Paylaş
Zamanla akıyorum, evet. Eş zamanlı oldum hayatla.
Di’li geçmiş de değilim artık, gelecek zaman da değilim. Şimdiyim. Şu anım.
Çocuklarım, doğa, spor, müzik ve yazılar. Öyle çok şükrediyorum ki şu an, içimde sakladığım sesi yüksek sesle çıkarsam kulaklarınız sağır olur. “Yonca suuus!” diye bağırırsınız bana. İskelede komşularımı bunaltıyorum konuşa konuşa.
Nar ağacım nar dolu. Kayısı dört tane meyve vermiş, olgunlaşıyorlar yavaş yavaş. Dut öyle büyümüş ki şoke oldum. Çamlardan biri resmen yarım metre boy atmış.
Hele zeytinlerim, ah zeytinlerimi görmeniz lazım, dallarından zeytinler taşıyor bile. O korkunç kışa azimle meydan okumuşlar.
Kalbim bunları yazarken bile yerinden fırlayacak gibi oluyor. Çocuklarım açık havada yalın ayak koşturup ayaklarını toprakla kirletiyorlar. Dünyanın en güzel havasını içlerine çekiyorlar.
Sabahları koşmak için deliriyordum ama Yalıkavak rampalarında nerede koşarım diye endişeden de tırnaklarımı kemiriyordum.
Dailymile’de baktım bir gün, birisi Yalıkavak’ta 15 km, 17 km her gün koşuyor. Hemen yazdım “Uğur Bey, nerede koşuyorsanız ben de gelebilir miyim?” diye. “Marina’dan şu saatte geçiyorum” dedi. Kalktık eşimle gittik sabah erkenden.
Aman Allah’ım gökte ararken yerde bulduk resmen onu. Her gün inanılmaz idman yapıyor Uğur Hekim. Bizden yaşça büyük ama hepimizi cebinden çıkarır valla. Sayesinde üç günde hayatımın en hızlı 23 km’sini koştum.
Avrasyaaa bekle beniii accayip hazırlanıyorum bu sefer sana!
Söyleyin şimdi bana, ben şükretmeyeyim de kim etsin? Ne istersem nasıl da güzelce pıt diye oluveriyor, sanki omuzlarıma minik melekler oturmuş bana yardımcı olup bir şeyleri gönlüme göre yapıyor.
Çok teşekkür ederim anneme, babama. Bana hayat verdikleri, şu hayata gelip de bu güzellikleri yaşama şansı tanıdıkları için.
Bir teşekkür de sağlıklı bedenime... Binlerce, on binlerce, yüz binlerce kere teşekkürlerimle...
Yonca
“şükriye”
Ritim ve Sanat
Gökçeada’da her yaz dünyaca ünlü darbuka üstadı Mısırlı Ahmet ve Galata Ritimhanesi, ritim ve sanat kampı yapıyorlarmış. Okuyunca çok hoşuma gitti.
9-24 Temmuz günleri arasında Saklı Liman-Gökçeada’da daha önce hiç ritim çalmamış veya hiçbir sanatsal faaliyette bulunmamış herkes, sanatsal aktivitelerini geliştirmek isteyen amatörler ve hatta profesyonel sanatçılar hep beraber hem çalışacaklar, hem tatil yapacaklar.
Sanat ve ritim dolu bir tatil kampı yani, ne güzel değil mi? Sanat, ritim ve doğayı seviyorsanız, hiç üşenmeyin, haftaya atlayın gidin valla.
Yonca
“ritmart”
Potanın perileri
Bu yazıyı yazarken dört gözle maçı bekliyoruz henüz. Sonuç her neyse ne, şu anda, siz yapacağınızı zaten yaptınız. Bizi uçurdunuz.
Üstelik bizim ailede basket deyince olay başka türlü bir heyecana dönüşüyor, çünkü kayınvalidem Gülsüm Tokbaş zamanında İzmir Özel Türk Koleji’nin kız basket takımının kaptanlığını yapmış olduğundan içimizdeki basket geni şaha kalkar. Olayı anında evde tribüne çeviririz.
Yani bu heyecanı sayenizde yaşamak benim için, çocuklarım için, hepimiz için efsane! Sizsiniz efsane! Eminim sizi izlerken bağırmaktan sesimiz kısılmıştır şu an. Ve çok çok çok gururluyuz hep beraber ülkecek. Öyle delice seviniyorum ki farklı spor dallarında başarı elde edebilir hale gelmemize, öyle seviniyorum ki kadınların sporda bu noktaya gelmelerine, nasıl anlatsam duygularımızı size.
Tam gaz devam. Sizi seviyoruz işte!
Yonca “Perimania”
Paylaş