Çöl sıcağından bildiriyorum, kesin bilgi

Uçhisar’dayım.

Haberin Devamı

Kapadokya’da.
Arazinin ortasında. Doğanın göbeğinde; hatta göbek deliğindeyim bence.
Keçi kılından çadırların içinde..
Ben de keçiyim; uyum içindeyiz yani.
Hava sanki bi an serinmiş gibi geldi ve hemen kendime nanik yaptım. Bu “hava serinmiş” cümlemi hatırlar, arada bi gülerim közlendikçe dedim ki cümlem bitmeden hava ısınmaya başladı.
Yanıyoruz yangın söndürücümüz uyuyor muuu!.
Bu yıl ilk kez Türkiye’nin 1 numaralı sporcu içeceği markası Powerade sponsorluğunda gerçekleşen ve dünyanın en önemli ultra maraton ayaklarından biri olarak gösterilen Powerade Runfire Capadoccia 2013, 20 – 27 Temmuz tarihleri arasında Kapadokya’da şu an bulunduğumuz yerden başlayarak koşulacak.
Ben de Powerade’in ana sponsorluğunu yaptığı RunFire Cappadocia Ultra Maratonu’nda 6 gün koşmak için geldim.
Her şey kafayı bozup Likya Yolu Ultra Maratonu’na katılmamla başladı aslında.
Ultra Maraton nedir biliyor musunuz?
Şimdi şöyle anlatayım;
Maraton 42km195metre koşmak demek.
Ultra Maraton ise, 42km’den de uzun koşunca olan şey demek.
Mesela tek etapta koşulan ultra maratonlar var. Hani İznik’de diskalifiye olmuştum ya, onun gibi. 1 seferde 80km koşuyorsun ve belli bir saatte bitirmen gerek. Ben beceremedim :( bi daha deniycem.

Haberin Devamı

Bi de 6 günlük etaplar halinde koşulan ultralar var.
Likya Yolu Ultra Maratonu gibi, Powerade RunFire Cappadocia gibi.
Bu ikisi Türkiye’nin en zorlu ve kaliteli spor olayı bence.
6 gün boyunca elinde belirlenmiş bir rotanın yüklendiği Garmin GPS aletin, her sabah kargalar “gak”, horozlor “ü ü rü üüü” demeden başlıyorsun koşmaya, ve akşam kampa geliyorsun verilen süreyi kaçırmadan.
6 günde 240-260km gibi bir mesafe katediyorsun koşarak.
Dahası her şeyinle kendine yetmen gerek.
Sırt çantanda 6 günlük yiyeceğin, içeceğin, giyeceğin ve yatacağın uyku tulumunla koşuyorsun, yani en az 10kg yükle.
Deli zor bir olay.
Powerade RunFire Capaddocia ultra koşan “çılgınlara” sadece çadır, sağlık hizmeti, tuvalet-banyo ve hazır çorbanı, kahveni içebil diye su veriyor.
Bu arada hazır çorba ultra maratoncular için elzem bir ihtiyaç; tuz kaybı, sıvı ve mineral kaybını düşünürseniz, hafifliği ve kolay hazırlanabilir olması, lezzet çeşitliliği açısından inanılmaz bir rahatlık.

Haberin Devamı

Ultra maratonun bir de 6G kategorisi var.
O da şöyle oluyor, sabah kahvaltısı ve akşam yemeği veriliyor, eşyalarımız taşınıyor.
Biz sadece o gün koşarken yanımızda olması gereken zorunlu malzemeleri ve günlük ihtiyacımız olan yiyecekleri taşıyoruz ve yaklaşık 130-140km koşuyoruz.
Ben de bu 6G kategorisinde bildiğiniz gibi Danimarkalı Dünya devi temizlik makineleri üretip satan şirket Nilfisk’in TOG Gençleri için yaptığı bağış adına koşuyorum.

Ultra Maraton sadece antrenman ve dayanıklılık meselesi değil inanın.
Olağanüstü bir beyin gücü ve azim de gerektiriyor.
Ultra koşan arkadaşlarımızın halini görünce, yanlarında su içmeye bile kıyamıyorsunuz. İnsan sınırlarının nasıl zorlandığını ve çalışınca nelere dayandığını görüyorum her seferinde.
Bir çeşit mucize.

Haberin Devamı

Memorial’ın sağlık ekibi hep yanımızda, yakınlarımızda.
Paralanan ayaklara yapılan müdahalenin önemini size anlatamam. Şerife Hemşire var.
Şerife İnan.
Hepimizin meleği. O sardı mı su toplamış, kan oturmuş, tırnakları düşmüş ayakları en az 50km daha gidersin kesin.
Powerade RunFire Capadoccia çok özel bir rota.
Hem Kapadokya hem de taaa kurumuş Tuz Gölü üzerinde koşuyorsunuz.
Temmuz sıcağında!

