysa kızımın kendine has ve ona özel benden bambaşka bir zevki var.

Çocuk onları istemiyor. Kendi zevkine göre giyinmek istiyor pek tabi ve ben “Dominant Anne” olduğum için asla onu dinlemiyorum ki!

Kendimce acilen iş hallediyorum.

YUH bana!

Oğlum, sürekli aynı şortla...

Çünkü diğerleri ya çok büyük, ya çok küçük.

Ah Yonca Ah!

Evi kıyı bucak indirdim.

Gün boyunca nefes almadan çalışıyorum.

Mesaiden beter yoğunum.

Ve ÇOK mutluyum.

Yonca
“Sağır Sultan (SS)”

Kendi kendime “Soru/Cevap Bankası”

1-     Çocuklarımı dinliyor, ilk defa onları bu kadar net ve cızırtısız duyuyorum.

2-     Çocuklarımın gözlerine bakınca gerçek duygularını net anlayabiliyorum.

3-     Onları anlayınca, açıklamak, tartışmak, sarılmak kolaylaştı, vicdanım rahatlamaya başladı.

Haberin Devamı

4-     Sevdiklerini, sevmediklerini sorup anlayarak; onların kendi tercihlerine saygı göstermeyi öğrenerek, aslında gerçekten saygılı bir insan olma terbiyesi alıyorum.

5-     Benim istediğim ve beğendiğim şey herkesin beğenmesi ve sevmesi gereken şey değil. Diktatör olduğumu fark ettim. Kişiye ve ailemize özel bir demokrasi uygulamasına geçmek için çabalıyorum.

6-     Bir çocuk bir şeyi sevmiyorsa dayatmak, o çocuğa sadece sinir stres yapıyormuş.

7-     “Niye tırnak yiyorsun çocuuum?” demek yerine bir bakın bakalım size hiç “Hayır!” diyebiliyor mu? Hayır dediğinde tepkiniz ne?

8-     Bir bakın bakalım “Bak anne bu çok güzel di mi?” dediğinde “Evet ama, bak şu daha güzel sanki...” ya da “Ay ne gerek var şimdi!” veya “O ne ya? Ne alaka!?” diye mi cevap veriyorsunuz. Çocuk belki bi şey anlatmak için mi demişti acaba da duymadım?

9-     Mübarek biz hep daha iyi biliyoruz ya malum! Ne olur yani bana göre daha iyi olan olmasa da çocuğuma göre daha az iyi ama onun sevdiği şey oluverse yahu!

10-      Bakın bakalım çocuğunuz size bir şey dediğinde hep lafı ağzına tıkıyor musunuz, tıkmıyor musunuz?

11-     Çocuk daha ağzını açınca onun yerine cümlesini tamamlıyor musunuz?

12-     Çocuğunuzu hangi konuda takdir ediyorsunuz? Sırf ders mi? Yoksa ne bileyim mesela, “Aaa ne güzel arkadaşlık kurdun ayol iki dakkada?” dediniz mi hiç?

13-     “Amma hayal gücün geniş”, “nasıl da güzel gülüyorsun”, “Seni odanda zevk içinde oynarken görünce, odanın dağılmış olmasını umursamıyorum!” dediniz mi?

Yonca
“sorguç”

Bırakınız dağınık kalsın!

Yemin ederim bırakın dağınık kalsın. Dağınık ama mutlu olalım. Yeter.

Biz kafayı yemişiz arkadaşlar.

Ya de ben, ben yemişmişim.

Şimdi pek güzel hafifleyip açılıyorum.

Odalardan başladım salona doğru geliyorum.

Ha ama eğer çocuklarım bi şeyi öyle bırakmak istiyorsa, karar verdim, bırakacağım.

Elbet kendileri gelecek o toplama noktasına, o zaman yardım isteyecekler, yanlarında olacağım.

Aslında kendi beynimde yaptığım bu temizlikle,

Çocuklarımın ruhunu da yıkıyorum.

Evde herkesin gözleri yıllardır ilk defa gerçekten gülmeye başladı.

Yaşasın.

Artık

Ben de

Görüyorum!

Yonca
“cin gibi”

Yazarın Tüm Yazıları