ÇÖL SICAKLARINDA KOŞMAYA HAZIR MIYIZ/ HÜRRİYET TV

KAPADOKYA ULTRA MARATON BASIN TOPLANTISI/ HÜRRİYET TV

36 kişi Ultra koşacak. Yani yaklaşık 250km ve her türlü yüklerini taşıyarak 6.gün sonunda finişe gelmeye çalışacaklar.
36 kişiden 1 Koreli, biri Danimarkalı. Danimarkalı arkadaş diyabetli.
Hem insülin ayarlıyor bu çılgın tempoda, hem de süper koşuyor.
Çocukları diyabet olanlara yazıyorum bunu.
Diyabetliler de hayatta her şeye her koşulda devam edebiliyor bakın.
Ultra koşanların içinde Mahmut Yavuz var esas.
Mahmut efsane bir adam. Onu tanımanız şart.
Mahmut Yavuz, Argos Kültür Sanat sponsorluğunda GOBİ Çölü Ultra Maratonu 2.si oldu. Türkiye’den bu kadar zorlu bir yarışta böyle bir başarı elde eden kimse yok!
Ultracılar arasında 4 kadın var.
Ayşen Solak, Bakiye Duran (Bakiye Abla 54 yaşında koşan efsane!) Elena Polyakova –ki Elena gördüğüm en inanılmaz şeker, güzel, iyi, güçlü koşan kadındır; hem de hem Likya, hem İznik, hem Runfire ve her ne yarış varsa birincisidir. Çok da iyi Türkçesi var. Bayılıyorum.
Bir de Şirin Mine Kılıç var. Şirin de, öyle bir koşuyor ki, inanın yok böyle bir dayanıklılık ve mütevazılık ve güler yüz.
Hayranım onlara.

Haberin Devamı

Benim gibi 6G koşanlar ise 10 kişi.
Aramızda Dünya’nın tanıdığı Barefoot Ted var; çıplak ayak koşan adam. Onun koştuğu innncecik sandaletleri vardı, ben de artık onlarla koşuyorum.
Bir de Michele Ufer var.
Alman.
Hayatımda gördüğüm gözleri en çok gülen adam. Michele “mental trainer” yani zihinsel antrenman uzmanı. Sporcuların beyinsel güç ile yarışlara hazırlanmasına destek veriyor.
Bu arada ben bunları yazarken herkesin çantası kontrol ediliyor.
Zorunlu malzemeleri yanında olmayan yarışamaz.
Aynadan tutun, acil durum düdüğü, Garmin GPS, yiyecek, acil durum battaniyesi, çakı, pusula, kafa lambası, mat ve uyku tulumu, yedek piller gibi gibi...
Ultracılar çantalarında en ufak ek yük olmasın diye diş fırçalarının saplarını, terliklerinin tabanlarını kesiyor. Düşünün nasıl hesaplar yapılıyor gramajdan hafiflemek ve 6 gün kendine her türlü yeterek koşabilmek için.

Haberin Devamı

Ben bu yazıyı yazarken bugün, yani birinci günümüzde kaç km koşacağız henüz açıklanmadı. Sadece sabah erken başlatmayacakları, böylece daha da sıcakta ve zorda koşacağımız söylentisi var.
Vıy vıy vıy!
Çok heyecanlıyıZZZZ!
Şu anda siz bu satırları okurken biz koşmaya çoktan başlamış haldeyizdir.
Km bilgisini twitlerim.
Yanıyooooz!
Serin üfleyin bize lütfen.
Bacaklarımıza kuvvet, sağlık dileyin.
Hepimiz finişi görelim sağlıkla, sakatlanma olmadan.
Her gün hürriyet.com.tr de RFC Günlüğü yapacağım.
Koşullar yazı için pek uygun değil; ama deneyeceğim elimden geldiğince. Zaten bağlantı yakalamak da inanın çok zor.
Arada dinlenmezsem patlarım yanarım çatlarım.
Kendime de bakmalıyım.
3G çalışırsa face’den durum paylaşır cik cik twit de atarım:
@4yaprakliyonca twitter hesabım.
Danimarkalı Dünya devi temizlik makineleri üretip satan şirket NilfiskTOG Gençleri için bağış yapıyor, ben de koşuyorum.
Mutlu, umutlu ve ultra heyecanlıyım.
Hayatı, doğayı, zorlukları ve sporu; dahası bi işe yaramayı seviyorum.
Gençlere değer!
Çok şükür.
Koş Yonca Koş!
Yonca
“tuzda lakerda”

Ve rota ve saha ve zemin ve kaç km koşacağız açıklandı!
Siz okurken ultracılar 1.gün 30.1km 7 saat
Biz 6Gciler ise 19.3km ve 7 saat limitle koşuyor olacağız...
Oy oy oy... start 10:30 yani sıcağın göbeğinde...

Bu arada:
Kapadokya Bölgesi’nin Peri Bacaları ile ünlü eşsiz doğal ortamı ve binlerce yıl boyunca aynı coğrafyada yaşamış çok sayıda medeniyetin kalıntılarıyla dünya mirası kabul edilen bir bölgede gerçekleşen Powerade Runfire Capadoccia’nın rotasına bakın:
Uçhisar’dan start alıp; Güvercinlik Vadisi, Damsa Barajı, Yüksek Kilise, Güzelyurt, Ihlara Vadisi, Hasan Dağ ve Tuz Gölü (uzun etap 93 km.) üzerinden geçtikten sonra Çavuşin, Ürgüp ve Göreme vadilerinden geçip tekrar Uçhisar’da son buluyor.
Powerade Runfire Capadoccia’nın en cazip yönlerinden biri de, her gün o mistik coğrafyada yaşanacak kamp deneyimi olacak.
Zaman zaman 1700 m. yüksekliğe çıkan rotada, en düşük seviye 900 m. olacak.

Uyyy Yoncacım :D

Yazarın Tüm Yazıları